Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sheraton New York Times Square Hotel'de düzenlenen Concordia Zirvesi kapsamında soruları yanıtladı.
Fas ve Libya'da meydana gelen felaketleri anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin Libya'ya da Fas'a da yardım için hazır olduğunu, buna rağmen henüz Fas'tan geri dönüş alınmadığını ifade etti. Erdoğan, geri dönüş alınan Libya'ya ilk etapta üç "dev" nakliye uçağı ve üç gemi ile araç-gereç ve gıda gönderdiklerini belirtti.
Talep olması durumunda her türlü yardımı göndermeye hazır olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu an itibarıyla ekiplerimiz Libya'da çalışmalarını sürdürüyor. Bunu insani bir görev olarak telakki ediyoruz ve göndermeye de devam edeceğiz" diye konuştu. Enflasyonla mücadeleye yönelik soru üzerine ise Erdoğan, şunları söyledi:
Şu anda küresel enflasyon tüm dünyayı tehdit eden bir durum. Bunun karşısında özellikle birinci derecede küresel enflasyonun egemen olduğu ülkelerin attığı, atacağı adımlar büyük önem arz ediyor. Aynı şekilde biz de bu enflasyonun şu anda bedelini ödedik, ödüyoruz. Fakat ekonomi ekibimiz bu konularda yoğun bir gayretin, çalışmanın içerisinde. Başarılı bir süreci yönetiyorlar ve bu başarılı süreçte, inanıyorum ki yıl sonu, bilemedin yılın başında bunu başaracağız ve buradan da gerekli olumlu neticeleri alacağız ve bununla birlikte 2024'e çok daha farklı bir şekilde gireceğiz.
"Çağrımı yapmaya devam edeceğim"
Yeni anayasaya ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Şu anda parlamentoda bizim gücümüz anayasayı değiştirmeye muktedir değil" diye konuştu. Bu konuda parlamentodaki tüm gruplara çağrıda bulunduklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
Eğer parlamentoda grubu olanlar, bu çağrımıza onlar da olumlu cevap verecek olurlarsa o zaman beraber, birlikte bu Anayasa'yı değiştirmeyi başarırız. Böylece tüm parlamento bu anayasa değişikliğini başarıyla gerçekleştirmiş oluruz. Bu çağrımı yaptım, yapıyorum, yapmaya devam edeceğim. Bu çünkü bizim ortak meselemiz, bunu da birlikte çözmemiz lazım.
Türkiye-ABD ilişkileri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerine yönelik soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
Her şeyden önce ABD gibi bir ülke, ekonomisiyle, bütün imkanlarıyla her alanda dünyada çok farklı bir konuma oturmalı. Güvenlikten ticarete Amerika ile çok boyutlu ilişkilerimiz var. İkili ticaretimiz 32 milyar doları aşmış vaziyette. Türkiye'deki Amerikan firmalarının yatırımları ise 14,5 milyar dolar. Şu an ülkemizde Amerikan sermayeli 2 bin 80 firma var. Tabii Amerika'nın Türkiye'deki bu yatırımlarının artması, bizim ciddi manada beklentimizdir.
Tahıl sevkiyatı
Soçi’ye geçen hafta yaptığı ziyarette Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
Soçi ziyaretinde Putin ile, Sayın Putin ile Afrikalı kardeşlerimize yönelik ilk etapta 1 milyon ton tahılın sevkiyatını görüştük. Malum Karadeniz Koridoru’nda şu ana kadar 33 milyon ton Rusya’dan gelen tahıl var. Bunların yüzde 44'ü Avrupa’ya, yüzde 14'ü bize, bir o kadar Afrika ülkelerine ama yeterli değil. Afrika ülkelerine çok daha fazlası, özellikle en az gelişmiş Afrika ülkelerine bizim bu tahılı bizde una dönüştürerek göndermemiz hem insani hem vicdani görevimiz olacaktır. Sayın Putin ile geçen pazartesi günü yaptığımız görüşmede bunları konuştuk, görüştük ve süratle de yeniden bu tahıl koridorunu işletmeyi ve '1 milyon ton yetmez, bunu daha da arttırmanızı rica ediyorum.' dedim. Biz telefon diplomasisiyle bu süreci işletmeyi ve bununla birlikte 'Rusya olarak üzerimize düşen görevi yerine getirelim’ dediler ve böylece vedalaştık.
