Pandemi sonrası arttığı gözlemlenen akran zorbalığı (çocuklar arasında sözel veya fiziksel şiddet) ortaokul çağında daha yaygın olarak görülüyor.
Uzmanlar, aileler, öğretmenler ve okul yönetimlerinin çocukları çok yakından takip etmelerinin erken aşamalarda zorbalık davranışını tespit etmelerini sağlayacağını, bunun da kalıcı zarar oluşmasının önüne geçebileceğini belirtiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, akran zorbalığı konusunda, öğretmen ve öğrencilerin ardından, eylül ayında da ailelere yönelik eğitim düzenleyecek.
Çocukları akran zorbalığına uğrayan ailelere tavsiyelerde bulunan uzmanlar, ilk adım olarak çocuğu etkin şekilde dinlemeleri, ardından öğretmeniyle iletişime geçmesi gerektiğini, zorbalığı uygulayan çocuk ve ailesiyle direk iletişime geçmenin durumu daha karmaşık ve çözülmesi zor bir durum haline getireceğini belirtiyor.
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Bölümünden Uzman Klinik Psikolog Münire Şirket Uğural, öğretmenlerin çocukları yakın takip etmesi, özellikle tuvaletler, soyunma odaları, merdiven, kantin, park alanları gibi noktaların sürekli denetlemesi gerektiğini belirtti.
Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Şubesi Sorumlusu Uzman Psikolog Süreyya Geylan Gürdal da, çocukların temel ihtiyacının anne ve babaya güvenli bağlanma olduğunu dile getirerek, aile ortamında güçlü destek hisseden çocukların daha az zorbalık yaptığını ve zorbalığa uğradığında ise ailesine daha kolay açılabildiğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Talim Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ, akran zorbalığına yönelik bakanlığın, öğretmenler ve öğrencilere eğitim verdiğini, ailelere yönelik eğitimlerin de eylül ayında başlayacağını belirtti.
Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü Gökmen Davutoğlu, pandemi sonrasında akran zorbalığında bir artış gözlemlendiğini söyleyerek, ailelere çocuklarına şefkat göstermeleri, arkadaş çevreleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve teknoloji kullanımlarına sınır getirmeleri tavsiyesinde bulundu.
Uğural: “Akran zorbalığının erken tespit edilmesi çok önemli”
Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Bölümünden Uzman Klinik Psikolog Münire Şirket Uğural TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, akran zorbalığının erken tespit edilmesi halinde oluşabilecek zararın kısa sürede engellenebileceğini, bu noktada aile ve öğretmenler arasındaki güçlü iletişimin önemli rol oynadığını belirtti.
Ailelere de bu konuda büyük görev düştüğünü, ailelerin çocuklarındaki davranış değişikliklerine karşı tetikte olması gerektiğini dile getiren Uğural, zorbalığı fark etmeleri veya çocuk tarafından kendilerine aktarılması anında ilk olarak öğretmenle iletişime geçmelerinin önemli olduğuna işaret etti.
Uğural, ailelerin zorbalığı yapan çocuk veya ailesiyle iletişime geçmesinin konuyu daha karmaşık ve zor hale getireceği uyarısında bulundu.
“Güç dengesizliği içeren, bilinçli ve kasıtlı olarak gerçekleştirilen davranışlar”
Akran zorbalığının tekrarlayıcı ve sürekli olan, güç dengesizliği içeren, bilinçli ve kasıtlı olarak gerçekleştirilen davranışlar içerdiğini vurgulayan Uğural, arkadaş çatışmasıyla zorbalığın farklı olduğunu dile getirdi.
Uğural, zorbalıkta pişmanlık ve sorumluluk alma olmadığını, zorbalıkta arkadaşlık ilişkisi bulunmadığını, zorbalığın sonuçlarının kalıcı ve ağır olduğunu belirtti.
Uğural, çocuklara okulda akran zorbalığının yıl boyunca tekrarlanarak anlatılması gerektiğini dile getirerek, öğretilmezse bu davranışların; şakalaşma, zorbalığa uğrayan çocuğun suçlu olduğu, bazı çocukların daha saldırgan olduğu gibi yanılsamalar şeklinde algılanabileceğini kaydetti.
