CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, asgari ücret ile ülkenin genel ekonomik durumu üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Akansoy, asgari ücret konusuna yalnızca çalışanların maaşları üzerinden değil, ülkenin ekonomik gerçeklikleri doğrultusunda yaklaşılması gerektiğini vurguladı. 

“Asgari ücret hayat pahalılığı oranında artmalı”

Hayat pahalılığı meselesine dikkat çeken Asım Akansoy, şu ifadeleri kullandı: “Asgari ücreti yalnızca enflasyonu artıran bir unsur olarak görmek, dar ve tek yanlı bir bakış açısıdır. Ülke ekonomik olarak iyi yönetilmiyor. Vergi adaleti sorunu var, kayıt dışı ekonomi üzerine gidilmiyor. Meseleye geniş bir perspektiften bakmalıyız.”

Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın sorularını yanıtlayan Akansoy, dört kişilik bir ailenin yalnızca mutfak masrafının 27 bin 400 TL olduğunu belirterek, ekonomiyi düzeltmenin yolunun maliyet giderlerini düşürmekten geçtiğini ifade etti.

Elektrik konusunda ortak akılla stratejik ve kararlı adımlar atılması gerektiğini belirten Akansoy, denetimlerin yapılması ve kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması gerektiğinin de altını çizdi.

"Ülkedeki üretim durdu” 

Akansoy, ekonomik örgütlerin dar yaklaşımlardan çıkarak ekonomik konulardaki yanlış gidişatı açıkça konuşmaları gerektiğini, bu bağlamda daha aktif rol alan, çözüm önerilerini kamu yararı ekseninde sunup ülkenin içinde bulunduğu sıkışıklığın aşılmasına katkı sağlamaları beklediklerini ifade etti.

Ekonominin, Türkiye'deki siyasi iradenin aldığı kararların etkisinde olunduğunu hatırlatan Akansoy, "Biz para politikası olan bir ülke değiliz. TL kullanıyoruz, bu gerçeklikten hareket ederek, enflasyonla mücadelede istikrarlı muhasebe birimi olarak Euro kullanımına geçişin temel bir konu olduğunu göz ardı edemeyiz” dedi.

Üretimin ülkede neredeyse durduğuna dikkat çeken Akansoy, üretim politikasının olmamasını eleştirerek, işveren ve çalışanların geleceği öngörebilme hakkı olduğuna vurgu yaptı. Hükümetin vizyon eksikliğine değinen Akansoy, "Şu anki hükümette vizyon ve gaile yok. Ne zaman hangi konuda duvara vurulsa, orada çare üretilmeye çalışılıyor" dedi.

"Eğitim sistemi ve sahte diplomalar konusu ülkeyi kara leke altında bıraktı"

Akansoy, sahte diplomalar meselesini de gündeme getirerek, bu durumun eğitim sistemini ciddi şekilde zayıflattığını ve büyük bir kara leke olarak önümüzde durduğunu belirtti. Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK arasındaki ilişkilerin, işin daha da karmaşık hale gelmesine yol açtığını söyledi.

Kamu eğitiminin bir ülkenin kalkınmasındaki önemine vurgu yapan Akansoy, “Okullarımıza temizlik hizmeti veren şirket, şu anda UBP kongre salonunu temizlemekle meşgul. Eğitim sistemi çökertildi. Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu geçtiğimiz haftalarda UBP örgütlerinde geçici öğretmen mülakatları yaptı. Bunlar ülkedeki kurumsal yozlaşmanın en bariz örnekleridir” dedi.

Soruşturma kapsamı altında olan Doktor ve Eczacılar ne yazık ki geciken ve sonuçlandırılmayan işlemlerden dolayı çok zor durumdadır. Haklı haksız birbirine karıştığı gibi, bu insanlarımızın pasaportlarına el konması ver bankadaki hesaplarının bloke edilmesinden dolayı, Çin işkencesine maruz bırakıldığını sözlerine ekledi. Bu durumu Kıbrıslı Türkler hak etmiyor. Yargısal işleyişin bir an önce bu sorunun çözümü için süratlenmesi gerekmektedir.

"Kıbrıs sorununda oyun dışında kalıyoruz"

Kıbrıs sorununa da değinen Akansoy, müzakere masasının terk edilmemesi gerektiğine işaret ederek “Biz CTP olarak izolasyonların kaldırılması için elbette mücadele ediyoruz. Ancak bunu yapabilmek için meşru bir zeminde bulunmamız lazım. Sayın Tatar ve Ankara’nın siyaseti bizi meşru zeminin dışına itti. Bu durum izolasyonlar konusundaki haklı mücadelemizin de zayıflamasına neden olmaktadır. Kıbrıs Türk tarafının siyaseti ile uluslararası camianın ve toplumların siyaseti, beklentisi arasında bir senkronizasyon sorunu var. Sayın Tatar, üçlü görüşmeye gitmem diyor. Bu yaklaşım bizi oyunun dışında bırakır" ifadelerini kullandı.

Akansoy, mevcut Kıbrıs sorunundaki yol haritasının bir çözüme götürmeyeceğini belirterek, çözümün ancak BM çerçevesinde yapılacak müzakerelerle mümkün olacağını kaydetti.

Editör: Ahmet Karagözlü