Kışın soğuk günlerinin yaklaşmasıyla birlikte yasa dışı ağaç kesimleri de başladı. “Erkenci” doğa düşmanları, gözden ve gönülden uzak yerlerde cayır cayır çam, selvi, zeytin, harnup ve ardıç kesiyor. Şinyaları ise hem kesiyor hem de söküyor. Arabalarının bagajlarını ve özellikle Dipkarpaz bölgesinde traktör römorklarını dolduran doğa düşmanları, kaçak kestikleri odunları evlerine istifliyorlar.
Yangınlar, kuraklık, çam kabuk böceği ve çam kese böceğinin çok ağır yok edici baskısı altında olan orman ve ağaç varlığımız, kaçak kesimlerle de çok ciddi şekilde darbeleniyor.
Gazetemiz edindiği bilgiye göre, polis genel müdürlüğü ve orman dairesi, gelen kaçak kesim ihbarlarını değerlendirmek için harekete geçti.
Ülkede çok sayıda motorlu bıçkı var. Son yıllarda soba ve şömine kültürü çok yaygınlaştı. Elektrik ve tüp gaz fiyatları da alım gücünü kat kat aşınca, kaçak ağaç kesimlerinde de soba ve şömine sayısına, ayrıca pahalılığa paralel, olağanüstü artış oldu. Doğa düşmanları tenha yerlerde gözlerine kestirdikleri ağaçları motorlu bıçkılarla dakikalar içinde doğrayıp götürüyorlar. Bu durum uzun yıllardır sürüyor ve her geçen yıl ivme kazanıyor. Polis ve orman dairesi bu büyük çevre suçuyla baş edemiyor. Çünkü ağaç olan her yerde çok sayıda kaçak kesim yapılıyor.
Gazetemizin görüş aldığı çevreciler, odun bulundurma ve odun satışının çok ciddi şekilde denetlenmesini, bu konunun polisin öncelikleri arasına alınmasını istedi. Orman ve ağaç varlığının azalmasının sadece doğal yaşamı değil, insan yaşamını da olumsuz etkilediğini vurguladı. Çevreciler, yıllık 400 milimetre/metrekare olan yağış ortalamasının çok gerisinde kalındığına, 250 mm/m2 ve daha az yağışın ise çöl demek olduğuna dikkat çektiler. Çevreciler, yağış miktarının azalmasının en önemli nedeninin ormanların azalması olduğuna işaret ettiler. Çevreciler, kuraklığın üretimde düşüş, pahalılık, işsizlik, sosyal sorunlar, orman yangınları, aşırı sıcaklar ve susuzluk gibi zincirleme sorunlar yaratmasını örnek gösterdiler. “Kaçak ağaç kesimlerinin bugüne ve geleceğe maliyeti çok ağırdır. Bu konu hafife alınacak, görmezden gelinecek bir konu değildir” şeklinde uyarıda bulundular.
