Uluslararası Hukuk Uzmanı Murat Metin Hakkı, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işleyişinde etkinliğin artması için değişik öneriler gündeme getirdi.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın düzenlediği “Taşınmaz Mal Krizinin İnşaat Sektörüne Etkisi” başlıklı panelinde konuşan Hakkı, özetle, ülkede Kapalı Maraş dahil üçüncü kişilere tahsis edilmemiş 600 bin dönüm civarında arazi olduğuna dikkat çekti.
Hakkı, bu arazilerin herhangi bir yerli ya da yabancı yatırımcıya mevcut mevzuata uygun olacak şekilde, 1974 kayıtlı malik ya da yasal mirasçı ile anlaşılarak satış olanağının yaratılması için yasal düzenleme yapılmasının yerinde olacağını belirtti.
Ayrıca Hakkı, tazminat ödemeleriyle ilgili olarak kamu yükünün özelleştirilebileceğini, tamamen gönüllülük esasına göre hükümlü tazminatın tamamını ya da bir kısmını üstlenmek isteyen şirketler ya da mevcut tasarrufçulara belli vade ve oranlara yayılabilecek vergi indirim ya da muafiyet ya da kolaylıklarını teşvik olarak sunulabileceğini aktardı.
Hakkı, şerefiye vergisinin de başlangıçta çok küçük oranlarda uygulanmaya başlanıp, kademeli olarak artırılabileceğini söyledi.
“Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Maraş karnesi zayıf”
Hakkı, ardından Kapalı Maraş konusuna değinerek, hukuki ve siyasi açıdan karmaşık görünen bu konunun çözümü için uluslararası mahkeme kararları ve milli hassasiyetler arasında bir denge kurulması gerektiğini ifade etti.
Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Maraş karnesinin zayıf olduğunu ve yakın zamanda bu konu ile ilgili somut adımlar atılması gerekeceğinin altını çizdi.
Maraş’ın belli bölümlerinde Güney’deki vakıf mallarıyla takas seçeneğinin de kullanılabileceğini ve böylece hem Evkaf’ın Maraş masasına önemli bir aktör olarak döndürülüp, hem de Güney’de Türk malları ile ilgili hukuki rejimin sıkıntıya düşmesinin sağlanabileceğini söyledi.