Kimliksizler Derneği, Rum Meclisi önünde toplandı; cumartesi günü gerçekleştirilecek kitlesel yürüyüş hakkında milletvekillerine ve meclise taleplerini duyurdu; tüm insan hakları savunucularına eyleme katılım çağrısında bulundu.
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının çocuklarına yurttaşlık hakkı verilmesi gerektiğini savunan Kimliksizler Derneği, 17 Haziran Cumartesi günü saat 17.00’de Ledra Palace’tan başlayarak Rum Meclisi’ne yürüyecek.
Yürüyüşe, başta kimliksiz kişiler ve aileleri olmak üzere, insan haklarını ve özellikle çocuk haklarını savunan tüm kişiler, sendika, parti ve benzeri demokratik örgütler de davet edildi.
Kitlesel yürüyüş öncesi dernek temsilcileri bugün saat 10.00’da Rum Meclisi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı.
Türkçe, Yunanca ve İngilizce dillerinde okunan basın açıklamasında, yurttaşlık hakkının en temel insan hakkı olduğu vurgulandı.
Açıklamada, bir tarafın Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olup, diğer tarafın başka bir ülke vatandaşı olduğu birlikteliklerden doğan Kıbrıslı çocukların eşit yurttaş olması gerektiği ancak bu kişilere kimliklerinin verilmediği bildirildi.
Kimliksizler Derneği’nden Emine Kıral Sevim’in Türkçe dilinde okuduğu bildiri şu şekilde:
“Bizler, Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı hakkına sahip olan ama bu yurttaşlığı alamayan Kıbrıslı Türkler ve aileleri olarak, sistemli bir ayrımcılığa maruz kaldığımızı ve en temel insan haklarımızın ihlal edildiğini duyurmak için bir eylem düzenliyoruz.
Eylemimiz, 17 Haziran Cumartesi saat 17.00’de Ledra Palace’ta başlayacak. Ardından buraya, Parlamento önüne yürüyeceğiz ve basın açıklamamızı yapacağız.
Barışçıl şekilde, iki toplumlu olarak düzenleyeceğimiz bu eylemin, barış mücadelesine de katkıda bulunacağını, ada halklarının ortak yaşama arzusuna hizmet edeceğini umuyoruz. Ve tüm insan hakları savunucularını eylemimize katılmaya ve destek olmaya davet ediyoruz.
Karma evlilik denilen, bir tarafın Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olup diğer tarafın başka bir ülke vatandaşı olduğu birlikteliklerden doğan Kıbrıslı çocuklarımız bu ülkenin eşit yurttaşıdırlar. Ancak kendilerine kimlik verilmemektedir.
“Devlet, yurttaşlarına kime aşık olup kiminle evleneceğini dayatamaz”
Bu vatandaşlığın Kıbrıslı Türkler için önemi, uluslararası geçerliliği olan bir kimlik ve pasaporta sahip olarak seyahat, eğitim, iş bulma gibi konularda imkân sağlamasıdır.
Hükümet, karma evliliklerden doğan çocuklara, keyfi ve hukuk dışı bir şekilde vatandaşlık vermiyor. Oysa anne veya babadan biri yurttaş olduğu için anayasal olarak vatandaşlık alma hakkımız vardır. Çağdaş bir devlet, kanun önünde eşitlik ilkesine göre davranmak zorundadır. Bu ayrımcılık Kıbrıslı Türklere yapıldığı gibi Asyalı veya Afrikalı biri ile evlenen Kıbrıslı Elenlerin çocuklarına da yapılmaktadır. Açıkça ırkçı olan bu yaklaşım kabul edilemez. Devlet, yurttaşlarına kime aşık olup kiminle evleneceğini dayatamaz.
“Çocuklarımız yurttaşlık alamadığında aile bütünlüğümüz zedeleniyor”
Çocuklarımız yurttaşlık alamadığında, aile bütünlüğümüz zedelenmiş olmaktadır. Çocuklarımızla, eğitim, sağlık veya başka bir nedenle aynı hava limanından birlikte seyahat etme özgürlüğümüz ihlal edilmektedir.
Yurttaşlığı verilmeyen gençlerin eğitim hakkı da ellerinden alınmaktadır. Kıbrıslı Türk gençlerin pek çoğu, büyük uğraşlarla Avrupa’da kazandığı üniversitelere, bu yasa dışı ve ayrımcı uygulama yüzünden gidememektedir. Gidebilenler de Avrupa Birliği vatandaşı olmayanlara uygulanan fahiş fiyatlar sebebiyle eğitimini yarım bırakıp geri dönmek zorunda kalmaktadır.
Evrensel bir çocuk hakkı olan ve Birleşmiş Milletler tarafından da korunan ‘vatansız kalmama’ ilkesi de Kıbrıs Cumhuriyeti devleti tarafından ihlal ediliyor. Yüzlerce Kıbrıslı Türk çocuğu, uluslararası alanda vatansız durumdadır.
“Yurttaşlık hakkımız gasp ediliyor”
Yoksullaşma ve işsizliğin arttığı günümüz koşullarında yurttaşlık hakkı gasp edilen pek çok Kıbrıslı Türk genç, iş bulma umuduyla adadan göç etmek zorunda kalmaktadır. Oysa bu gençler adanın tamamında iş arama şansına sahip olsalardı belki de ülkemizi terk etmek zorunda kalmayabilirlerdi. Kıbrıs Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin çalışma hakkı ve özgürlüğünü de ihlal etmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ‘Hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır.’ demektedir. Oysa Kıbrıs Cumhuriyeti, ayrımcılığı yasaklayan bu maddeye aykırı davranarak Kıbrıslı Türk vatandaşlarının en temel insan haklarını ihlal etmektedir.
“İnsan hakları ihlaline maruz kalıyoruz”
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Birliği Anlaşması, ırkçılığı yasaklayan direktifler ve Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi de çiğnenmektedir. Maruz kaldığımız insan hakları ihlali Birleşmiş Milletler’in 2019 yılı raporunda yer almıştır. Avrupa Parlamentosu Dilekçeler Komitesi’ne 675 AB vatandaşı Kıbrıslı’nın imzası bir dilekçe sunduk. Ayrıca Avrupa Komisyonu Çocuk Hakları Komitesi, Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komitesi ve Avrupa Parlamentosu Çocuk Hakları Komitelerine şikâyette bulunduk.
Ülkemizdeki elçiliklerle de görüşmeler yaparak bir AB ülkesinin AB ortak değerlerine aykırı davrandığını anlatıyoruz. Tek amacımız kendi ülkemizde ayrımcılığa uğramamak ve çocuklarımızın hakkı olan kimliklerini almak.
Avukatlarımız aracılığıyla yasal ve yargısal yollarla mücadelemizi sürdürürken, bundan böyle konuyu hem sokağa hem de uluslararası platformlara ve İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacağımızı vurgularız. Hükümeti, bu insanlık dışı uygulamadan derhal vazgeçmesi için uyarıyoruz.”