Yunan Dili Derneği (YUDER) Başkanı Arif Malek, yıllar önce müfredata konulan Yunanca derslerine talebin çok olmasına rağmen kadroların boş olduğuna dikkat çekti.

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem’in başta “Yunanca” olmak üzere seçmeli ders kadrolarının azaltıldığını, okul müdürlerine seçmelileri açmama, hatta kapatma yönünde baskı yapıldığını, öğrencilerin müfredatta olan Yunanca, Almanca ve Fransızca derslerini seçme hakkının elinden alındığını açıklamasına YUDER Başkanı Malek de destek belirtti.

“Bizi dışlamayın” diyen Malek, eğitimde tasarruf olamayacağını söyledi.

“Kadro yeteriz kaldı…”

Yunan Dili Derneği Başkanı Arif Malek, Yunanca öğretmenliği için kadroların geçmiş yıllara göre azaltıldığına dikkat çekti.

Malek, okullara talep edilen öğretmen sayısına bakıldığında, devletin açtığı kadronun yeteriz kaldığını, minimum öğretmenle “maksimum verim” alınmaya çalışıldığını ifade etti.

Bu durumun hem performans hem de okullardaki işleyiş açısından büyük sorunlar yarattığını belirten Malek, öğretmen yetersizliği sebebiyle bazı öğretmenlerin birden fazla okulda görev yapmak zorunda kaldığını söyledi.

“3 okula giden öğretmenler var”

Birden fazla okula gitmek zorunda kalan öğretmenlerin net bir okulu benimseyemediğini dile getiren Arif Malek, bu öğretmenlerin öğrencilerle yeterli zaman geçiremediğini, okul yönetimin ise öğretmeni istediği şekilde yönlendiremediğini kaydetti.

Malek, birden fazla okula giden öğretmenlerde aidiyet duygusunun azaldığını, çünkü bu öğretmenlerin hangi okula aidiyet duyacağını bilemediğini belirterek “3 okula giden öğretmenler de var” dedi.

“Eğitim yapboz tahtası değildir”

Arif Malek, Yunan Dili Öğretmenliği’ne yönelik kadroların azaltılmasını “siyasi bir karar” olarak düşünmediğini, çünkü Yunancanın Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) iktidarda olduğu dönemde pilot program olarak müfredata alındığını, bu nedenle doğrudan hükümeti suçlamanın doğru olmayacağını kaydetti.

Malek, bireysel yaklaşımların büyük sorunlar yarattığını, her gelen bakanın kendine göre bir imajının bulunduğunu, ancak farklılıkların olmaması gerektiğini vurguladı.

“Eğitim yapboz tahtası değildir” diyen Malek, eğitimin belli bir plan çerçevesinde olması gerektiğini ifade etti.

Malek, Yunancanın yıllar önce müfredata konulduğunu, bu nedenle talep edilen eksik okullara öğretmen istihdam edilmesi gerektiğini dile getirdi.

“Talep çok, kadrolar boş”

Her okulda Yunanca öğretmeni olmadığına dikkat çeken Malek, bu dile karşı talebin oldukça fazla olduğunu, ancak buna rağmen kadroların doldurulmadığını belirtti.

Malek, ortaokulda Yunanca dersi alan bir öğrencinin liseye geçtiğinde bu derse devam edemeyebileceğini, çünkü her lisede Yunanca dersi olmadığını söyledi.

Benzer şekilde ortaokulda hiç Yunanca dersi almayan bir öğrencinin de lisede ilk kez Yunanca dersi alabileceğine dikkat çeken Malek, bu durumun eğitimde sıkıntılara neden olduğunu kaydetti.

“Eğitimde tasarruf olmaz”

“Bizi dışlamayın” diyen Malek, eğitimde tasarruf olamayacağını söyledi.

Malek, kadro sayısının azaltılmasındaki amacın “tasarruf” olmaması gerektiğini belirterek “Tasarrufun merkezi eğitim değildir” diye konuştu.

Kıbrıs adasında yaşayan iki toplumun olduğuna dikkat çeken Malek, gerek “düşman dili”, gerekse “dost dili” olarak görülse de bu dilin herkese öğretilmesi gerektiğini ifade etti.

“En büyük sorun ‘planlama’ eksikliği…”

Toplumlarının birbirinin dilini öğrenmesini gerektiğini dile getiren Malek, sadece öğretmenlik açısından değil, devletin tüm kadrolarında Yunanca bilen kişi eksikliğinin bulunduğunu belirtti.

Malek, Cumhurbaşkanlığı’ndan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Enformasyon Dairesi’ne, Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan polis teşkilatına kadar birçok kadronun boş olduğunu söyledi.

En büyük sorunun “planlama eksikliği” olduğunu belirten Malek, kadro eksikliğinin öğretmenlikten başladığını, diğer sektörlere de sıçrayacağını, bunun bir adım olduğunu ve önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.

“Kadro sayısı 8’den 2’ye düşürüldü”

Resmi olmayan bilgilere göre Yunanca öğretmenliği için talep edilen 8 kişilik kadronun 2’ye düşürüldüğünü belirten Arif Malek, “Yunancaya olan talep neden engellenmeye çalışılıyor?” diye sordu.

Malek, Yunancanın herkes tarafından olmasa da bazı kesimlerce “ötekileştirildiğini”, ancak halihazırda çalışan öğretmenlerin bu algıyı azalttığını ifade etti.

Özel okullarda Yunanca dersinin olmadığına dikkat çeken Malek, YUDER olarak bakanlık müfredatında bulunan Yunanca derslerinin özel okullarda da verilmesi için adım attıklarını belirtti.

Editör: Yasemin Canbaz