Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın 4 milyar 856 milyon 371 bin TL’lik bütçesi görüşülmeye devam ediliyor.
Bütçe üzerine söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, Bakanlığa ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu kaydetti. “Geçtiğimiz yıl bütçenin yüzde 3,85'ini tarıma ayrılmış görmüştük ve eleştirmiştik niye bu kadar düşük diye ama bu yıl bakıyoruz yüzde 3,12'lik bir pay tarıma ayrılmış.” diyen Şahali, bir önceki yıla göre bütçesinin yüzde 0,62 küçüldüğünü dile getirdi.
Tarımın en üst düzeyde ele alınması ve bir politika çerçevesinde yönetilmesi gerektiğini kaydeden Şahali, Bakanlığa ve bağlı dairelere gerekli personel ve altyapı desteğinin sağlanması gerektiğini anlattı.
Tarım Dairesi’nde ciddi bir insan kaynağı eksikliği olduğunu ifade eden Şahali, mühendis kadroları ve teknik kadrolar başta olmak üzere gerekli eksikliğin tamamlanmasını istedi.
Nitelikli insan kaynağı sağlandığı takdirde Tarım Dairesi’nin çok daha verimli şekilde çalışabileceğini belirten Şahali, Daire faaliyetlerinin tarım açısından önemine işaret etti.
Ürün envanterinin ortaya çıkarılması ve güncel tutulması açısından Tarım Dairesi’nin önemine işaret eden Şahali, “Eğer bu konuda gerekli çaba ortaya konabilmiş olsaydı örneğin patates konusunda yaşananların önlenmiş olacaktı.” dedi.
Bu durumun patateste ya da diğer ürünlerde bir kez daha yaşanmaması için önlemlerin alınması ve stratejilerin hayata geçmesi gerektiğini anlatan Şahali, ürünlerin kalitesine ve dönemine göre fiyatlandırılması gerektiğini anlattı.
Hayvancılığa da değinen Şahali, Hayvancılık Dairesi’nde de yeterli insan kaynağı bulunmadığını ifade etti. Şahali Hayvancılık Dairesi’nin eğitsel faaliyetlerinin önemine değindi.
Ete odaklı bir politikanın yeterli olmadığını, süt konusuna da eğilmek gerektiğini ifade eden Şahali, organize hayvancılık bölgelerine de değindi, “Birbirinden ayrılabilen, hastalık yayılım kontrolü sağlamaya yardımcı olabilen hayvancılık bölgelerimiz olsaydı, belki de bu konuya harcadığımız kaynak çok daha minimal düzeye olabilirdi.” dedi.
“Dünyanın en pahalı sularından birine sahibiz çünkü ithal ediyoruz” diyen Şahali, “Dolayısıyla aslında yaşam kaynağımız doğrudan Türkiye'den borularla getirilen suya dayandırılmış vaziyettedir. Su İşleri'nin bu bağlamda 24 saat alarm pozisyonda olması lazım.” dedi. Şahali buna rağmen Dairenin mühendis başta olmak üzere personel eksikliği yaşadığını anlattı.
Su kaynaklarının verimli şekilde kullanılmasının önemine işaret eden Şahali, Türkiye'den gelen suyun Güzelyurt ovasında en verimli ve en etkin şekilde kullanılmasının önemine işaret etti.
Veteriner Dairesi’nde personel eksikliği yanında araç eksikliği de yaşandığını belirten Şahali, bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini anlattı.
“Veteriner Dairesi kısıtlı imkanlarla ciddi işler çıkarmaya çalışıyor ama keşke siyasetin üzerlerine gölge etmediği bir düzeyi yakalayabilmiş olsalardı.” diyen Şahali, bazı mezbahaların denetlenmediğini iddia etti.
Şahali konuşmasında hayvan hastalıklarıyla mücadele için önleyici programların önemine değindi.
Şahali çam kese böceği konusunda atılması gereken adımların atılıp atılmadığını da sordu.
“Devlet Üretme Çiftliği kaderine terk edilmiş vaziyette, hiçbir yenilikçi arayışımız yok.” diyen Şahali babutsa konusunda gerekli adımların atılmasını da istedi.
CTP Milletvekili Fide Kürşat da bütçe üzerine söz aldı. “Tarım Bakanlığı küçücük bütçesi ile aslında çok önemli alanlara dokunan, çok geniş bir faaliyet alanı olan, ekonomiden maliyeye sağlığa kadar uzanan bir bakanlık.” diyen Kürşat Tarım Bakanlığı bütçesinin düşüşünün son bulmasını diledi.
Konuşmasında Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş’u eleştiren Kürşat, Çavuş’un “üreticilerin derdine derman olmaktansa derdine dert kattığını” söyledi.
Kürşat dışa bağımlılığının sürekli arttığını da söyledi.
Narenciyede yaşanan sorunlara işaret eden Kürşat, insanların üretimden koptuğunu, narenciye bahçelerinde dozerlerin çalıştığını dile getirdi.
Enginar üreticilerinin yüzde 50'ye yakınının bu yıl bahçelerini bile açmadığını söyleyen Kürşat, babutsaların da yok olduğunu dile getirdi. “İthal edilen maydanozu gördük, artan sebze meyve fiyatlarını gördük.” diyen Kürşat, ithal patates konusuna değinerek “savaş döneminde bile yaşanmayan manzaraları yaşattınız. Bu ülkenin insanları her geçen gün yoksullaşıyor. İnsanlar savaş varmış gibi 10 kiloluk 20 kiloluk patates almak için kuyruklara girdi saatlerce sıra bekledi.” diye konuştu.
