Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), bugün “Eğitim Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi” konulu basın toplantısı düzenleyerek, eğitim ile ilgili görüşlerini raporlar eşliğinde toplumla paylaştı.

   Sendikanın, İlköğretim Dairesine bağlı 72 okulda yaptığı araştırma neticesinde ortaya çıkan raporda; okulların yeni öğretim yılı öncesi eksiklikleri ile kapasiteleri ortaya kondu, ihtiyaç analizleri yapıldı, çözüm önerileri sıralandı.

   Okulların demografik durumuna yer verilen raporda, öğrencilerin yüzde 40’ının KKTC vatandaşı olmadığı, yüzde 8’inin ana dilinin Türkçe olmadığı, ilkokullarda en az 41 farklı ülkeden öğrenci olduğu belirtildi. Raporda, geçen eğitim yılında okullarda karşılaşılan en önemli sorunların başında Türkçe konuşamayan yabancı öğrencilerle ilgili herhangi bir adım atılmaması olduğu belirtildi.

   Raporda, kalabalık ve yetersiz sınıflar sorunu için okul binaları, derslikler ve donanımlar standartları oluşturulması önerildi.

   KTÖS Merkezi Konferans Salonu’nda yer alan toplantıda, KTÖS Başkanı Mustafa Baybora ve Genel Sekreteri Burak Maviş konuşma yaptı. KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, KTÖS Yönetim Kurulu üyeleri Gözde Atakan ve Sevgi Erhalaç ise “Eğitim Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi” raporunu sundu. Basın toplantısının ardından ise basın görevlilerine resepsiyon düzenlendi.

Baybora: Öğretmenleri ve öğretmen örgütlerini

itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar

KTÖS Başkanı Mustafa Baybora, basın toplantısının açılış konuşmasını yaptı.

“KTÖS, kurulmuş olduğu 1968 yılından itibaren, bilimsel, demokratik, laik ve nitelikli ücretsiz kamusal eğitim alanlarında çalışmalar yapmakta ve bu alanlarda politika geliştirmektedir” diyen Baybora, eğitimin ülkeleri ve bireyleri geliştiren en güçlü ve en önemli unsur olduğuna vurgu yaptı.

Kıbrıs Türk toplumunun kimliğinin, kültürünün ve yaşam tarzının eğitim aracılığıyla dönüştürme politikalarının 20 yılı aşkın süredir uygulanmak istendiğini ifade eden Baybora, “Bizler öğretmenlerimizden almış olduğumuz güçle, bu politikalara karşı kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi.

Eğitimdeki sorunları bildiklerini ve sorunları çözüm önerileri ile birlikte ortaya koyduklarını belirten Baybora, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yıl içerisinde yapmış olduğumuz okul ziyaretleri, kitle toplantıları, bilimsel araştırmalar ve raporlarla sorunlarımız ve çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Fakat ne yazık ki Eğitim Bakanlığı bu raporlamalara ve ortaya koyduğumuz çalışmalara duyarlılık göstermemektedir.

Bizler sorunlarımıza çözüm ararken, Eğitim Bakanı ve Eğitim Bakanlığı almış olduğu talimatlar doğrultusunda, gerici anlayışa karşı kararlı bir şekilde mücadele ortaya koyduğumuzdan dolayı, öğretmenleri ve öğretmen örgütlerini değersizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Bizler bu politikalara karşı kararlı bir şekilde yılmadan mücadele edeceğiz.”

Maviş: Öğretimi imamlara devretmeye çalışan Nazım beyi de affetmeyeceğiz

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş konuşmasında, sendikanın eğitim, ekonomik ve siyasi politikaları hakkında bilgi verdi; laiklik, din ve vicdan özgürlüğü, tam gün eğitim, depreme karşı riskli okullar, ekonomik ve politik durumların eğitime etkisi başlıklarına vurgu yaptı.

Maviş, Anayasa’ya atıfta bulunarak, Eğitim Bakanlığının izni olmadan herhangi bir eğitim faaliyetinin başlatılamayacağı veya yapılamayacağını belirtti ve “Ancak, sadece izin almakla denetim ve gözetim hakkının yerine getirildiğini kabul etmek mümkün değildir. İzin aldıktan sonra denetim ve gözetim görevinin yapılabilmesi için kursun amacı, plan-programı, eğiticilerin nitelikleri ve alanında uzman denetimi, eğitim yeri ve ortamı da Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetimine tabi olmadığı müddetçe, verilen iznin Anayasa’nın 23. ve 59. maddelerinin kapsamından çıkacağı çok açıktır” dedi.

Devleti, çocukları dini istismardan koruma konusunda duyarlılık göstermemekle suçlayan Maviş, küçük çocukların camilerde, tarikat evlerinde ihmal ve istismara hedef haline getirildiğini ve şeriatın kurumsallaştırılmaya çalışıldığını savunarak, bunun affedilir olmadığını belirtti. Maviş, eğitimin yerinin okul olduğunu da vurguladı.

