Avrupa Konuları Müsteşarı Marilena Rauna “Kathimerini” gazetesine verdiği söyleşide BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin ile yapılan görüşmelerde AB-Türkiye konularını da gündeme getirdiklerini ifade etti.
Avrupa Konuları Müsteşarı Marilena Rauna söyleşisi çerçevesinde yaptığı açıklamada AB-Türkiye ilişkilerinin, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında katalizör bir rol oynayabileceğini söyledi.
AB-Türkiye ilişkilerinde kararların alınması olanağının bulunmasını istediklerini söyleyen Rauna bunun olabilmesi için de Kıbrıs sorununda gelişmelerin yaşanması gerektiğini belirtti.
AB-Türkiye ilişkilerinin nasıl değerlendirilebileceği şeklindeki soru üzerine Rauna, Türk tarafının müzakere masasına dönmeye ve bunu yapmasının çıkarına olacağına ikna edilmesi gerektiğini söyledi.
Bu yüzden Türkiye’nin AB sürecinin Kıbrıs sorunundan geçtiğini söylediklerini belirten Rauna, ellerindeki araçları kullanmaları gerektiğini belirtti.
Holguin’in Türkiye’den mesaj getirip getirmediği sorusu üzerine Rauna, Holguin’in, Türkiye’nin tutumunu ve şu anda ne düşündüğünü getirdiğini ifade etti.
Türkiye’nin pozisyonunun, bildikleri pozisyon olduğunu ifade eden Rauna, müzakerelerin yeniden başlamasının çıkarına olduğuna Türkiye’nin ikna edilmesi koşullarının yaratılması gidişatı üzerinde çalışmaları gerektiğini de söyledi.
Bir başka soru üzerine BM Genel Sekreteri tarafından ortana konan altı noktanın görüşme zemini olduğunu söyleyen Rauna bu altı nokta temelinde yoğun bir şekilde görüşmeye hazır olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar ile ortak bir görüşme yapılması konusuna ilişkin Rauna, Hristodulidis’in böylesi bir görüşme için hazır olduğunu, bu yöndeki hazırlığını Holguin'e yeniden dile getirdiğini söyledi.
Holguin’in temaslarında Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusunun gündeme getirilip getirilmediği sorusu üzerine ise Rauna şu andaki önceliklerinin müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu, GYÖ’lerin her zaman için masada olduğunu ancak Kıbrıs sorununu çözmediklerini belirtti.
Rauna açıklamasında ayrıca Holguin ile Kıbrıslı Türklere yönelik 14 maddelik tek taraflı tedbirler konusunu da ele aldıklarını, Holguin’in bunların hayata geçirilmesinin ne aşamada olduğu konusuna da ilgi gösterdiğini söyledi.
Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığını yürüteceği 2026’dan da bahseden Rauna, Güney Kıbrıs’ın 2012 yılında üstlenilen ilk dönem başkanlığında, AB’nin yeni bir üyesi olduğunu, şimdi ise AB’ye katılımın 20 yıl sonrasında, olgunlaşmış bir üye devlet olarak dönem başkanlığını üstleneceklerine dikkati çekti.
Güney Kıbrıs’ın, AB’nin Doğu Akdeniz’deki yol göstericisi olduğunu söyleyen Rauna dönem başkanlığı sırasında AB’nin Körfez ve Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesine, AB’nin gündeminde üst sıralarda bulunan sosyal konulara, dış politika açısından bölgeye vurgu yapılacağını ifade etti.
“Amalthia” girişiminden de söz eden Rauna, girişimin yıllardır söyledikleri gibi Güney Kıbrıs’ın AB ile bölge arasında köprüyü teşkil ettiğine dair kanıt olduğunu belirtti.
Rauna ayrıca “Amalthia” girişimine destek vermek için AB’den bir grubun son günlerde Güney Kıbrıs’ta bulunduğunu ayrıca bu grubun belli bir süre burada kalacağını söyledi.