Evrensel Hasta Hakları Derneği’nin (EHHD) hasta hakları ihlallerini bildirmek ve çözüm sağlamak amacıyla geliştirildiği Hasta İzleme Platformu (HİP), sağlık hizmetlerinde karşılaşılan hak ihlallerini hızlı ve kolay bir şekilde raporlamayı mümkün kılarak, hasta memnuniyetini ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmayı hedefliyor.

   Avrupa Birliği (AB) tarafından Kıbrıs Türk toplumuna yönelik yardım programı kapsamında finanse edilen Hasta Hakları İzleme Projesi bünyesinde geliştirilen mobil uygulama olan Hasta İzleme Platformu, anında bildirim, gizlilik ve güvenlik korumaları, geri bildirim, Türkçe ve İngilizce kullanılabilme özelliği ve sağlık kuruluşlarının adres ve telefonları ile 14 temel hasta hakkına ilişkin bölümlerden oluşuyor.

   BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına konuk olan Evrensel Hasta Hakları Derneği Hasta Hakları İzleme Proje Müdürü İzlem Sönmez ile Savunuculuk ve Lobicilik Uzmanı Beran Dağtaş, Hasta Hakları ve Hasta İzleme Platformu (HİP) mobil uygulaması hakkında önemli bilgiler verdi.

Sönmez: Hastalar şikayetlerini iletiyor, çözüm arıyoruz

   Hasta Hakları İzleme Proje Müdürü İzlem Sönmez, HİP uygulamasıyla hasta hakları ihlali yaşayan vatandaşların sorunlarının raporlanacağını belirterek uygulamanın hastanın hastaneye girdiği andan itibaren yaşadığı sıkıntıların ve şikayetlerin uygulama yoluyla kayıt altına alındığını söyledi. Sönmez, bu uygulamayla birlikte hastaların yaşadığı sıkıntılara çözüm arandığını ifade etti.

    Uygulamanın ücretsiz ve aktif olduğunu belirten Sönmez, “HİP” uygulaması ile ilgili şöyle konuştu:

   “HİP uygulaması içeresinde 14 temel hasta hakkı ve sorumlulukları yazılıdır. KKTC’deki tüm kamu ve bazı özel hastaneler kayıtlıdır. Uygulamanın temel amacı, hasta hakkının ihlal edildiyse bunu bildirmesidir. Hastanın hastaneye girişinden itibaren gerek doktor gerek yoğunluk gerekse ilaç erişim sıkıntısına kadar yaşadığı tüm sıkıntılar raporlanıyor. Hastalar isimlerini gizli tutabiliyor ve iletişim numaralarını yazdıklarında biz şikayete bakıp, gerekirse doktoru da arayarak sorunları karşılıklı dinliyoruz, çözüm arıyoruz”.

   Sönmez, özellikle “sahte reçete” soruşturmasından sonra yaşanan ilaca erişim sıkıntısının halen çözülemediğini belirterek HİP uygulamasının içine “ilaca erişim” eklendiğini belirtti.

Dağtaş: Nüfus artışı alt yapı sıkıntısını ortaya çıkardı

    Savunuculuk ve Lobicilik Uzmanı Beran Dağtaş, lobiciliğin ülkemizde dünyada olduğu gibi büyük bir oluşum olmadığını, bu konudaki temel amaçlarının yasa yapıcılara bilgi ve kaynak paylaşımı sunmak olduğunu belirtti.

   Dağtaş, hasta şikâyetlerinin özel hastanelerden de çok fazla gelmeye başladığını ifade ederek, kontrolsüz nüfus artışıyla birlikte alt yapı sıkıntısının ortaya çıktığını söyledi. Hastanelerdeki yoğunluk konusuna da değinen Dağtaş, yabancıların da hastanelere çok fazla gitmesiyle birlikte, vatandaşın hizmet almakta sıkıntı yaşadığını belirtti. Dağtaş, bu durumun sorumlusunun sistemi yaratanlar olduğuna değindi.

   Dağtaş nüfus politikalarının eleştirilmesi gereken konular arasında olduğunu ifade ederek “Konuya sadece insanlar üzerinden değil sistemsizlik üzerinden gidilmediler” dedi.

   Pandemide yaşanan erişim sıkıntısından da söz eden Dağtaş, Hasta Hakları Derneği olarak Tabipler Birliği ile aynı gün “ülkemize gelecek, önlem alınmalı” çağrısında bulunduklarını, dernek olarak da pandemide gönüllü çalıştıklarını söyledi.

   Dağtaş, “Elimizde bir veri olsaydı, hangi hastanın öncelikli olduğunu bilirdik, kayıplar yaşamazdık. Dernek olarak sağlık haritası çıkarmayız ama pandemide de gönüllü olarak çalıştık, ihtiyaç raporu çıkardık. Bu konuda mobil uygulama düşündük. Topladığımız verileri, Sağlık Bakanlığı’na da aktaralım düşüncesi vardı fakat bu uygulama devreye girmedi. Sağlık Bakanı fikre soğuk bakmadı, büyük beklenti içinde de değiliz ama bekliyoruz” dedi.

“Milyarder de olsanız hastanelere mahkûmsunuz”

   Hasta haklarının ve hastanelerin herkes için hayati bir konu olduğunu belirten Dağtaş, “Milyarder de olsanız hastanelere mahkumsunuz” dedi.

   “Yaşam kalitesinin yükseltilmesi için koruyucu tedbirlerinin güçlendirilmesi gerekir” diyen Dağtaş, konunun sadece sağlık değil, çevre politikasıyla da ilgili olduğunu belirtti.

   Dağtaş, “Evlerimizde kullanılan inşaat malzemelerinin insan sağlığı üzerinde yarattığı etki, gıdaların denetimi, çevre denetimleri mutlaka yapılmalı ve bilgiler mutlaka veri halinde toplanmalı. Bu şekilde de hangi bölgede ne tür hastalıklar var öğrenebiliriz. Verileri bir yerde tutmak ilerisi için bize bir kanıt gösterir” dedi.

Editör: Batuhan Borakan