“Uzaylılar neye benziyor olabilir?” sorusuna bir yanıt da bilim insanlarından geldi. Çoğunlukla yeşil insansı canlılar, böcek gözlü yaratıklar veya Dünya’daki yaşamın kökünü kazımaya ant içmiş canavarlar olarak betimlenen uzaylılar, eğer gerçekten ’orada’ iseler, nasıl görünüyor olabilirler? Bir grup uzmana, hem Güneş Sistemi’nde hem de ötegezegenlerde varlığı muhtemel uzaylı yaşam formlarının sahip olacağı özelliklere dair fikirleri soruldu. Gelen oldukça geniş çeşitlilikteki cevaplar arasında büyük beyinler, yer çekiminin yol açtığı cılız yahut bodur vücutlar, devasa kanatları olan canlılar ve yengeç/kalamar benzeri canavarlar ile denizanası benzeri yaratıkların yanı sıra insana oldukça benzer yapıda uzaylı formlarının da var olabileceği yorumları yer aldı. Uzaylılar Hakkında Çeşitli Teoriler Var Bu cevapların sonuncusu, özellikle de popüler kültürde ve bilimkurgu filmlerinde kendisine yer bulan uzaylı tasvirleri düşünüldüğünde biraz şaşırtıcı görünüyor olabilir. Bununla beraber bazı uzmanlar, eğer bir yerlerde insanlık haricinde zeki bir uygarlık var olmayı başardıysa orada da yaşamın Dünya’daki benzer bir evrim sürecinden geçmiş olabileceğini öne sürüyor. Bir bilim insanı bunu “temel fizik” kuralları, besin mücadelesi ve av olmaktan kaçınma gereksinimi gibi faktörlerin, Dünya’da başarılı olanlara benzer yapıda vücuda sahip organizmaları Dünya dışı gezegenlerde de avantajlı kılacağı şeklinde açıklıyor. Mars, Jüpiter’in uydusu Europa veya Satürn’ün uyduları Enceladus ve Titan’da gibi yakın Dünya çevresinde; yabancı yaşam formları varsa bile bunların beklenildiği gibi sıra dışı özelliklere sahip yaratıklardan ziyade yosun benzeri mikroplar olacağı düşünülüyor. Uzay bilimcisi Dr. Maggie Aderin-Pocock, dünya dışı yaşam formlarının gerçek olabileceğini ancak insanların hayal edebileceğinden daha fazla uzaylıya benzeyeceklerini düşünüyor. Dr. Aderin-Pocock’un, Satürn’ün uydusu Titan üzerinde futbol sahası büyüklüğünde, üzerinde soğan biçiminde çıkıntılar olan ve turuncu bir karna sahip uzaylıların var olduğu yönünde görüşleri var. Bilinen hâliyle yaşamın temeli olan karbon yerine silikon bazlı yaşam formları olarak hayal ettiği bu yaratıklar derileri tarafından emilen ışık ve dev ağızları tarafından özümlenen kimyasallar sayesinde yaşamayı başaracaktı.