BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in, Londra ile aynı frekansta hareket ederek, Rum tarafından, Kıbrıs Türk tarafını masaya döndürecek şartları yaratacak adımlar atmasını istediği haber verildi.
Haftalık Kathimerini Ada’ya yarın gelecek olan Holguin ile Londra’nın aynı çizgide, Rum tarafının özlü açılımlar şeklinde ikna edici jestlerde bulunması gerektiği ana referans noktasında hareket ettiğini yazdı.
Haberde Holguin’in Londra’da özlü görüşmeler yaptığı ve diğerleri yanında, Annan planı dönemindeki “partenojenez (bakir doğum)” teriminin esin babası olan Lord David Hannay ile de görüştüğüne dikkat çekildi.
Kişisel Temsilci’nin sürece hem Rum tarafının istediği gibi, Kıbrıs sorununun çözümüne bir fırsat daha verilmesi, hem de yeni bir çıkmaz durumunda Kıbrıs Türk tarafının dışlanmış kalmayacağının güvence altına alınacağı şekilde odaklanmakta olduğuna işaret edildi.
Gazete edindiği bilgilere dayanarak, Holguin’in gerek Rum yönetimine gerek garantör ülkelere götürdüğü tezlerin, İngiliz Yüksek Komiseri Irfan Siddiq’ın Kathimerini’ye söylediği ve Rum yönetiminin nota vermesine neden olacak derecede tepkiyle karşılanan ve sözleriyle tamamen aynı olduğunu vurguladı.
Gazeteye göre bu bilgiler; Holguin’in, İngiltere Dışişleri Bakanlığının, Rum yönetimini, Kıbrıs Türk tarafını yeniden müzakere masasına döndürmek için daha fazlasını yapmaya çağıran tezlerini kabul ettiği ve paylaştığı yönünde.
Haberde Holguin’in, “Kıbrıs Türk tarafının endişelerine yönelik yaklaşımlar” genel ifadesi dışında Rum yönetiminin daha fazla yapması gerektiğine inandığı şeyin ne olduğunu söylemediği kaydedildi.
Habere göre İngiltere de 2022’den beridir Rum yönetimine benzer mesajlar veriyor. Holguin’inkilerin aksine net ve içerikleri kesin mesajların şu iki yönü var:
1-Londra Rum tarafına, Kıbrıs sorununun çözülmesiyle egemen eşitliğin bir şekilde kurumsallaşacağı görüntüsü verilmesi için kurucu ortak ve ortak malikler olarak andığı Kıbrıslı Türklere yönelik Güven Yaratıcı Önlemleri (GYÖ) zenginleştirmesini; 2- Türk tarafının müzakere kozu olarak elinde tuttuğu kapalı Maraş’a geri dönüşü devre dışı bırakarak, herhangi bir karşılık almaksızın, Ercan Havalimanını meşrulaştıracak adımlar atmasını önerdi.
Gazete bu iki tezin, Ajay Sharma ve Annan planı döneminde Lord David Hannay’ın yakın mesai arkadaşı Jonathan Allen tarafından sunulduğunu, her iki ismin de artık İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs sorunu grubuna liderlik etmekte olduğunu belirtti.
Habere göre tekrarlanmak istenen bu fikirler Rum yönetimini ağır ikilemlerle karşı karşıya bırakıyor ve baskı topunu Rum tarafının sahasına atıyor. Rum tarafının "daha fazlasını yapması gerektiği" İngiliz teorisinin Maria Angela Holguin tarafından da benimsenmesi güçlendirici işlevi görüyor ve çıkmazı kırabilecek tek reçete olarak sunuluyor.
Gazete Rum yönetiminin, Holguin’in İngiliz tezini benimsemekte olduğunu hem Holguin’den, hem bir yabancı ülke yetkilisinden hem de İngiliz Yüksek Komiseri Siddiq’ten teyit ettiğini kaydetti.
Fileleftheros Rum yönetiminin, egemenlik konusunun kırmızı çizgisi olduğunu, tek egemenliğin, devletin tek uluslararası temsiliyetinin güvenceye alınması dışında herhangi bir tartışmayı kabul etmediğini bütün istikametlere ilettiğini aktardı.
Gazeteye göre “İngiliz fikirlerinde tarif edildiği gibi, yeni devleti kuracak iki egemen varlık” ifadesinin yer alacağı bir model ileri götürme yönündeki her çabayı reddeden Rum yönetimi, Holguin’in (yarın) Ada’ya gelmesini ve onunla yapacağı temasları -bu sefer misyonuna nasıl devam edeceğine dair işaretler vereceği beklentisiyle- dört gözle bekliyor.
Alithia Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in iktidarının bir yılını değerlendirmek üzere Salı günü ortak yayında TV kanallarına verdiği ortak söyleşide çözüm ve “Kıbrıs’ı kurtarma” niyetine dair genel söylemlerin ötesine geçmediğine dikkat çekti.
Gazeteye göre Hristodulidis o söyleşide Guterres Çerçevesinin 6 maddesinden 3’ünü reddetme tutumunu iptal etmedi. Holguin Hristodulidis’ten Guterres Çerçevesini ve müzakerelerde varılan yakınlaşmaları olduğu gibi kabul ettiğine dair net bir cevap almazsa federasyon ile iki devlet arasında ortak zemin aramaya devam edecek.