"Fiziksel ve sözel zorbalık”
Fiziksel ve sözel zorbalık olmak üzere iki çeşit zorbalık türü bulunduğunu söyleyen Uğural, fiziksel zorbalık türleri arasında; itme, haraç alma, sınıfa veya tuvalete kilitleme, etek veya pantolon açma gibi davranışların yer aldığını belirtti.
Sözel zorbalık türleriyle ilgili bilgi veren Uğural, isim ve lakap takmak, küfürlü konuşmak, küçük düşürücü sözler söyleme gibi davranışların da bu zorbalık türü arasında bulunduğunu kaydetti.
Sözel zorbalığın alt dalları arasında ilişkisel ve siber zorbalığın bulunduğunu ifade eden Uğural, dedikodu ve asılsız söylenti yaymak gibi özellikler taşıyan türün, ilişkisel zorbalık ve teknoloji kullanarak bireyden habersiz ve izinsiz bilgi veya foto paylaşmanın siber zorbalık olarak adlandırıldığını belirtti.
“En fazla ortaokul döneminde yaşanıyor”
Akran zorbalığının her yaş ve cinsiyet grubunda görülebileceğini ancak en fazla ortaokul yıllarında görüldüğünü, lisede azaldığını söyleyen Uğural, orta ve liselerin aynı okul içinde yer almasının bu açıdan sorun yaratabileceğini belirtti.
Uğural, utangaç, çekingen kendine güveni ve benlik saygısı düşük çocuklar ile içe kapanık çocukların zorbalığa daha çok maruz kaldığını ifade etti.
Bu noktada aile ve öğretmen arasındaki iletişimin önemli olduğunu söyleyen Uğural, çocukta yaşanan davranış değişimlerine karşı tetikte olmak gerektiğini belirtti.
Uğural, çocuğun aileye akran zorbalığına uğradığını söylemesi halinde ailenin çocuğu haksız veya haklı diye nitelendirmek veya zorbalık yaptığı söyleyen çocuğa veya ailesine ulaşmak yerine öğretmenle iletişime geçmesi gerektiğini söyledi.
“Okullarda öğretmenler ve nöbetçi öğretmenler gözlem yapmalı”
Öğretmenlerin akran zorbalığına karşı özellikle, koridorlar, kantinler, merdivenler, spor salonları ve tuvaletleri gözetim altında tutması gerektiğini dile getiren Uğural, bu alanlara nöbetçi öğretmenlerin görevlendirilebileceğini belirtti.
Akran zorbalığını fark etmede öğretmenin rolünün önemli olduğunu söyleyen Uğural, bu gibi alanlarda yapılacak gözlemin caydırıcı etkisi de olacağını ifade etti.
Uğural, zorbalığın varlığının ortaya çıkmasının ardından önce öğretmenin çocuklarla ayrı ayrı görüşebileceğini daha sonra yönetime ve ailelere konunun taşınabileceğini kaydetti.
Bazı durumlarda, zorbalığın sonuçlarının zorbalığı yapan çocuk tarafından algılanamayabileceğini söyleyen Uğural, “Çocuk sonuçların neye mal olabileceğini kestiremeyebilir. Bu noktada bunu fark etmesi sağlanabilir” dedi.
“Bütüncül yaklaşımlar sergilenmeli”
Uğural, akran zorbalığına karşı bütünsel yaklaşımlar sergilenmesinin önemli olduğunu belirtti.
Öğretmenlerin öğrencilerle yakın ve sıcak ilişki kurması gerektiğini dile getiren Uğural, okulda akran zorbalığına tolere edilmeyeceğinin belirtilmesi gerektiğini kaydetti.
Uğural, zorbalık yapan çocukların okuldan kaçma, saldırgan davranışlar, yetersiz sosyal ilişki, akademik başarıda düşüş gibi davranışlar sergileyebileceğini ileriki yaşamında suç ve şiddet olayların karışabileceğini ve riskli davranışlar sergileyebileceğini belirtti.
Zorbalığa maruz kalan çocukların ise kendini değersiz ve mutsuz hissedebileceğini söyleyen Uğural, uyku problemleri, alt ıslatma, okula gitmede isteksizlik, içe kapanma akademik başarıda düşüş gibi davranışlar içine girebileceğini dile getirdi.
