Rum medyası Kıbrıs sorununda bir hareket olmamasına rağmen Rum yönetiminin, Rum Haber Ajansı (KİPE) aracılığıyla “kamuoyunu aldatma seferberliğine giriştiğine dikkat çekti.
   Alithia “Sadece Başkanlığın ‘Diplomatik Kaynakları’ Gelişme Görüyor… Hareketlilik Olmaması Yüzünden Aldatma Seferberliği” başlığıyla manşete çektiği haberinde isimlerinin saklı ısrarla saklı tutulduğuna dikkat çektiği “diplomatik kaynakların” KİPE’ye yaptığı açıklamaların, Kıbrıs Türk tarafı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ya da herhangi bir Avrupalı lider tarafından dile getirilmediğine, teyit edilmediğine işaret etti.
   KİPE’nin dün yayınında “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in müzakere sürecine başlamaya hazır olduğu beyan etmesi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa sürecine dönüş yapmasının “Kıbrıs sorununda yeni çaba için elverişli ortam yarattığı, Eylül Ayındaki BM Genel Kurulu’na kadar bir özel temsilci ataması ilan edilmesi hedefiyle zemin hazırlamak için önümüzdeki dönemde BM’den üst düzeyli bir yetkilinin Ada’ya gelmesinin beklendiği” öne sürüldü.
   Gazete Rum yönetiminin, “kendi kamuoyunu aldatmaya ve onlara Hristodulidis’in hareketleri ve AB’nin, Kıbrıs sorunundaki çıkmazı kıracak bir temsilci atayarak Kıbrıs sorununa daha aktif müdahil olması önerisinin uluslararası unsurda bir ağırlığı olduğu ve hareketlilik yarattığı” mesajı vermeye çalıştığını” yazdı.

“Gerçek tam tersi”

   Gerçekte tam tersi olduğunu belirten gazete AB’nin daha aktif müdahil olması çabası çerçevesinde görüştüğü Avrupalı liderlerin Hristodulidis’i BM Güvenlik Konseyi’nin yetkilendirdiği kişiye, yani BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e havale ettiğine işaret etti, özetle şunlara dikkat çekti:
   “KİPE’nin dün aktardığı gibi Kıbrıs sorununda hareketlilik olsa ve Türk Cumhurbaşkanı ‘müzakerelerin yeniden başlamasına açık kapı bıraksaydı bunu anonim diplomatik kaynağın ilan etmesine ve bizi bilgilendirmesine gerek kalmazdı. Bunu NATO Zirvesi çerçevesinde bizzat Erdoğan açıklardı, Kıbrıs Türk toplumu lideri söylerdi, tek bilen diplomatik kaynak olmazdı. Açıktır ki Kıbrıs sorununda hareketlilik sadece Kıbrıs’ta ve iç tüketim maksatlarıyla var. Mesela nasıl hareketlilikten söz edilir de şimdiye kadar Başkan Hristodulidis ile Ersin Tatar arasında bir sosyal görüşe nasıl olmaz? Herhangi başka bir yabancı liderin dile getirmediği bir hareketlilikten nasıl söz edebiliriz?”
   Gazeteye göre KİPE’ye konuşan diplomatik kaynak, BM Güvenlik Konseyi’nin, önceden planlanmamış olmasına rağmen, oluşan hareketlilik sebebiyle, Kıbrıs sorunuyla ilgili çözüm şekline, temsilci atanmasına değindiği bir basın açıklaması yayımladığını söyledi.
   Ancak gerçekte Güvenlik Konseyi, Hristodulidis’in geçen cumartesi günü Guterres’i “Güvenlik Konseyi’nin çağrısına kulak vermeye ve ilk fırsatta bir temsilci atamaya teşvik ettiği ve AB temsilcisi atanması önerisine destek vermeye çağırdığı” mektubundan sonra bir açıklama yayımladı. Güvenlik Konseyi açıklamasında “Kıbrıs sorununa bir temsilci atamasını Güvenlik Konseyi’nin Genel Sekreter’e değil, Genel Sekreter’in Güvenlik Konseyi’ne önerdiği” vurgulandı.

“Diplomatik kaynakları ikili görüşmelerden haberdar”

   Rum “diplomatik kaynaklarının” Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdiği ikili görüşmelerden de haberdar olduğuna imalı bir dille işaret eden gazete devamla KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın, BM gerçekten kapsamlı ve adil bir uzlaşıya katkı koymak istiyorsa egemen irademize saygı göstermesi gerekir” vurgusunu yaptığı açıklamasının ana hatlarını Kıbrıs Türk basınından alıntılayarak aktardı.
   Fileleftheros KİPE’nin dünkü yayınını okurlarına manşetten “Ufukta Işık Huzmesi… Kıbrıs Sorununda Yeni İnisiyatif İçin Perde Gerisi… BM Yetkilisi Geliyor… Türk Tarafından Olumlu İşaretler” başlık ve spotlarıyla aktardı.
    Gazetenin KİPE kaynaklı haberinde “Hristodulidis’in çeşitli diplomatik düzeylerdeki ilk açıklama ve hareketlerinin uluslararası unsuru ikna etmiş, Kıbrıs sürecinin yeniden aktifleşmesi perspektifi yaratmış,  dikkatlerin artık niyet sondajı ve yeni hareketlilik ön şartlarının yaratılmasına zemin hazırlamak üzere Türk tarafına yoğunlaşmış göründüğü” savunuldu ve “Ankara’dan ilk ulaşan mesajların iyimserlik marjı bıraktığı” savunuldu.