Siyasileri de eleştiren Maviş, “Nitekim birisi laikliği zulüm görüp, Anayasa’da değiştirilemeyecek yasalardan biri olan laik cumhuriyet ifadesine rağmen şeri hükümler ile toplumun din ve vicdan özgürlüğüne, laik duruşuna laf söyleyebilecek cesareti buluyor. Ama bu şahsiyete söz söyleyecek onurlu UBP’li, DP’li, YDP’li bir bakan bulunmuyor. Sayın bakanlar bu onura haiz değilseniz, indirin odalarınızdaki Atatürk resimlerini” diye konuştu.

Son 90 yıldır ülkede karma eğitim yapıldığını, gezi ve gözlemlere de kızlar ile erkeklerin birlikte gittiğini anlatan Maviş, “Bundan rahatsızlık duyduğunu ifade edenlere tahammül göstermeyeceğiz. Bilinsin ki bu günlere kolay gelmedik. Siyasi ideolojik ayrım gözetmeksizin bu toplum modernleşme yolunda çok mücadeleler verdi, öğretimi imamlara devretmeye çalışan Nazım beyi de affetmeyeceğiz” dedi.

“Bilimsel çalışmalarla donatılmış

bir tam gün projesini destekleyeceğiz”

Tam gün eğitim konusunda da açıklık getirmek istediğini ifade eden Burak Maviş,  bilimsel çalışmalarla donatılmış bir tam gün projesini destekleyeceklerini belirtti. Maviş, bu yöndeki beklentilerinin okullar için fizibilite ve kapasite çalışması, altyapı/kadro ve beslenme için bütçenin sağlanması, beceriye dayalı program geliştirilmesi ve pilot uygulamalarla örnek bir model ve süre geliştirilmesi olduğunu söyledi. Çocuklara, hastane ve hapishanelere sağlanan ücretsiz catering hizmetinin sunulması gerektiğini kaydeden Maviş, İlköğretim Dairesine bağlı tüm okulların günlük toplam yemek maliyetinin 5.8 milyon TL civarında olacağı tahmininde bulundu.

Maviş, öğretmenler ve okul yöneticilerinin “bozuk olan sistemi” ayakta tutmakta zorlandığını da ifade ederek, öğretmenlerin omuzlarına kalabalık sınıflarda öğretim sorumluluklarının yanı sıra öğrencilerinin sosyal, psikolojik ve entegrasyon sorunlarının da yüklendiğini, okul yöneticileri ve okul aile birliklerinin başına ise okul bütçesi, tadilat tamirat gibi sorunların yıkıldığını kaydetti.

Her yıl benzer sorunların yaşandığını söyleyen Maviş, bu döngünün ancak uzun vadeli ve sürdürülebilir eğitim hedefleri belirleyerek kırılabileceğini belirtti.

Maviş, tüm bunların yanında kadın sağlığıyla ilgili bilgi paketi kitabının “cinsel içerikli” olduğu gerekçesiyle dağıtımına izin verilmediği, Eğitim Teknik Komitesi himayesinde yürütülen barış kültürü eğitimi programı “sakıncalı” bulunduğu, öğretmelerin onur ve haysiyetinin küçük düşürülmeye çalışıldığı ve Öğretmenler Yasası’nda değişikliklerin bir çatışmaya dönüştüğü bir dönem geçirdiklerini de söyledi. Maviş, öğretmenlerin tüm bu gelişmelere karşı mücadele ettiğini de vurguladı.

İlköğretimdeki kalabalık sınıflara da değinen Maviş, yeni dönemde özel okullardan devlet okullarına öğrenci geleceği öngörüsünü ortaya koyarak, Eğitim Bakanlığı’nın şimdiden önlem alması gerektiğini söyledi.

Maviş, depreme dayanıklılık raporları sonucunda oluşacak tabloya dikkat çekerek, şu an 5 okulun bazı binalarının boşaltıldığını ve İMO’ya üye 70 mühendisin Eğitim Bakanlığı ile sözleşme imzaladığını ifade ederek, yeni dönemdeki her türlü şantiye alanı, çadır ve konteyner sınıflardan bakanlığın sorumlu olacağını vurguladı.

Maviş, İMO’nun toplam okulların yüzde 90’nının laboratuvar sonuçlarının tamamlandığını,  karot testinin yanında, röntgen de yapılarak, hem basınç dayanımını hem de donatı korezyon tespiti yapıldığını, ardından binayı tekrar modelleyip deprem karşısındaki davranışının incelendiği ve vize işlemlerinin, şartnamesi ile birlikte yakın zamanda Eğitim Bakanlığı’na ihaleye çıkmak için teslim edileceği bilgisini gayri resmi olarak paylaştı.

