Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, hükümete yüklenerek, “Her geçen gün bu ülkeye, bu halka verdiğiniz zarar da büyüyor” dedi.
Erhürman, “Aslında en doğrusu pılınızı pırtınızı toplayıp bir an önce gitmeye hazırlanın” ifadelerini kullandı.
Erhürman, konuyla ilgili kişisel sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.
Açıklama şu şekilde:
“Ercan Sözleşmesi”ne ek Sözleşme No: 5
1. Ercan Sözleşmesi 2012'de imzalanmıştı ve 1. madde, Şirket'in işletme döneminin 25 yıl sonra son ermesini, yani 25 yıl sonra Ercan'ın Devlet'e devredilmesini öngörüyordu.
2. Sözleşme'nin 11. maddesinde, "salgın hastalık" gibi mücbir sebep durumlarında, mücbir sebebin devam ettiği toplam sürenin işletme döneminin sonuna ekleneceği öngörülüyordu.
3. Sözleşme'nin 31. maddesi, tarafların uyuşmazlığı halinde yetkili mahkemenin KKTC mahkemeleri olduğunu söylüyordu.
4. Şimdi "ek sözleşme no:5" ile 2012 tarihli Ana Sözleşme'ye ek hükümler getirildi.
5. Buna göre, öncelikle pandeminin süresi 27 ay 9 gün olarak kabul edildi. Birinci soru burada. Pandeminin 27 ay dokuz gün olarak kabul edilmesinin gerekçesi ne?
6. İkinci soru: Bu durumda ülkede pandemiden zarar gören tüm kesimler/sektörler açısından da devlet tüm işlemlerinde pandeminin 27 ay 9 gün sürdüğünü kabul edecek mi?
7. Ek sözleşmeyle, salgın hastalık (mücbir sebep) nedeniyle sözleşmenin süresinin uzatılması yerine 59 milyon euronun Şirket'e ödenmesi konusunda anlaşıldı.
8. Üçüncü soru: 59 milyon euro nasıl hesaplandı? Bakkal hesabı, "ala una ala tre" pazarlık usulü mü? Veriler nerede?
9. Ek Sözleşme'den anlıyoruz ki taraflar belli konularda aralarında uyuşmazlık olduğu konusunda anlaştılar. Bunların en önemlilerinden biri de Ercan'ın Devlet'e devredileceği zaman!
10. "Hükumet" bu tarihin 2042 olması gerektiğini söylüyor. 2012'den 2042'ye 25 değil, 30 yıl geçmiş oluyor. Dahası Şirket, bu tarihin 2051 olması gerektiğini söylüyor. Yani Şirket, "pandemi nedeniyle" 27 ay 9 gün uzatmadan 59 milyon euro karşılığında vazgeçiyor ama süreyi 2012'den itibaren 39 yıla çıkarmaya, Ercan'ı 2051'den önce devretmemeye çalışıyor.
11. Ortada uyuşmazlıklar var ve taraflar uyuşmazlıkların neler olduğunu da Ek Sözleşme'de belirliyorlar. Peki uyuşmazlıkları kim çözecek? 2012'de imzalanan Ana Sözleşme'ye göre tabii ki KKTC mahkemeleri. Ama Ek Sözleşme'ye göre?
12. Bu işler mahkemeye gitmeyecek. TC Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün belirleyeceği 7 kişilik Hakem Heyeti çözecek uyuşmazlıkları! Şimdi bize soracaklar: Siz TC Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne güvenmiyor musunuz?
13. Oysa doğru soru (dördüncü soru) şu: 2012 tarihli Ana Sözleşme'de, açıkça uyuşmazlıkların KKTC mahkemelerinde çözüleceği söyleniyor. Siz neden bunu değiştirip meseleyi KKTC yargısından kaçırıyorsunuz? KKTC mahkemelerine güvenmiyor musunuz?
"Hükmi garaguşi" derdi eskiler. Tam "hükmi garaguşi" bir ek sözleşme. Hesap kitap, gerekçe Hak getire. Dahası "iktidar"a mensup bazı bakanlar, milletvekilleri "vallahi haberimiz yok" diyorlar. Neden haberiniz oldu ki zaten? Ya da haberiniz olsaydı ne olacaktı?
Yaptığınız işlerle ülkeyi ne kadar zarara soktuğunuz, 2012'deki yanlışlarınıza yanlışlar ekleyerek sebep olduğunuz zararı katlayarak artırdığınız ortada. Bunun hesabı çıkacak ve sorulacak elbette!
"Bir kalemde bu halkın 59 milyon euro'sunu gözden çıkarabildiğinize, bu ülkede pek çok sektörü perişan eden pandeminin süresini 27 ay 9 gün olarak ilan ettiğinize göre "para bol". Buyurun bu kaynakla insanlarımızın alım gücünü yükseltin, işletmelerimizin "27 ay 9 gün" içindeki zararlarını da karşılayın o zaman" denilecek elbette size. Hazır olun!
Ve aslında en doğrusu pılınızı pırtınızı toplayıp bir an önce gitmeye hazırlanın. Çünkü her geçen gün bu ülkeye, bu halka verdiğiniz zarar da büyüyor!