Beşparmak Düşünce Derneği’nden Ünsal’a eleştiri

Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın geçtiğimiz hafta “kadınlara yönelik sarf ettiği” sözlere Beşparmak Düşünce Derneği de tepki gösterdi. Beşparmak Düşünce Derneği’nden yapılan yazılı açıklamada, “Gerek bireysel gerekse toplumsal bağlamda bir yarar sağlamayacak, sosyal yaşamımızı geriletmekten başka bir sonuç doğurmayacak, tamamı ile kişisel değerlendirmelerden ibaret bir takım düşünceler, Din İşleri Başkanı tarafından, ‘profesör’ unvanı da kullanılarak halkımıza enjekte edilmeye çalışılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Ahmet Ünsal’ın düşüncelerinin asla kabul edilemeyeceği, çağdaş Kıbrıs Türk kadınını ikinci sınıf yurttaş durumuna düşürecek düşünce ve uygulamalara kesinlikle göz yumulamayacağı bildirildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Beşparmak Grubu, kadınlarımızı eşit bireyler olarak görmeyen bir zihniyetle asla hemfikir olamaz. Bu düşüncede olup kadınlarımızı ‘zavallı ya da köle durumuna’ düşürecek sözler sarf edilmesi asla kabul edilemez. Esasen Kıbrıs Türk Halkı’nın, erkek-kadın ilişkilerinin nasıl olacağı hakkında düşünce üretilmesine ihtiyacı yoktur. Bu ilişkilerin en iyi şekilde çözümlenmiş, özümsenmiş ve sosyal yaşamımızın bir parçası haline gelmiş olduğunun altını çizmek isteriz. Kadınlarımız gerek aile içinde, gerek, eğitim başta olmak üzere, çalışma hayatında, siyasette ve birçok ekonomik alanda ve gönüllü kuruluşlarda yerlerini almışlardır. Daha da almaları için yanlarında olmak görevdir, onların durumunu geriye itmek değil! Anayasamız ve ilgili yasalarımız kadı- erkek ayırımı yapmadan eşitliği öngörüyor. Bilinen bazı çağdışı yönetimlerde eşitlikleri, özgürlükleri elinden alınan kadınlar çağdaş insan hakları için mücadele etmekteyken, çağdaş Kıbrıs Türk kadınını ikinci sınıf yurttaş durumuna düşürecek düşünce ve uygulamalara kesinlikle göz yumulamaz ve geçit verilemez. Beşparmak Düşünce Grubu, kim olursa olsun, kamu görevi yapanların din ve inanç özgürlüğü, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması gibi çağdaş değerlerin, kadını erkeğiyle halkımızın karakteri haline geldiğini, kültürümüzün buna göre şekillendiğini bilmesi gerektiğini, bilmeyenlerin kamu görevinde yeri olmaması gerektiğini değerlendirmektedir.”