Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) aspartamın "olası" bir kanser nedeni olduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) kanser ajansı, gazlı diyet içecekler ve sayısız diğer gıdada tatlandırıcı olarak kullanılan aspartamı "olası" bir kanser nedeni olarak kabul ederken, aynı kanıtları inceleyen ayrı bir uzman grubu, şeker ikamesinin sınırlı miktarlarda 'hala güvenli olduğunu' düşündüğünü söyledi.

Uzun süredir beklenen incelemelerin farklı sonuçları cuma günü açıklandı. Sonuçlardan biri, maddelerin kanserojen potansiyelini değerlendirmekten sorumlu bir DSÖ organı olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'ndan (IARC) geldi. 

Diğeri ise DSÖ ve Birleşmiş Milletler'e bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından seçilen bir uzman panelinden geldi.
Aspartam, 300'den fazla "olası" kanser yapıcı maddenin bulunduğu bir kategoriye katılıyor.

IARC'nin "muhtemelen insanlar için kanserojen" ve "insanlar için kanserojen" olmak üzere iki daha ciddi sınıflandırması var.

Hem tütün içmek hem de işlenmiş et yemek "insanlar için kanserojen" olarak listelenirken Asetaldehit (alkollü içecek tüketiminden kaynaklanan) ise "insanlar için muhtemelen kanserojen" olarak listeleniyor.

Aspartamı etiketleme hamlesi, DSÖ'nün bu yılın mayıs ayında yapay tatlandırıcıların kilo vermeye yardımcı olmadığını ve aslında diyabet, kalp hastalığı ve ölüm riskini artırabileceğini belirten uyarısının ardından geldi.

Geçtiğimiz yıl Fransa'da yapılan büyük bir araştırma, yapay tatlandırıcılar ile kanser riskinin artması arasında olası bir bağlantıya işaret etti. 

Kanada'da olduğu gibi ulusal sağlık örgütleri de uzun zamandır sıfır kalorili ya da düşük kalorili şeker ikamelerinin ne gerekli ne de yararlı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.

Ancak mayıs ayında WHO, sonuçlarına temel oluşturan çalışmalardaki katılımcıların çeşitliliği ve şekersiz tatlandırıcıların çok karmaşık tüketim alışkanlıkları nedeniyle uyarının "şartlı" olduğunu vurguladı.

Aspartamın potansiyel risklerine ilişkin tepkiler

IARC'nin güvenlik incelemesi, tarihsel olarak tartışmalı olan kanıtları güçlendiriyor.

Uluslararası Tatlandırıcılar Birliği Genel Sekreteri Frances Hunt-Wood, haziran ayında yapılacak gözden geçirme ile ilgili olarak yaptığı açıklamada "IARC bir gıda güvenliği kuruluşu değildir" dedi.

Üyeleri arasında dünyanın önde gelen çikolata, sakız, nane şekeri ve meyveli şekerleme üreticisi Mars-Wrigley ve Coca-Cola'nın da bulunduğu kurum, "tüketicileri yanlış yönlendirebilecek IARC incelemesiyle ilgili ciddi endişeleri" olduğunu söyledi.

Aspartam, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Kanada dahil olmak üzere birçok ülkede düzenleyici otoriteler tarafından, "kabul edilebilir sınırlar dahilinde tüketim için güvenli olduğu" sonucuna varılarak kullanım için onaylanmış durumda.

DSÖ'nün kılavuzu değişmiyor

WHO'nun beslenme direktörü Dr. Francesco Branca, tatlandırıcının kullanımına ilişkin kılavuzun değişmediğini söyledi.

Branca "Tüketicilere (aspartam) tüketmeyi tamamen bırakmalarını tavsiye etmiyoruz. Sadece biraz ölçülü olmalarını tavsiye ediyoruz," ifadelerini kullandı.

BM uzmanları 1981 yılında aspartamın güvenliğini değerlendirmiş ve güvenli günlük sınırı kilogram başına 40 miligram aspartam olarak biraz daha düşük belirlemişti.

Cambridge Üniversitesi'nde emeritus istatistik profesörü olan David Spiegelhalter Associated Press'e yaptığı açıklamada bu kılavuzun "ortalama bir insanın günde 14 kutu diyet içecek içmesinin güvenli olduğu anlamına geldiğini ... ve bu 'kabul edilebilir günlük limitin' bile büyük güvenlik faktörüne sahip olduğunu" söyledi.

Bunun yerine şeker tüketmek daha mı iyi?

Uzmanlar, aspartamın kanserle ilişkilendirilmesinin şekeri tercih edilebilir bir alternatif haline getirmediğini vurguluyor. 

Aşırı şeker tüketimi kanser için önemli bir risk faktörü olan obeziteye de katkıda bulunabilir.

Mayıs ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan ve kilo kontrolü için şeker dışı tatlandırıcıların kullanılmamasını tavsiye eden kılavuz, tıp uzmanları arasında endişelere yol açmıştı.

King's College London'da beslenme ve diyetetik alanında emeritus profesör olan Tom Sanders, kılavuzu özellikle diyetetik alanında "gerçek dünyadaki durumu" dikkate almadığı için eleştirdi.

euronews'e konuşan Sanders, "Bazen yapmaya çalıştığınız şey insanların kilolarını kontrol etmelerini sağlamak, yani kalori alımlarını azaltmak ve eğer insanlar tam şekerli bir içecek içiyorsa, kalorisi azaltılmış bir içeceğe ya da sıfır kalorili bir içeceğe geçmeleri yardımcı olabilir" dedi.

Sanders, "ikna edici kanıtları olan (örneğin işlenmiş et) ya da muhtemel kanser kanıtları olan (örneğin kırmızı et) maddelerden kaçınılması gerektiğini" vurguladı.

Ancak Sanders, "olası kategoridekiler", kanıtlar sınırlı olduğu için muhtemelen "endişelenmeye değmez" diyor.

Indiana Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu-Bloomington'da beslenme uzmanı olan David Klurfeld ise "neredeyse her maddenin aşırı miktarlarda tehlikeli olabileceğini" görüşünde.

Daha önce bir IARC panelinde görev yapmış olan Klurfeld, "Zehiri doz oluşturur. A vitamini, demir ve su gibi temel besinler bile çok fazla tüketilirse sizi saatler içinde öldürür." ifadelerini kullanıyor.

Editör: Erol Kanlıada