Bazı fareler birden fazla partnere sahipken, diğerlerinin neden tek eşli olduğu anlaşıldı. Bu davranışın arkasındaki hormon, özellikle erkek farelerin çocuklarına bakmasıyla ilişkili. 

Peromyscus polionotus türündeki fareler hayatlarını tek bir eşle geçiriyor ve erkekleri de yavrularına göz kulak olarak onları yetiştiriyor. 

Independent Türkçe'nin haberine göre, bu canlıların en yakın akrabalarından Kuzey Amerika geyik farelerininse (Peromyscus maniculatus) aynı dönemde birden fazla partneri olabiliyor. Dişiler aynı gece farklı erkeklerle çiftleşerek yumurtalarını döllerken, erkekler yavrularıyla ilgilenmiyor. 

İki fare türü üzerine 12 yıldır çalışan Dr. Andrés Bendesky, diğer bilim insanlarıyla birlikte bu farkın arkasındaki sebepleri aydınlattı. 

Bulgularını önde gelen hakemli bilimsel dergi Nature'da çarşamba günü yayımlayan araştırmacılar, hayvanların böbrek üstü bezlerini inceledi. Davranışları kontrol eden hormonlar salgılayan böbrek üstü bezleri, stres ve seks hormonlarından da sorumlu. 

Araştırmacılar tek eşli farelerdeki böbrek üstü bezlerinin, Kuzey Amerika geyik faresindekinden neredeyse 6 kat büyük olduğunu buldu. Araştırmanın yazarlarından Dr. Bendesky şöyle diyor:

Bu kadar yakın akraba olan türler arasında bir iç organın boyutunda böyle olağanüstü bir farklılık daha önce görülmemiş bir şey.

Daha yakından inceleme yapan ekip çok eşli farelerin böbrek üstü bezlerinde üç katman varken, Peromyscus polionotus faresinde 4 katman olduğunu gördü. Bilim insanları Latincede daha önce duyulmamış bölge anlamındaki "zona inaudita" adını verdikleri bu katmanda yeni bir hücre tespit etti. 

Yeni keşfedilen hücrelerdeki 194 genin, diğer hücrelerdeki aynı genlerden daha aktif olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar bu genlerden birinin, 20⍺-OHP adlı hormonun üretiminde payı olduğunu buldu. 

Araştırma ekibi bu hormonu verdikleri Kuzey Amerika geyik farelerinin yüzde 17'sinin yavrularına baktığını ve onları yuvalarına getirdiğini gözlemledi. Hormon verilmeyen farelerde bu davranışa rastlanmadı.

Bu hormonun insanlarda bulunduğu 1958'de keşfedilmişti fakat Dr. Bendesky ne işe yaradığının pek bilinmediğini söylüyor:

Farelerde yavrulara bakma davranışını teşvik edebildiğini keşfettik, bu da bize insanlarda ne yapıyor olabileceğine dair bir fikir veriyor.

Hormon verilen farelerin çok eşliliği bıraktığı görülmedi fakat bilim insanları yeni bulunan hücrelerin tek eşliliğe has bir ebeveynlik davranışını desteklediğine dikkat çekiyor.

Araştırmacılar hücrenin son 20 bin yıl içinde geliştiğini tespit ederken, Dr. Bendesky evrim bağlamında bunun "göz açıp kapayıncaya kadar" diye nitelenebilecek bir süre olduğunu belirtiyor. 

Bu evrime neyin yol açtığı belirsizliğini koruyor fakat bilim insanlarının bir tahmini var. Tek eşlilikte babaların yavruların kendilerine ait olduğunu bilmesiyle ebeveynlerin işbirliği yaparak yavrulara bakma ihtimali artabilir. Böyle bir ekip çalışması da yavruların yaşama ihtimalini yükseltebilir.

Yeni araştırma insanların ebeveynlik davranışlarına ışık tutma potansiyeli de taşıyor. Farelerdeki ebeveynlik hormonu genellikle allopregnanolona çok benzeyen bir bileşiğe dönüşüyor. İnsanlarda doğal olarak bulunan allopregnanolon molekülünün doğum sonrası depresyon tedavisinde kullanımı ABD'de birkaç yıl önce onaylanmıştı. 

Makalenin ortak başyazarı Jennifer R. Merritt, "Umarım çalışmamız, insanlardaki ebeveynlikle 20⍺-OHP arasındaki bağlantı hakkında daha fazla araştırma yapılmasını teşvik eder" diyor.

Editör: Ahmet Karagözlü