Mustafa GÜRSEL
Kıbrıs Türk Halkının Varoluş Mücadelesi’nde önemli hizmetleri bulunan ve askeri başarılarının yanında kişi olarak da sevilip sayılan Emekli Binbaşı Özkan Arkın, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı nedeniyle, Bağımsız Gazete’ye o günle ilgili yaşadıklarını anlattı.
15 Kasım 1983’te askeri görevle İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda özel eğitimde olduğunu belirten Emekli Binbaşı Arkın, “Devlet ilanımızı bizlere okul komutanımız bildirmişti. Dünyalar bizim olmuştu” dedi.
İstanbul’a gidiş için çıkışı Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden yaptığını, ancak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne döndüğünü anlatan Özkan Arkın, bundan büyük heyecan ve mutluluk duyduğunu vurguladı. Arkın, ilk gençlik yıllarından itibaren bugüne kadar, bir asker olarak hayatını halkın varlığına adadığını ifade ederek, devlet ilanını yurt dışında duymayı, ilginç bir anı olarak hatırladığını ve yıldönümü nedeniyle bunu paylaşmak istediğini söyledi.
Emekli Binbaşı Özkan Arkın, kırk yıldır unutamadığı 15 Kasım 1983 anısını Bağımsız muhabirine şöyle anlattı:
“1983 Ekim ayında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görevli binbaşı ve yarbay rütbesindeki subaylara verilen tekamül kursuna benim de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’ndan katılmam emri üzerine, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden uçakla Tuzla Piyade Okulu’na gitmiştim.
Kursun 15 Kasım gününe ait eğitim programının konusu olan taarruz tatbikatını Tavşan Tepe olarak anılan arazi kesiminde uygulamıştık.
Okul Komutanımız Tümgeneral Şamil Özdilli (KKTC’de ÖZMEN BEY diye bilinir), yaptığımız taarruz tatbikatını seyir yerinden izlemişti. Tatbikatın sonunda, okul komutanının bulunduğu yerde toplandık. Komutan, adet üzere, önce tatbikatın kritiğini yaptı. Sonra da bize, çok mutlu bir haberinin olduğunu söyledi. Hepimiz susmuş ve onun vereceği mutlu haberi merakla bekliyorduk. Generalimiz, bizi fazla bekletmeden, haberini şu sözlerle bize duyurdu:
‘Arkadaşlar; bugün bir Türk cumhuriyetimiz daha doğmuştur. Kıbrıs’taki soydaşlarımız, kendi bölgelerinde, cumhuriyetlerini ilan ettiler. Kutlu ve uğurlu Olsun.’
Bu duyuru üzerine coşmuştum. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Sevinçten havaya sıçradığımı sandım. Meğer beni yerden alıp yükselten kurs arkadaşlarımdı. Yeni kurulan cumhuriyetin bir subayının o sırada Türkiye’de bulunması vesilesiyle, beni omuzlarına aldıktan sonra, hep bir ağızdan ‘Özkan Arkın ataşe’ diye slogan atmışlardı. Bu müstesna günde ülkemde değildim ama çok farklı bir heyecan ve coşku içindeydim. Kurs arkadaşlarımın gönüllerinde, temsili de olsa KKTC’nin ilk askeri ataşesi olma şerefini de yaşadım.
Aynı günün akşamı, piyade temel eğitiminde olan yeni mezun Kıbrıslı Türk üç teğmen ve kurstaki devre arkadaşım binbaşıyla birlikte, Maltepe Orduevi’ndeki televizyonda, bu mutlu olayı Kıbrıs’ta imişiz gibi heyecanla izledik.
Varlığımızın güvencesi cumhuriyetimiz çok yaşasın. Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş, Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Doktor Küçük ve tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun. Gazilerimi şükranlarımı sunuyorum. Bayramımız kutlu olsun.”