Maviş, ekonomik koşulların ve Kıbrıs sorununun da eğitimi olumsuz etkilediğini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Ekonomik kayıpların alım gücünü aşağı çektiğini, vatandaşın asgari düzeyde temel ihtiyaçlarını, kişisel ve sosyal gelişim ve eğitimini karşılayabildiğini, ev, araba alma umudunu neredeyse yitirdiği gerçeği açıklıkla konuşulmalıdır.  Bu enflasyonist ortamda alım gücünün korunabilmesi için asgari ücretliler dahil olmak üzere hayat pahalılığı alma hakkının iki ayda bir uygulanması zaruridir. Vatandaşın vergi yükü altında ezilememesi adına, vergi dilimleri, matrahlar ve muafiyetler yeniden düzenlenmeli, göç yasası dahil dar gelirli gruplara ek artışlar verilmeli, piyasayı ucuzlatacak enstrümanlar da eş zamanlı hayata geçirilmelidir. Bugünün koşullarında asgari ücretin aylık 206 TL vergiye tabi olduğunu da hatırlatmak, durumun vahametini özetlemektedir.

Siyasi eşitlik temelinde kapsamlı, adil, iki toplumlu ve iki kesimli federal çözüm için resmi müzakerelerin başlaması, teknik komiteler çerçevesinde güven yaratıcı önlemlerin konuşulması çağrımızı da yineliyoruz.”

2022-23 Eğitim Yılı Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi

Toplantıda, KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, KTÖS Yönetim Kurulu üyeleri Gözde Atakan ve Sevgi Erhalaç tarafından “Eğitim Değerlendirmesi ve İhtiyaç Analizi” de basın mensuplarıyla paylaşıldı.

Sendikanın İlköğretim Dairesine bağlı 72 okulda yaptığı araştırma neticesinde ortaya çıkan raporda; okulların yeni öğretim yılı öncesi eksiklikleri ile kapasiteleri ortaya kondu, ihtiyaç analizleri yapıldı, çözüm önerileri sıralandı.

Okulların demografik durumuna da yer verilen raporda, öğrencilerin %40’ının KKTC vatandaşı olmadığı, %8’inin ana dilinin Türkçe olmadığı, ilkokullarda en az 41 farklı ülkeden öğrenci olduğu belirtildi.

Raporda, geçen eğitim yılında okullarda karşılaşılan en önemli sorunların başında Türkçe konuşamayan yabancı öğrencilerle ilgili herhangi bir adım atılmaması olduğu kaydedilerek, okulöncesi ve ilkokullar için ivedilikle bu alanda bir eğitim programı geliştirilmesi; yoğunluğa göre belirli okullarda oryantasyon  sınıfları açılması gibi önerilerde bulunuldu.

Okulların fiziksel yetersizliği ve bina güvenliği ile ilgili ise raporda, okul bina ve eklentilerinde tehlike arz eden durumların ivedilikle ortadan kaldırılması; ileri tetkiklerin bir an önce tamamlanması ve rapor doğrultusunda doğacak yeni okul ihtiyaç sayısının belirlenmesi; okul bahçelerinde bulunan her türlü oyun parkı ve spor alanının güvenli bir şekilde düzenlenmesi; okullarda temizlik ve hijyen koşullarının en üst düzeyde sağlanması yönünde tedbirlerin alınması istendi.

Raporda, kalabalık ve yetersiz sınıflar sorunu için okul binaları, derslikler ve donanımlar standartları oluşturulması önerildi.

Nitelikli eğitimin sağlanması yönünde okulların karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan birinin maddi kaynak sıkıntısı olduğunun da ortaya konduğu raporda,  okullara bütçe ayrılması; tüm paydaşların  (yönetici, öğretmen, veli, uzman, öğrenci, yerel idare) bütçe yapma sürecine katılımının sağlanması ve okul merkezli bütçe anlayışının hayata geçirilmesi önerildi.

Raporda ayrıca, okul ve sınıf kotaları oluşturulduktan sonra okulların öğretmen ihtiyacının belirlenmesi; münhallerin zamanında açılması; geçici öğretmenlik ihtiyacının karşılanması için eğitim fakültesi mezunları arasında bir sıralama sınavı yapılması ve Yasada öngörülen şekilde Eğitim Bakanlığı ve Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından ivedilikle öğretmen yardımcıları istihdam edilmesi istendi.

“Bu yıl eğitimde karşı karşıya kaldığımız en önemli sorunlardan bir tanesi de, çözüm merci olması gereken Eğitim Bakanlığıdır” ifadelerine yer verilen raporda, Eğitim Bakanının istifa etmesi ve Eğitim Bakanlığı teşkilat yapısının yeniden düzenlenmesi de istendi.