Türkiye-Irak Kalkınma Yolu Projesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine Basra Körfezi'ni Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlaması öngörülen Türkiye-Irak Kalkınma Yolu Projesi'ni de değerlendirdi. Erdoğan, şunları söyledi:
Her şeyden önce Basra Körfezi’nden ve Körfez ülkelerini de aşarak Irak'tan geçmek suretiyle Türkiye üzerinden de Avrupa'ya gidecek olan bir koridor. Bu koridorun raylı sistem, otobanlar, bunlarla beraber altyapısı, üstyapısıyla, özellikle burada Körfez ülkelerinin bu işte çok çok kararlı olduğunu gördüm. Birleşik Arap Emirlikleri olsun, Katar olsun, Suudi Arabistan olsun, Irak, hepsi bu konuda çok çok kararlı. Hepsinden önemlisi biz de kararlıyız. Amerika'da bu kararlılığı gördüm, Almanya'da, Japonya'da, bunlarda da bu kararlılığı gördüm. Dolayısıyla atacağımız böyle bir adımla yeni bir dünyayı inşa etme fırsatını bulacağız.
NATO ile ilişkiler
Erdoğan, "Hem bir NATO üyesi hem de ABD’nin stratejik ortağı olarak ulusal çıkarlar ve daha geniş jeopolitik gerilimler arasında nasıl yol alıyorsunuz?" sorusu üzerine, Türkiye’nin NATO’nun en eski üyelerinden olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin gerek askeri gücü gerek verdiği mali destekle NATO içindeki ilk 5 ülkeden biri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
Gerek verdiğimiz askeri güçle gerek verdiğimiz mali destekle NATO içinde böyle bir konumumuz var. Bundan şu ana kadar herhangi bir taviz vermedik. NATO içindeki bu gücümüz, NATO üyesi ülkeler arasında da takdir görüyor.
Şu an itibarıyla biz, NATO içinde aldığımız görevleri harfiyen yerine getiren bir ülkeyiz ve bundan sonraki süreçte de aynı görevi ifa etmeye devam edeceğiz çünkü NATO üyesi ülkeler olarak hepimizin burada ortak menfaatleri var. Buradan taviz vermeye niyetimiz yok.
"Bizim mültecilere bakışımız çok farklı"
"Türkiye, diğer tüm ülkelere kıyasla çok daha fazla mülteciyi ülkesinde misafir ediyor. Uluslararası kurumlar ve çevreler söz konusu olduğunda bugün sizce küresel göç krizine yeterince cevap verilebiliyor mu?" sorusuna Erdoğan, "Dünyanın yaklaşım tarzı bazı ülkelerde olumlu. Örneğin Amerika, mültecilere bakışta bana göre olumlu ülkelerden bir tanesi. Almanya, Fransa öyle. Türkiye olarak aynı şekilde bizim de mültecilere bakışımız çok çok farklı" yanıtını verdi. Türkiye'de ana muhalefet partisinin mültecilere bakışının "acımasız" olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Seçim kampanyasında 'Seçimi kazandığımız takdirde mültecileri sınır dışı edeceğiz.' demek suretiyle tehdit savurdu. Biz ise tam aksi... Biz mültecilere olan ev sahipliğimizi bugüne kadar nasıl yaptıysak bundan sonra da yapmaya aynen devam edeceğiz. Bizde şu anda 5 milyona yakın mülteci var. Biz bu 5 milyona yakın mülteciye bütün gayretimizle ev sahipliğimizi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde briket evler ve yeni konutlar yaptığını belirterek, 600 bine yakın Suriyelinin buralara yeniden gönüllü dönmeye başladığını, Katar ile ortak inşa edilecek yeni konutlarla da tekrar kendi topraklarına dönmelerini sağlayacaklarını vurguladı.
Çevre konularındaki hassasiyet
"Sizce, Türkiye'deki potansiyel ekonomik büyümeyi engellemeden çevre konularında hassasiyet nasıl sağlanır?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
Türkiye'nin sera gazı emisyonları oldukça düşük, yine de Türkiye, Paris İklim Anlaşması hedeflerine en fazla katkı sağlayan ülke konumunda. Bu alanda attığımız adımlarla da dünyada örnek gösterilebilecek ülke konumundayız çünkü burada aldığımız desteklere baktığımız zaman, diğer birçok ülke gibi herhangi bir destek almadan bu adımları attık, atıyoruz. Paris İklim Şartı'na da bugüne kadar uyduk, uymaya devam ediyoruz.
Türkiye olarak dünyamızın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren bu hayati meselede elimizi taşın altına koyuyoruz. Paris İklim Anlaşması'na 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerimizle en anlamlı katkıyı yapan ülkeler arasındayız. Hem yenilenebilir enerji hem de nükleer ve hidrojen yatırımlarında önemli adımlar atıyoruz. Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa'da 5'inciyiz, dünyada 12'nciyiz. Böyle bir gayretin ve çalışmanın içindeyiz. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında attığımız adımlar, yıllık 90 milyon ton karbon eş değeri sera gazı emisyonunu engellemiştir. 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 senesine kadarki emisyon azaltma hedefimizi iki katına çıkardık. Bu da tabii dünyada örnek sayılabilecek adımlardan bir tanesi.