2023-2024 Adli Yıl Açılışı töreni, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde gerçekleştirildi.   

   Törende konuşan Başsavcı Sarper Altıncık, Şehadet Yasası gereği, cinsel taciz meselelerinde sanık suçunu kabul etmediği durumda şikayetçi konumundaki kişilerin mahkemeye tanık olarak geldiğini belirterek, bu durumun sorun yarattığını kaydetti.

   Altıncık, Şartlı Tahliye Tüzüğü’nün de amacına ulaşmadığını vurguladı.

Açıklama şöyle:

“Başsavcılığın görev ve yetkilerimim neler olduğu bilindiği zaman başsavcılığa zaman zaman ve bazen de haksız olarak yöneltilen eleştirilerin kamuoyu tarafından değerlendirilebileceği inancındayım.

Hukuk Dairesi, esasen bağımsız olup başkanı başsavcıdır. Başsavcı, devletin, cumhurbaşkanının, başbakanın ve diğer devlet organlarının hukuk danışmanıdır. Başsavcı, devletin taraf olduğu davalarda devleti temsil eder. Anayasamız başsavcıya idari, hukuk ve ceza davlarında devleti temsil etme hakkı vermektedir.  

Ceza davalarıyla ilgili kamuoyunda medyanın etkisiyle bazı yanlış anlaşılmalar oluşmuştur. Savcılık müessesine ilişkin olarak KKTC mevzuatı, ceza dosyası hazırlama görevini polise vermektedir. Suçlarla ilgili merci polistir. Zaman zaman başsavcılığa yapılan şikâyetler, suç iddiaları Dairemiz tarafında polise aktarılmakta ve soruşturma başlatılması istenmektedir.

 2022-23 adli yılı, oldukça yoğun geçti. Başsavcı ve yardımcı dahil tüm ada genelinde 34 savcı, 5 yardımcısı, 76 personelin görev yaptığı Hukuk Dairesi, geçen yıl yaklaşık olarak 925 adet ağır ceza, 71 bin 313 trafik cezası, 41 anayasa davası, 634 idari dava, 1348 hukuk davasında devleti temsil etmiştir.

Son yıllarda trafik, uyuşturucu ve cinsel suçlarda artış var. Ceza Yasası’nda son değişiklilerle cinsel suçlarla yönelik cezalar artırılmıştır. Özellikle küçük yaştaki mağdurlarla ilgili Şehadet Yasası’nda değişiklik yapılması gerekmektedir. Cinsel suçlara uğrayan kişi psikoloji olarak eklenmektedir. mağdurun küçük olması durumunda travma niteliğinde olabileceği aşikardır.

Mevcut şehadet kurallarımız, sanığın suçu kabul etmemesi halinde şikâyetçi konumundaki kişinin mahkemeye tanık olarak gelmesi, suçun ispat edilmesi esasına dayanmaktadır. Cinsel suçlarda şikâyetçiler mahkemeye gelme noktasında istekli davranmamaktadır, özellikle çocukların aileleri sanıkla karşı karşıya gelmesini istememektir.

Bu sebeplerle “Fasıl 9 Şehadet Yasası”nda özellikle küçüklerin sanıklarla karşı karşıya gelmeyeceği bir düzenlemeye yapılması gerekmektedir.

Devletin görevi sadece suçluyu cezalandırmak veya intikam almak değildir, devlet suçluyu topluma kazandırmak için gerekli tedbirleri almakla mükelleftir. Onu ıslah olup, topluma kazandırılması gerekir. Islah edilmeden tahliye edilmesiyle bu kişilerin cezalandırılması amaca hizmet etmeyecek. Islah olmadan tahliye olan kişiler yeniden suç işler. Mahkûmların sağlıklı koşullarda kalması gerekir ve eğitime tabii tutulmalıdır.

Şartlı tahliye ıslaha hizmet etmemektedir. Bu tüzüğe göre mahkumların cezalarının yarısını çektikten sonra şartlı tahliyeye başvuru hakları vardır. Bu tüzük zaman zaman bakanlar kurulu tarafından değiştirilerek bir bölü üç olarak uygulanır. Tüzüğün adı şartlı tahliye olmakla birlikte takip yapılmamaktadır. Cezaların yarısı tamamlanınca tahlilîye olunacağı inancı yerleşmiştir. Şartlı tahliye af müeesesi gibi uygulanmaktadır.”