Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkan adayı Hasan Taçoy, Başbakan Ünal Üstel’in “UBP’yi ne mahkemelerde ne de televizyonlarda tartıştırırız” ifadelerine cevap vererek, “Sormak isteriz, UBP’nin genel başkanı olmaya aday zat, bugün kendi partisinden olan bir rakibi ile aynı ortamda görüşlerini anlatmaya cesaret edemezken, yarın bir muhalefet partisinin genel başkanının karşısına nasıl çıkacaktır?” diye sordu.
Hasan Taçoy, kendine güveni olan, UBP gibi bir partiyi ve ülkeyi yönetecek kişinin medeni bir tartışmadan kaçmaması gerektiğini söyledi.
Siyasi çıkarların hiçbir zaman parti ve ülke çıkarlarının üstünde olmadığını belirten Taçoy, partiye hizmet etmenin gurur ve şeref olduğunu ifade ederek, bu nedenle halk önüne çıkmaktan ve siyaset konuşmaktan korkmadığını kaydetti.
Hasan Taçoy, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“UBP; makamı, koltuğu ne olursa olsun kimsenin tekeline alamayacağı kadar büyük bir partidir. UBP kimsenin babasının tapulu malı değildir. Bu ülkenin kurucu iradesidir. UBP korkuların değil, cesaretin hâkim olduğu, her alanda ve her platformda bu cesaretle bugünlere gelmiş ve yine aynı cesaretle geleceğe yürüyen bir partidir. Kimse partimizin ortak ve güçlü iradesini kendi şahsi çıkarları ile karşılaştırmaya kalkmasın.
Kişisel korkularımıza partisel etiketler koymaya çalışmak, bu partiyi kurmuş olan ecdadımıza yapılabilecek en büyük saygısızlık olur. Bizlerin siyasi çıkarları hiçbir zaman partimizin ve ülkemizin çıkarlarından üstünde değildir. Tam tersine her zaman partimize ve ülkemize hizmet eder. Bundan büyük bir gurur duyarız. Bu bizim onurumuzdur, şerefimizdir. Bu nedenle de halkımızın önüne çıkmaktan ve siyaset konuşmaktan korkmayız. Dün de korkmadık, bugün de korkmayız.
Eğer siyaset, partimizin ve ülkemizin sorunlarını tartışmak, karşılıklı diyalog içinde konuşarak çözüm bulmak değilse nedir?
Ancak biz UBP’yi ne mahkemelerde tartıştırırız, ne de medyada reyting avcılığının mezesi yaptırırız. UBP tabanını korku tüneline sokarak bundan siyasi çıkar elde etmek isteyecek kadar kendi partisini ve ülkesini tanımayan birisi olabileceğine ihtimal vermek istemeyiz. Eğer varsa, hesap gününe az kaldığını hatırlatırız. Üzülerek görmekteyiz ki kullanılan dil ve üslup üyelerimizi korkuya düşürerek bundan medet umar bir seviyeye inmiştir.
Sormak isteriz, UBP’nin genel başkanı olmaya aday zat, bugün kendi partisinden olan bir rakibi ile aynı ortamda görüşlerini anlatmaya cesaret edemezken, yarın bir muhalefet partisinin genel başkanının karşısına nasıl çıkacaktır? Ya da, bu sefer kaçmak için acaba ne gibi bir yol icat edilecek, nasıl bir bahane uydurulacaktır?
Bizim başkalarını susturmak gibi bir çabamız olmadığı gibi kendi sesimizi duyurmak gibi kaygımız asla olmamıştır. Biz her zaman olduğu gibi üyelerimizin ayağına gidiyoruz. Üyelerimiz bizi gelip buluyor. Dertleri, şikayetleri dinliyoruz. Çözümlerimizi anlatıyoruz. Burada esas olan adaylar arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bunun yolu ve yöntemi de bütün dünyada bellidir. Geliniz bu işi olması gerektiği gibi yapalım. Korku bu partiye yakışmaz. Kendine güveni olan, UBP gibi bir partiyi ve ülkeyi yönetecek kişi, medeni bir tartışmadan kaçmaz. Cesaretle halkımızın önüne çıkalım ve konuşalım. UBP’nin ortak ve güçlü iradesinin desteğini almaya talip olan herkes bu iradeyle er yahut geç ama mutlaka yüzleşeceğini bilmelidir.”