Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın, Türkiye kapısının narenciye ihracatına açılması gerektiğini söyledi. Akçın hükümetin bu sorunu gayret gösterip çözeceğine inanmadıklarını vurguladı.

Akçın, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklama şu şekilde:

“İçinde bulunduğumuz 23-24 hasat sezonunda Güney Kıbrıs'ta yeşillenme Vektörünün görünmesi üzerine Kuzey Kıbrıs'ta da olduğu varsayımı ile Anavatan üzerinden ihracatın engellenmesi nedeni ile 28-29 Nisan 2024 tarihinde anavatan Türkiye'nin saygın ve Dünya da Turunçgil Ziraatında söz sahibi olan Profesör Dr. Önder Tuzcu Hocamızın Kuzey Kibris Narenciye Üreticileri Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası işbirliği ile ve Güzelyurt Belediyesi katkıları ile bilimsel neticeler elde etmek için narenciyede iddia edilen yeşillenme hastalığı taşıtıcı vektörü konusunda narenciye Üreticilerimizi aydınlatmak için adaya davet ettik.

Hem Kıbrıs T.V'de, BRT'de hem Birliğimiz Lokalinde hem de Güzelyurt AKM'de Üreticilerimize konferanslar vermiştir. Bu vektör böceğin her türlü bitkilerde görünmesi mümkün. Mesela Patates, Domates, Patlıcanda velhasıl birçok süs bitkileri, ot ve üründe görülüyor. Epidemi yapmak için aşırı sıcak ülkelerde yani sıcak sup tropik ülkelerde olur. Orta sup tropik ülke olan Akdeniz Ülkelerinde vektör mevcut ancak epidemi yapmamaktadır. Örneğin Cypfruvexin ve diğer Tüccarların şimdiye kadar hasat ettiği tüm ürünlerde King, Valensiya, Greyfrut ve diğer ürünlerde bir tek meyve bu hastalığa yakalanmış rastlanmadı.

Oysa hasat adanın narenciye olan bütün bölgelerde yapılmış ve herhangi bir hastalanmış meyveye rastlanmamış onun için bu konu iyice araştırılıp gerekli tedbirlerinde alınarak yaş meyve ihracatının en azından önümüzdeki sezon önünün açılmasını bekliyoruz. Güneyde bu vektörün görülmesine rağmen hem bizden hem Rum tarafından Avrupa'ya az da olsa bir miktar narenciye ihracatı yapılmıştır.

Bu ürünün birinci sınıfı yaş meyve olarak ihracatının Dünyaya açılan kapımız olan Anavatan üzerinden vereceği menşe belgesi ile üçüncü Ülkelere ihracatın önünün açılması olmazsa yapılacak olan 40 bin ton kapasiteli Konsantre Tesisi ile Enerji Tesislerinin çok bir fayda sağlamayacaktır. Bizim tüm ürünümüz 130 bin ton civarında. Biz Anavatanın narenciye konusunda rakibi değiliz; Anavatanda narenciye biter ve ondan sonra bizde hasat başlar.

Hükümetlerin desteği ile 4-5 TL'ye üretim yapıp tüm ürünü konsantreye vermek, girdileri karşılamadığı için bahçelerin büyük bir kısmı kurumaya terk edilecektir. Bunun yanında büyük yatırımları olan Özel Sektör Paketleme Tesisleri, Kasa Yapma Tesisleri kapanacak ayrıca diğer paydaşlar olan İlaç Satanlar, Paketleme Tesislerinde Çalışanlar, Kamyoncular ve Kesim Ekipleri etkilenecektir. Bundan da hem Narenciye Üreticileri hem de Ülkemiz kaybedecektir. Hükümetlerin Narenciye de ihracatın önünün açılması birinci görevleri olmalı.

Hükümetimiz hemen şimdi vakit kaybetmeden Anavatan kapısının 2025 yılı açılması için büyük çaba harcamalarını ve kısa sürede netice almalarını bekliyoruz. Bizim tek umudumuz yirmi Temmuz şenliklerine katılacak olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a K.K.T.C Narenciyesi ihracatı konusuna el atıp Türkiye Kapısının yeni sezona narenciye ihracatına açılması için gerekli talimatların ilgili mercilere verilmesini bekliyoruz. Eğer yeniden açılmazsa; engellemenin yasaklamanın devam ettiği kanaatine varacağız.

Bizim Hükümetimizin bu sorunu gayret gösterip çözeceğine hiç inanmıyoruz. Hükümetimiz ancak Anavatandan gelen suyun narenciyeye verildiğini hergün yazılı ve görsel basına demeç üstüne demeç vermekte, övünmektedir. Bu ürün ün ihracatını yapamazsak bu suyun bize pek faydası olmayacak suyu neyleyim. 10-12 TL Ton su satın alacaksınız ve birinci sınıf ürünü de 4-5TL'ye ikinci sınıf ürünle konsantre yapımına satacaksınız. Bu işin altından kalkamazsınız; altından kalkamadığınız için Bahçeleri yavaş yavaş kurumaya terk edeceksiniz. Şimdiden yüzlerce dönüm Narenciye kurumaya terk edilmiş vaziyettedir”.

Editör: Erol Kanlıada