KKTC’de hayatını sürdüren ve Yunus Emre Enstitüsü’nde Türkçe öğrenen Güney Koreli Mi Hyoun Kim ve eşi Jae Kuoung Ryu, depremzedeler için Güney Kore’den topladıkları nakdi yardımı, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliğine iletti. Mi Hyoun Kim ve eşi bugün Büyükelçiliği ziyaret ederek, Büyükelçi Metin Feyzioğlu ile bir araya geldi. Feyzioğlu, bağışlarından dolayı çifte teşekkür mektubu takdim etti. Feyzioğlu: Bağışın miktarından çok daha önemli olan neleri sembolize ettiğidir Büyükelçi Feyzioğlu, Güney Koreli çiftle görüşmesinde yaptığı konuşmada, Kim ve eşinin başlattığı girişimden ve Güney Kore’deki çevrelerinden topladıkları bağıştan dolayı çok duygulandıklarını ifade ederek, önemli olanın bağışın miktarı değil neyi sembolize ettiğinin olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Kore’nin yardımına koştuğunu anımsatan ve o zamandan beri kalplerinin beraber çarptığını kaydeden Feyzioğlu, “Bana göre bu tarihi bir konudur, insanlığın ve dostluğun bir kez daha Sayın Kim’in şahsında tecelli etmesidir” dedi. Feyzioğlu, Yunus Emre Enstitüsü’ne de teşekkürlerini ileterek, Enstitü’nün dünyanın her yerinde gerçekleştirdiği faaliyetlerinin amacının kültür ve eğitim diplomasisinin yanında gönül köprüleri kurmak olduğuna dikkat çekerek, “Bu köprünün kurulduğunu gördük. Tabii köprünün kurulabilmesi için tek ayak yetmez. Bizim tarafımızdan bu köprünün bir ayağı atılmıştır ama diğer taraftan o köprüyü sımsıkı tutacak ellere, yüreklere ihtiyaç vardır. Çok değerli Güney Koreli dostlarımız, misafirlerimiz, o sapasağlam kavrayışı gerçekleştirmişlerdir” şeklinde konuştu. Kim: Bizim evimiz, yemeğimiz var ama depremzedelerde hiçbir şey yok Mi Hyoun Kim ise depremi evlerinde hissettiklerini ancak esas yaşananları sabah saatlerinde haberlerden gördüğünü ve çok üzüldüğünü anlatarak, Adana’daki uluslararası bir dernek aracılığıyla bir hafta boyunca deprem bölgesine giderek gönüllü olarak çalıştıklarını ve depremzedelere gıda ve hijyen malzemesi dağıttıklarını kaydetti. “Bizim evimiz, yemeğimiz var ama depremzedelerde hiçbir şey yok. Kalbim acıyor” diyen Kim, teşekküre gerek olmadığını, kendilerine çocukken insanların yardım ederek yaşaması gerektiğinin öğretildiğini ekledi.