Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Hale Özgit, 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nün bu yıl ‘Turizm ve Barış’ teması ile kutlanacağını aktararak, “Turizm, uluslar ve kültürler arasında barış ve anlayışı teşvik etme yanı sıra uzlaştırma süreçlerini desteklemede bir katalizör olarak hayati bir role sahiptir” ifadesini kullandı.
Özgit, turizmin sürdürülebilir gelişim hedeflerini işaret ederek, “Eğitime ve becerilere yatırım yapan kaliteli turizm eğitimi, sürdürülebilir altyapı yatırımları, sektörü karbondan arındırma ve iklime dayanıklı altyapıyı teşvik etme, yeşil dönüşümü hızlandırma ve turizmin iş gücünü geliştirebilecek yenilikçi teknolojiye yatırım yapma konularında katkı sağlamaktadır” dedi.
Turizm endüstrisinin inovasyon ve girişimcilik için verimli bir zemin sağladığını belirten Özgit, “Yaratıcı çözümleri ve yeni iş modellerini teşvik etme yoluyla turizm, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir ve genç yetenekler için benzersiz fırsatlar sağlayabilir” bilgisini paylaştı.
Özgit, turizmde girişimciliği destekleyerek sürdürülebilir kalkınmanın önünün açılabileceğini aktararak, ayrıca yenilikçi barış inşası stratejileri için platformlar da yaratılabileceğini söyledi.
Ekonomik bir güç merkezi olmasının yanı sıra turizmin en büyük gücünün insanları çatışmasız koşullarda bir araya getirmesi olduğunu dile getiren Özgit, “Barışa duyarlı bir turizm, ekonomik ve sosyal güçlerin ve dolayısıyla sosyal sorumluluğun farkındadır. Fırsatlar dahilinde katkıda bulunmayı hedefler” dedi.
Özgit, turizmin geleceğin gençlerinin elinde olduğunu anımsatarak, “Gençlere yatırım yaparak, eğitim ve öğretim fırsatları sunarak ve turizm sektöründe aktif katılımlarını teşvik ederek, toplumsal değişimi yönlendirme ve barışı teşvik etme potansiyellerini kullanabiliriz. Genç yetenekler, turizmin iyilik için bir güç olarak sürekli evrimi için gerekli olan taze bakış açıları, yaratıcılık ve enerji getirir” şeklinde konuştu.
Turizm alanında yapılması gerekenler konusunda da konuşan Özgit, tüm Dünyada eşit hak ve koşullarda seyahat ve deneyimleme şansının herkes için oluşturabileceği barışçıl ve sürdürülebilir bir turizm modeli için politikalar belirlenmesinin önemli olduğunu kaydetti.