“İyi niyet hareketleri şart”

   “Edindiğimiz bilgilere göre, Güvenlik Konseyi’nde kapalı kapılar ardında görüşülenlerden Lefkoşa’ya ulaşan mesajlar Uluslararası Örgütün (BM) Kıbrıs sorunu için yeniden fırsat penceresi açma niyeti olduğu yolundadır” denilen haberde özetle şunlar aktarıldı: “Öğrendiğimize göre gerek Colin Stewart Güvenlik Konseyi üyelerini bilgilendirirken, gerekse önemli ülkeler, açıklamalarında, sürecin yeniden başlaması perspektifine olumlu vurgu yaptı. Genel Sekreter’in (Kıbrıs’taki) Özel Temsilcisi’nin (Stewart) vermeye çalıştığı ana mesaj, fırsat penceresinden söz ederek, müzakerelerin yeniden başlaması çabaları için şu anın tam zamanı olduğu yönündeydi.
   Aynı kaynaklar, Birleşik Krallık temsilcisinin Başkan Hristodulidis’in Kıbrıs sorununun çözümünü öncelikleri arasına koymasını selamladı, iyi niyet hareketlerinin şart olduğunu vurguladı. ABD’den, Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’deki seçimlerin geçmesinden sonra Güvenlik Konseyi’nin konuya dikkatini sürdürdüğü ve yeni hareketlilik fırsatı olduğu mesajı vermesi gerektiği ifade edildi. Fransa’nın, Kıbrıs sorununda oluşan momentumdan bahsettiği, Hristodulidis’in olumlu tavrına işaret ettiği, Güvenlik Konseyi kararları tahtında uzlaşılmış parametreler zemininde çözüm bulunması gereğine vurgu yaptığı ve özel temsilci atanması çağrısı yaptığı açıklaması da bir o kadar önemliydi. Rusya temsilcisi çözüm şekli olarak iki bölgeli iki toplumu federasyona ve bunun, dışarıdan müdahale olmadan Kıbrıslılardan gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Çin de Federasyona tam destek belirterek Hristodulidis’in iadesini ve olumlu açıklamalarını takdir etti. AB ülkelerinden Malta’nın Güvenlik Konseyi’ndeki açıklaması özellikle ilgi çekiciydi. Malta müzakerelerin yeniden başlamasına katkı koyacak Kıbrıs özel temsilcisi atanmasını destekledi ve Hristodulidis’in çözüm taahhüdünü selamladı.”

“Türkiye, Avrupa perspektifinin yeniden aktifleşmesini istiyor”

   Haravgi haberi “BM ve AB Yeniden Başlamak İçin Diplomatik Hareketlilik Görüyor… Hedef Önümüzdeki Eylül’de Özel Kıbrıs Temsilcisi Atamasının İlanı” başlığıyla aktardı.
   Aynı gazete “Türkiye’den Kıbrıs Sorununda Hareketlilikten Memnuniyet Mesajları” başlıklı haberinde Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in “Türk tarafından, Kıbrıs sorununda hareketlilik olması gerektiğine dair mesajlar aktarılıyor ancak bizim taraf bütün bunları, özlü müzakerelerin yeniden başlaması aracılığıyla pratikte görecek. Türkiye, Avrupa perspektifinin yeniden aktifleşmesini istiyor ki bu Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden de geçer” dediğini yazdı.
   Habere göre Avrupa Konseyi zirvesi, NATO zirvesi ve BM Genel Kurulu şeklinde üç dönüm noktasından söz ettiğini hatırlatan Hristodulidis Eylül’deki BM Genel Kurulunda “uzlaşılmış çerçeve zemininde müzakerelerin yeniden başlaması sonucuna varmayı umuyorum” dedi. Eylül’de kendisinin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York’ta görüşmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı sorulan Hristodulidis “bu aşamada böyle bir görüşmeyi kabul etmeye hazır olduğumu söyleyebilirim” cevabını verdi.

“Türkiye Kıbrıs müzakere masasına dönmeye mecbur”

   Yine Haravgi “Türkiye’den Dönüş… Türkiye Müzakerelere Dönmeye ‘Mecbur’” başlıklı haberinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in NATO zirvesi çerçevesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinin ardından SKY TV’ye verdiği ilk röportajında “Türkiye -ve Kıbrıslı Türkler- Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere masasına dönmeye mecburdur” dediğini, özetle şunları söylediğini yazdı:
   “Ancak iki devlet çözümü referansıyla da değil çünkü bu referans bizi matematiksel kesinlikle çıkmaza götürür. Bunu (iki devlet çözümü referansı) aklımızda tutmalıyız. Öncelikle Kıbrıs’ı ilgilidir ancak büyük ölçüde bizi de ilgilendirir.”
   Habere göre “Türkiye’nin dış politikasında bir dönüşe hazır olduğu” kanaatini dile getiren Miçotakis, Erdoğan ile görüşmesinin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir başlangıç için bir fırsat olduğunu belirtti.  

Editör: Ahmet Karagözlü