Bilim insanları "Kayıp Prens"in genetiğini inceleyerek 200 yıllık komplo teorisini çürüttü. 

26 Mayıs 1828'de Almanya'nın Nürnberg kentinde bir anda ortaya çıkan Kaspar Hauser, o günden beri aydınlatılmayı bekleyen bir gizem olarak görülüyor. 

Independent Türkçe'nin haberine göre, hakkında film ve kitaplar yazılan Hauser'ın uzun bir süre boyunca kayıp bir prens olduğu öne sürülüyordu. 

Hakemli dergi iScience'ta yayımlanan yeni bir çalışmada gizemli gencin DNA'sını inceleyen bilim insanları "Alman tarihinin en gizemli bilmecelerinden birine" ışık tuttu. 

Hauser, Nürnberg'e geldiği sırada doğru düzgün konuşamıyor ve yürüyemiyordu. 16 yaşında olduğu düşünülen çocuğun elinde kimin yazdığı belli olmayan bir mektup vardı. 

Mektubu yazan kişi, çocuğu 1812'de gözetim altına aldığını ve onu tamamen tecritte tuttuğunu belirtiyordu.

Genç, polisin sorduğu sorulara cevap veremese de Kaspar Hauser adını yazmış ve isminin bu olduğu varsayılmıştı. 

Bölgedeki birkaç kişi çocuğun bakımını üstlenmeye karar verdi. Hauser da mektupta yazanlara paralel şekilde hayatı boyunca kapalı bir yerde tutulduğunu, sadece ekmek ve suyla beslendiğini ve kimseyi görmediğini öne sürüyordu.

Nihayetinde bir adam çocuğu alıp Nürnberg'e getirerek onu orada bırakmıştı. 

Nürnberg'e gelmesinden yaklaşık bir yıl sonra komplo teorileri ortaya çıkmaya başladı. Medyada da büyük ilgi uyandıran Hauser'ın nereden geldiği anlaşılmaya çalışıyordu.

Öne çıkan bir teoriyse Hauser'ın, Almanya'nın güneyindeki Baden bölgesinin prensi olan ve kısa süre önce ölen Grandük Carl'ın oğlu olduğunu iddia ediyordu.

Grandük'ün tek oğlu henüz bebekken ölmüştü. Ancak bu teoriye göre, farklı bir kraliyet soyu başlatmak isteyenler gerçek prensin yerine hasta bir bebek koymuştu. Hauser da aslında Grandük'ün gerçek oğluydu.

Avusturya'daki Innsbruck Tıp Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Walther Parson "Kaspar Hauser'n kimliği ve kökeni yaklaşık 200 yıldır araştırma ve tartışma konusu oluyor" diyerek ekliyor:

Patolojik bir yalancı ve düzenbaz olduğu görüşünün yanı sıra en kalıcı teori, 29 Eylül 1812'de doğan ve (resmen) sadece 18 günlükken kendisine bir isim bile verilmeden ölen, Baden'in kalıtsal prensi olduğu düşüncesi.

Hauser'ın ortaya çıkmasından 5 yıl sonra bıçaklanarak ölmesi kendisiyle ilgili gizemi daha da artırmıştı. 

Aradan geçen yıllarda kimliğini tespit etmek için yapılan çeşitli çalışmalardan çelişkili sonuçlar çıkmıştı. Hauser'ın öldüğü gün kıyafetinden alınan kan örnekleri de incelenmişti ancak bazı bilim insanları bu lekelerin güvenilirliğini sorgulamıştı. 

Yeni araştırmayı yürüten ekip Hauser'ın kan ve saç örneklerini kullanarak mitokondriyal DNA'sını analiz etti. 

Sadece anne tarafından aktarılan mitokondriyal DNA'yı, Baden soyundan gelen kişilerinkiyle karşılaştıran araştırmacılar Hauser'ın onlarla akraba olmadığını ortaya koydu. 

Bilim insanları, bulguların "Prens Teorisi"ni çürüttüğünü ifade ediyor ancak Hauser'ın kim olduğu gizemini korumayı sürdürüyor. 

Çalışmanın yazarlarından Turi King "Maalesef elimizdeki veriler bize onun kim olduğunu söyleyemiyor!" diyor.

Editör: Ahmet Karagözlü