Aktuğ: Ailelere yönelik eğitim başlatıyoruz
Talim Terbiye Dairesi Müdürü Murad Aktuğ, bakanlığın akran zorbalığı konusunda öğretmenlere ve öğrencilere eğitim sağladığını dile getirerek, ailelere eğitim verilmesi noktasında eksiklik olduğunu tespit ettiklerini dolayısıyla eylül ayında bu yönde bir program başlatılacağını belirtti.
Aktuğ, Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Şubesi tarafından iletilen program çerçevesinde akran zorbalığına karşı öğrencilere yönelik seminerler verildiğini ve birebir görüşmeler yapıldığını belirtti.
Sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin ilgili bölümleri ile de iletişim içinde çalışmalar yapıldığını dile getiren Aktuğ, bakanlığın akran zorbalığı konusunda yoğun programa sahip olduğunu kaydetti.
İlkokullarda sosyal beceri dersi kapsamında da sosyal anlamda sergilenebilecek ve sergilenmemesi gereken davranışların konu edildiğini dile getiren Aktuğ, geçmiş yıllarda ilkokullarda rehber öğretmen kadrosu bulunmadığını ancak yapılan yasal düzenlemeyle geçen yıldan itibaren rehber öğretmenlerin ilkokullarda da görev yapmaya başladığını belirtti.
Aktuğ, akran zorbalığını önleme konusunda bakanlığın üzerine düşeni yaptığını söyleyerek, ailelere de katkı yapmaları çocuklarıyla iyi iletişim içinde olmaları çağrısında bulundu.
Gürdal: Çocukların temel ihtiyacı anne ve babaya güvenli bağlanma
Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Şubesi Sorumlusu Uzman Psikolog Süreyya Geylan Gürdal, akran zorbalığının üç boyutu olduğunu söyleyerek, bunları; zorbalığa uğrayan çocuk, zorbalığı yapan çocuk ve aile olarak açıkladı.
Gürdal, bu üçlünün birlikte hareket etmesiyle sorunun çözülebileceğini dile getirerek, okullarda öğrenci ve öğretmenlere yönelik eğitimler verildiğini ancak önlemlerin artırılması gerektiğinin görüldüğünü kaydetti.
Çocukların temel ihtiyacının anne ve babaya güvenli bağlanma olduğunu dile getiren Gürdal, aile ortamında güçlü destek hisseden çocukların daha az zorbalık yaptığını ve zorbalığa uğradığında ise ailesine daha kolay açılabildiğini belirtti.
Gürdal, ailelerin çocuklarının zorbalığa uğradığından şüphelendiği anda öğretmene başvurması gerektiğinin altını çizdi.
Öğretmenlerin de ailelerin de akran zorbalığına karşı duyarlı olması ve caydırıcı önlemler almasının önemine vurgu yapan Gürdal, önlemlerin caydırıcılığının akran zorbalığı davranışını önlemede etkisi olduğunu söyledi.
Gürdal, çocuklara her istediğinin alınması, sevgi göstermek yerine maddi değeri yüksek hediye verilmesi gibi davranış biçimlerinin tatminsizlik yarattığını, çocukların sınırlara ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Davutoğlu: Pandemi sonrası artış yaşandı
Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü Gökmen Davutoğlu, pandemi sonrasında akran zorbalığında bir artış gözlemlendiğini söyleyerek, alınan önlemlerle ilgili bilgi verdi.
Davutoğlu, öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerde bu konuya önem verdiklerini eğitimlerin devam ettiğini belirtti.
Akran zorbalığının arttığı tespiti üzerine öğretmenler ve öğrenciler yanında velilere yönelik eğitimin planlamasının da yapıldığını söyleyen Davutoğlu, eylül ayı içinde eğitim yılı başlamadan önce ailelere yönelik eğitim verileceğini kaydetti.
Psikolojik danışmanlık rehberlik uzmanlarının okullardaki rehber öğretmenlere uygulamalı ve teorik eğitim verdiğini söyleyen Davutoğlu, bu eğitimlere katılımın zorunlu olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, ailelere çocuklarına şefkat göstermeleri, arkadaş çevreleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve teknoloji kullanımlarına sınır getirmeleri tavsiyesinde bulundu.