Kürşat “Tüm bu yaşananlar hükümetin yanlış tarım politikalarından umursamazlığından plansızlığından iş bilmediğinden ve kötü niyetinden.” dedi.
Bakanlık bütçesinin küçüldüğünü yineleyen Kürşat Nnüfus bu kadar artarken, bütçe niye bu kadar düştü?” diye sordu.
Tarım üretimin milli gelirdeki payının da tarımsal istihdamın da yıllar içinde düştüğünü kaydeden Kürşat, girdi maliyetlerini düşürmek ve tarımsal üretimde verimlilik sağlamak için stratejik planlama yapılmasının önemine değindi.
Ortada bir yapısal dönüşüm projesi olup olmadığını soran Kürşat, “Ada ülkesi olmamızdan dolayı toprak ve su çok kıt iki kaynaktır ve bu kaynakların sürdürülebilirliği çok önemlidir.” dedi.
“Bu kıt kaynakların kullanımında oldukça hassas ve koruyucu olmamız gerekir. Artan yabancı nüfusla birlikte artık bu alanları ciddi bir şekilde planlama yapmamız gerek.” diyen Kürşat yer altı su kaynaklarının iyi korunması gerektiğini dile getirdi.
Üretimde maliyet unsurlarının her geçen gün arttığını kaydeden Kürşat, “Enflasyon ile mücadele ithalat değil yerel üretimin artırılmalı, bitki profiline uygun ve ülke ihtiyaç analizi yapılarak alternatif katma değeri yüksek ürünlerin yetiştirilmesi için planlama ve destekleme politikaları oluşturulmalıdır.” diye konuştu.
Arpa ve buğdaydan öte kaliteli kaba yem konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Kürşat, “Patates üretiminden narenciyeye, domatese, arpa, buğdaydan yem bitkisine kadar bu ülkenin gerçek ihtiyaçları tespit edilmelidir.” diye konuştu.
Ürünlerin pahalılığına değinen Kürşat, “Pahalılığın sebebi üretici değildir, Bu pahalılığın sebebi denetimsizliktir.” dedi. Hükümeti “yüzlerce yandaşlara kırsal kesim arsası ve mandıra yeri dağıtmakla” suçlayan Kürşat, partizanlık yüzünden gençlerin artık ülkeden ümidi kesmeye başladığını belirtti.
Nüfusun bilinmediğini, hayvan varlığının ise beyanlar üzerinden bilindiğini ifade eden Kürşat, “Nüfus bilmecesi bizi çok sıkıntıya sokar.” şeklinde konuştu.
Hayvancıların hayvanlarının ellerinde kaldığını, birkaç ay önce ithalat gündemdeyken bugün ihracat planları yapıldığını söyleyen Kürşat planlama konusuna değindi, günün sonunda üreticinin üretimden koptuğunu anlattı.
Üretici için öngörülemez bir durum yaratıldığını kaydeden Kürşat, “Bu plansızlıklarım bütün bu kargaşaların içerisinde olan üreticiye oluyor ve üretici sektörden kopuyor.” dedi.
“Öngörülemez bir durum yarattınız. Bu ülkede hiçbir şeyin fiyatının düştüğünü gözlemlemedik ama 260-270 TL'lere gelen canlı kuzu hayvan fiyatının 230 TL'lere gerilediğini gördük.” diye konuşan Kürşat, bu süreçte vatandaşın et almak için Güney Kıbrıs’a gittiğini anımsattı.
Kürşat, üreticiden tüketiciye et satış noktası açılması girişiminin hangi aşamada olduğunu da sordu.
Geçen yıl narenciye ihracatında yaşanan sorunlara işaret eden Kürşat, dalında kalan ürünlerin geciken tazminat ödemelerinin dün ödendiğini belirtti.
Güzelyurt’taki narenciye bahçelerinin bazılarının kökünden söküldüğünü ifade eden Kürşat, “İhracat bu sezon ağır aksak da olsa başlamıştır ve aldığımız bilgiler neticesinde durağanlığa geçmiştir. Narenciyede durum pek iç açıcı değildir.” dedi.
“Sayın Bakan yaptığı açıklamalarda narenciye ihracatında hiçbir sorun olmadığını paketleme tesislerinden her zaman olduğu gibi ürünlerin çıkıp ihraç edilebileceğini söylüyor.” diyen Kürşat, Türkiye’ye ihracat konusunda prosedürün nasıl olacağını sordu.
İhracat teşvik primlerinin en kısa zamanda açıklanmasının sektörü rahatlatacağını anlatan Kürşat, üreticinin geçen yıl yaşananları bu yıl yaşamaya takati olmadığını vurguladı.
Kooperatifçiliğin bir devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini dile getiren Kürşat, ülkede üretim ve pazarlama kooperatiflerinde birtakım gelişmeler olduğunu belirtti. Özellikle kadın kooperatiflerinin ciddi şekilde başarılara imza attığını anlatan Kürşat, özellikle kırsalda kalkınma odaklı çalışan kadın kooperatiflerine pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini belirtti.
Toprak Koruma Yasası'nın hayata geçmesinin önemine değinen Kürşat, “Kıt kaynaklarımızın, topraklarımızın, özellikle birinci, ikinci, üçüncü sınıf tarımsal arazilerimizin korunması noktasında bu yasanın ivedilikle yeniden Meclis gündemine getirilmesi ve geçirilmesi gerek.” dedi.