Erol KANLIADA
Kuzey Kıbrıs’taki Rum malları üzerine yatırım yaptığı gerekçesiyle Afik Group şirketlerinin CEO’su Simon Mistriel Aykut’un Güney Kıbrıs’ta tutuklanıp, yargılanmaya başlamasıyla birlikte, KKTC’den mal satın alan Alman vatandaşı birinin Kuzey’den Güney’e geçerken tutuklanması ülkemizde ciddi bir tedirginlik yarattı.
Sektör temsilcileri, Güney Kıbrıs’ın bu girişimlerinin siyasi içerikli olduğunu ve KKTC ekonomine darbe vurmak amacıyla yapıldığını belirtti.
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Afik Group Direktörü Simon Aykut’un Güney Kıbrıs’ta tutuklanıp mahkemeye çıkarılması olayıyla ilgili hukuki olarak harekete geçtiklerini söyledi.
Emlakçılar Derneği Başkanı Hasan Sungur da söz konusu olayın bir tetiklemeye neden olduğunu belirterek piyasadaki tedirginliğe işaret etti.
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı da süreçle ilgili bir girişimde bulunmayı şu an için düşünmediklerini ancak Güney Kıbrıs’ın bu şekilde yaptığı tutuklamaların da doğru olmadığını ifade etti.
Gürcafer: Hukuki olarak harekete geçtik
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, AFİK Group Direktörü Simon Aykut’un Güney Kıbrıs’ta tutuklanıp mahkemeye çıkarılması olayıyla ilgili hukuki olarak harekete geçtiklerini söyledi.
Siyasi olarak ise Cumhurbaşkanlığı, KKTC Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve hükümet tarafından adımların atıldığını belirten Gürcafer, konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı’nda ve kendi içlerinde toplantı yapıldığını vurguladı.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün de bugün yaşanan olaylarda etkisinin büyük olduğuna dikkat çeken Gürcafer, “Güney Kıbrıs kendi iddialarına göre kuzeyde kalmış olan Rum mallarını korumayı amaçlamıyor, aksine KKTC’nin yükselen ekonomisinin önüne geçmeye ve bunu çökertmeye çalışıyor” dedi.
Bu tür adımların ihtiyaç duyulan masayı oluşturmayacağına değinen Gürcafer, konuyla ilgili uluslararası bir müdahaleye de ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
“Bu olay iki toplumun arasını açmaya yöneliktir”
Bu olayın iki toplumun arasını açmaya yönelik bir hareket olduğunu belirten Gürcafer, bu durumun KKTC’nin ekonomisine kısa vadede zarar verebileceğini fakat uzun vadede 80 milyonluk Türkiye pazarı sayesinde zarar etmeyeceğini, bu konuda endişeleri olmadığını söyledi.
Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıslıların sorunu olmadığını, Kıbrıs sorununun bütün Akdeniz coğrafyasını etkilediğine dikkat çeken Gürcafer, hatta bütün Avrupa’nın kaderini etkileyecek zengin bir adanın iki yönetiminin bu hale düşürülmemesi gerektiğini ifade etti.
Gürcafer ayrıca Türkiye ile Yunanistan’ın arasının tarihte hiç olmadığı kadar yakın olduğunu, Güney Kıbrıs’ın bu yakınlığı bozmak amacıyla bu girişimlerde bulunduğunu sözlerine ekledi.
Sungur: Hükümette bir hareketlenme var
Kıbrıs Türk Emlakçılar Derneği Başkanı Hasan Sungur, AFİK Group Direktörü Simon Aykut’un tutuklanıp yargılanmaya başlaması olayının bir tetiklemeye neden olduğunu, bu olayın bir KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki bir satranç olduğunu söyledi.
Simon Aykut olayının ardından hükümette ve tüm devlet dairelerinde bir hareketlenme gözlemlediğini belirten Sungur, “Bu olay KKTC’deki bazı şeylerin gelişmesi için temenni olacaktır” dedi.
“Kimse henüz ne olduğunu anlayamadı” diyen Sungur, Akan Kürşat olayında da aynı sıkıntının yaşandığını vurguladı. KKTC olarak bu tür olaylar için daha hazırlıklı bir döneme girdiklerini ifade eden Sungur, ilerde alınacak tedbirlerle bu gibi olayların yaşanmayabileceğine dikkat çekti.
Güney Kıbrıs’ın KKTC’yi zayıflatmak için bu tür girişimlerde bulunduğunu belirten Sungur, “Böyle bir şey yaşanması etki ve tepkiyi oluşturur, ben devlette tepki göstermeye yönelik bu hareketlenmeyi görüyorum” ifadelerine yer verdi.
Esendağlı: Simon Aykut konusunda
şimdilik bir girişimde bulunmayacağız
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, AFİK Group Direktörü Simon Aykut’un tutuklanıp yargılanma süreciyle ilgili bir girişimde bulunmayı şu an için düşünmediklerini söyledi.
Akan Kürşat olayında da aynı sıkıntıların yaşandığını belirten Esendağlı, meslektaşları olan Akan Kürşat’ı savunmak için örgüt olarak bir duruş sergilediklerini vurguladı.
Güney Kıbrıs’ın bu şekilde insanları tutuklaması noktasında duruşlarının aynı olduğunu kaydeden Esendağlı, bu konudaki politikaların değişmesinin söz konusu olabildiğini fakat yasaların değiştirilip daha iyiye getirilebileceğini ifade etti.