Eski Başbakan ve Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber, aidiyetin kimlik kartından ibaret olmadığını belirterek, aidiyetin bireyin o yere kendini ait hissetmesi, bundan heyecan duyması, orayı özlemesi gibi etkilere dayandığını vurguladı.
Açıklama şöyle:
“Kimlik kartının olması değildir aidiyet. Kendini o yere ait hissetmektir, onun için heyecan duymaktır, sevmektir… Uzaklara gittiğinde, sıla hasreti çekmektir… Geçmişini; acılarıyla, sevinçleriyle, dökülen gözyaşlarıyla nelerin yaşandığını bilmektir… Sevmektir yöresel tatlarını... Zevk almaktır, izlerken halk danslarını... Türkülerini dinlerken, tüylerinin diken diken olmasıdır. Yüreğinin sızlamasıdır yanan ormanına, azalan yeşiline... Öfke duymaktır dağını, denizini, havasını kirletenlere, doğasını tahrip edenlere... Toprağından kök salmış fidanlarının, umudunu yitirerek başka başka diyarlara göç etmesinden acı duymaktır… Güzel gelecek düşlemektir ait olduğu yere, bunun için uğraş vermektir, mücadele etmektir.”