Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden İsias davasının ikinci gününde İsias Otel’de hayatını kaybeden Kağan Selim İş’in annesi Serap İş, mahkemede söz aldı.

Serap İş, mahkemede şunları anlattı:

“3 Şubat’ta oğlumu turnuvaya katılması için Adıyaman’a gönderdik. Çocuklarımız Kıbrıs’ta şampiyon olmuştu… Adıyaman’daki turnuvaya katılacaktı. Oğlumun doğum günü 4 Şubat’tı… Oğlum doğum gününü Adıyaman’da kutladı. Adıyaman’a gitmeden önce tedirgindik aile olarak. Çocuğumuzun mutluluğu için arkadaşlarıyla birlikte onları Adıyaman’a gönderdik. Ahmet Bozkurt’un dün “çocuklarıma miras kalsın” diye yaptığı otelle ilgili dünkü yalanları bizi kahretti. Keşke savunmasını gözlerimize baka baka yapsaydı. Keşke gözlerinin içine bakma şansımız olsaydı… 6 Şubat’taki depremi biz de Kıbrıs’ta hissettik. Sarsıntıyla uyandım. Adıyaman’da deprem olduğunu bilmiyordum. Haberlerden yıkım olduğunu öğrendik. Biz bugün yaşıyorsak, çocuklarımızı yitirdiğimiz yerde mücadele veriyorsak, bu adaletin tecelli etmesidir. Biz yasımızı yaşayamadık. Çocuklarımız için dernek kurduk. Onlara söz verdik. Ben oğlumun mezarına her gittiğimde, “Merak etme Kağan, annen senin için savaşmayı bırakmayacak, savaşa devam edecek” diyorum.

Biz oğlumuzu büyütmek için çok mücadele verdik… Ben oğlumun kılına zarar gelmesine itina ederken benim oğlum o kum yığını enkazın altından 93 saat sonra çıkarıldı. 27 yaşında anne oldum, 40 yaşında oğlumu toprağa verdim. Bugün oğlumun mezarının yanına babasıyla benim mezar yerini ayırttım. Ben her geçen gün, oğluma kavuşacağım gün için gün sayıyorum. Yaşama sevincim, umudum kalmadı. Bunu yaşayacak bir hayat bırakmadılar bize… Dün Ahmet Bozkurt, savunması sırasında “1993 yılında otel inşaatı sırasında bir çalışanın hayatını kaybetmesine çok üzüldüğünü” söylemişti. Ayrıca savunmasında, “Ne aceleleri vardı da iş makinelerini hemen gönderdiler” demişti…. Ey Ahmet Bozkurt! Bizim çocuklarımız enkazın altındaydı… Adıyaman’a eşim gidebildi, ben gidemedim. 4-5 gün boyunca ekran başında enkazı takip ettim. Hiçbir çocuğumuz otelden sağ kurtulamadı. Gece-gündüz enkaz görüntülerine bakıyorum. Diğer binalar ayaktayken, o kadar “itinayla yapıldığı” iddia dilen bina neden yıkıldı?

Benim oğlumu kaçak kat çıkılan, insafsızca inşa edilen bu İsias binası öldürdü… Tek istediğimiz adalet, adalet, adalet… Bizim için bundan sonra gelecekle ilgili bir mutluluk yok, beklenti yok. Sadece diğer çocuğumuzu büyütmek için yaşıyoruz. Sanıkların en ağır cezayla yargılanmasını talep ediyorum… Çünkü benim  ilk göz ağrım bugün hayatta değil… Odası boş, yemek masası boş, yatağı boş. Onlar için mücadele etmeyi kendimize görev edindik. Otelden çıkan rehberlerin  de dava sürecinde tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum”.

Editör: Erol Kanlıada