Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, ABD’nin Güney Kıbrıs’ı; Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için de tehdit oluşturacak şekilde bir askeri üs haline getirmek için hızlı adımlar attığına dikkati çekti.

Aziz Gülbahar, Türkiye’ye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bir Savunma ve Stratejik İşbirliği Antlaşması imzalaması ve KKTC’nin tanınması ve ekonomik kalkınmasına daha fazla ağırlık vermesi çağrısında bulundu.

Aziz Gülbahar açıklamasında şunları belirtti:

“Birleşik Devletleri yönetimini ellerinde bulunduranlar son yıllarda Türkiye ve Kıbrıs Türk Halkı’na karşı düşmanca bir tutum içine girmiş durumdadırlar.

Önce Yunanistan’a Ege adalarını tüm antlaşmalara rağmen silahlandırması için cesaret verildi sonra Trakya başta olmak üzere Yunanistan Amerikan üsleri ile donatıldı.

Şimdi ise Güney Kıbrıs, Amerika’nın Ortadoğu politikaları ve İsrail’i kollama gayretleri çerçevesinde  baştan aşağı bir askeri üs ve saldırı merkezi haline getiriliyor.

Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos ile Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken arasında geçtiğimiz günlerde Washington’da varılan anlaşmaya göre Amerika Birleşik Devletleri, bir yandan Güney Kıbrıs’taki askeri varlığını artırarak Tatlısu köyünde bir helikopter üssü kuracak, adaya özel birlik konuşlandıracak, diğer yandan ise Güney Kıbrıs’la ekonomik, kültürel işbirliğinin ilerlemesi için  Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyanlara vize muafiyeti uygulayacak, Rum gençlerine yeni fırsatlar yaratacak, siber güvenlik, araştırma ve teknolojik gelişme için  destek sağlayacak.

Kısacası, Amerika Birleşik Devletleri Kıbrıs gerçeklerini, Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu bir kenara koyuyor ve Rum-Yunan ikilisi ve İsrail’le birlikte bölgedeki enerji kaynakları ve ticaret güzergahına yönelik yeni bir aksiyon içine girecek.

Yapılan anlaşma 1960 anlaşmaları ile Garanti ve İttifak anlaşmasına aykırıdır. Rum tarafının tüm ada adına, Kıbrıs Türk Halkı ve garantör Türkiye’nin onayı olmadan iki halkı tehlikeye atacak içerikte üçüncü taraflarla askeri anlaşma imzalama hakkı yoktur.

Bu anlaşma müzakerelerin yeniden başlatılması için BM tarafından sürdürülen ortak zemin arama çalışmalarını berhava etmiştir. Bu nedenle gelecek ay görev süresi dolacak kişisel temsilcisi Holguinin görev süresini uzatmaya gerek kalmamıştır

Böylesi bir durum karşısında Anavatanımız Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti asla hareketsiz kalamaz.

Bize göre Anavatan Türkiye mümkün olan en kısa sürede bugüne kadar yaptıklarının da ötesine geçerek Garanti Antlaşması’na halel gelmeksizin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bir Savunma ve Stratejik İşbirliği Antlaşması imzalamalı ve KKTC’de gerekli üsleri kurmalıdır.

Buna ek olarak Türkiye, KKTC’nin tanınması ve ekonomik kalkınmasına daha fazla ağırlık vermeli, özellikle elektrik sorunun giderilmesi, yolların yapılması, KKTC’ye Türkiye ve dünyadan sağlanan hava ulaşımının uygun fiyatlarla gereken yoğunlukta gerçekleştirilmesi, Kıbrıs Türk gençliğinin önünün açılması, spor ambargosunun aşılması için özel bir program uygulamaya konulmalıdır.

KKTC’de halen olanca yoğunluğu ve yıkıcılığı ile devam ettirilen beşinci kol faaliyetlerinin etkisinin azaltılması için gerek Anavatan Türkiye gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından Kıbrıs’ın , tüm milleti ilgilendiren ortak bir dava olduğu göz önünde bulundurularak gereken önlemler mutlaka alınmalıdır.

Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptıklarının doğru bulunmadığı, Türk milletinin bu düşmanca tavırları asla içine sindirmeyeceği bildirilmelidir.”