Dövizdeki yükseliş tüm mal ve hizmet bedellerinin artmasına neden oldu.

   Özellikle araç sigortalarının fiyatındaki yükseliş aynı şekilde konut ve iş yeri sigortalarına da yansıdı. Ortalama 100-120 metrekarelik bir evin sigorta bedeli 4 bin TL’den 12 bin TL’ye yükseldi. Yangın, deprem, sel gibi doğal afetlere karşı yapılan ev sigortalarının çeşitleri var. Sigorta tercihine, evin veya iş yerinin büyüklüğüne, iç donanımına ve sigortalanacak eşyalara göre fiyat yükseliyor. Hesaplama döviz üzerinden olduğundan alınan teminatın değeri yükseldikçe ödenen prim de yükseliyor.

   Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Başkanı Raif Çukurovalı, ülkemizde yaşanan enflasyon sebebiyle ev ve araç sigortalarının fiyatının arttığını belirtti. Çukurovalı, sahip olunan evin binde ikisine veya aracın yüzde ikisine denk gelen sigorta priminin ödenip, birikimin güvence altına alınabileceğini ifade etti.

   Ülkemizde 40 bin civarı iş yeri ve konutun sigortalı olduğunu söyleyen Çukurovalı, “Ülkemizdeki yapıların sayısı tam olarak bilinmediği için sadece yüzde 17 civarının sigortalı olduğu tahmin ediliyor” dedi.

   Yıllarca biriktirerek alınan bir ev veya arabanın beklenmedik bir anda hasara uğraması sonucunda dar gelirli vatandaşların yeniden ev veya araba almasının çok zor bir olay olduğunu anlatan Çukurovalı, sigortanın fertlerin, kurum ve kuruluşların ihtiyacı ve güvencesi olduğunu aktardı.

   Öte yandan sigortalı araç sayısının 230 bin olduğunu ifade eden Çukurovalı, son bir yıl içerisinde meydana gelen kayıtlı hasar dosyasının 37 bin 423 iken, hasar yapan kişi sayısının ise 31 bin 594 olduğunu söyledi.

WhatsApp Image 2023-05-12 at 10.32.09

“Dünya’daki en ucuz sigorta primi KKTC’de”

  Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Başkanı Raif Çukurovalı, araçların, konutların ve diğer varlıkların değeri yükseldiği için sigorta primlerinin de aynı oranda yükseldiğini belirtti. Çukurovalı, “Fiyatlama oranlarında bir artış yoktur, bu konut fiyatları ve diğer sigorta türleri içinde aynıdır, alınan teminatın değeri yükseldikçe ödenen prim yükselir” dedi.

   Ülkemizde 40 bin civarı iş yeri ve konutun sigortalı olduğunu kaydeden Raif Çukurovalı, “Ülkemizdeki yapıların sayısı tam olarak bilinmediği için sadece yüzde 17 civarının sigortalı olduğu tahmin ediliyor” ifadelerini kullandı.

   Çukurovalı, Dünya genelindeki fiyatlara bakıldığında en ucuz sigorta priminin KKTC’de olduğuna dikkat çekerek kıyaslama yapılması dahilinde Türkiye’deki fiyatların da KKTC’den daha pahalı olduğunu vurguladı.

   Türkiye’deki en düşük zorunlu sigorta fiyatının nüfusun az olduğu yerlerde 2 bin 700 TL, İstanbul gibi yerlerde 10 bin TL’den başladığını belirten Çukurovalı, ülkemizde ise sigorta fiyatlarının vergiler dahil olmak üzere 1.500 TL’den başladığını dile getirdi.

   Ülkemizde artan trafik kazaları neticesi oluşan karşı hasarlarda vatandaşı korumak adına maddi hasar limitinin 300 bin TL’den 500 bin TL’ye yükseltildiğini kaydeden Çukurovalı, meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı kazalar için özel araçlarda 8 Milyon TL, ticari araçlarda ise 15 Milyon TL manevi tazminat talebi bulunduğunu ifade etti.

   Sadece zorunlu araç sigorta primlerinin geçen aya göre yeniden ayarlandığını vurgulayan Çukurovalı, kasko araçlarda ve diğer tüm sigorta türlerinde ise prim oranlarının aynı kaldığının altını çizdi.

“230 bin sigortalı araç bulunuyor”

   Ülkede toplam 230 bin sigortalı araç bulunduğunu belirten Çukurovalı, bunların 92 bininin kasko sigortalı olduğunu ve kasko araç sayısının geçmiş yıllara göre arttığını söyledi.

   Araçların kaporta ve boya fiyatlarının arttığını, yedek parçaların ithal olduğu için dövizin yükselmesi ve piyasa fiyat kontrolü yapılmaması nedeniyle kasko fiyatlarının yükseldiğini kaydeden Çukurovalı, kaza sonrası aracın tamirinin çok yüksek meblağlara mal olduğunu söyledi.

   Çukurovalı, bu nedenle bunu görüp yaşayan vatandaşların araçlarını ve evlerini sigorta güvencesi altına aldığına dikkat çekti.

   Bir araç farının en ucuz fiyatının 10 bin TL, dikiz aynasının 60 bin TL olduğunu ifade eden Çukurovalı, bu nedenle sigortanın tam da asgari ücretle çalışan vatandaşların ihtiyacı olduğunu vurguladı.

“Sigorta, fertlerin, kurum ve kuruluşların güvencesidir”

   Yıllarca biriktirerek alınan bir ev veya arabanın beklenmedik bir anda hasara uğraması sonucunda dar gelirli vatandaşların yeniden ev veya araba almasının çok zor bir olay olduğunu anlatan Çukurovalı, sigortanın fertlerin, kurum ve kuruluşların ihtiyacı ve güvencesi olduğunu aktardı.

   Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları son günlerde artarak devam ettiğini ifade eden Çukurovalı, günahsız canların yitirildiğini söyledi.

   “Ülkedeki sigorta sektörü olarak var olan hasarsızlık tüzüğünü günün koşullarına göre güncellenerek uygulamaya koyduk” diyen Çukurovalı, burada tüzüğün esas amacının kaza yapanlara yüksek prim uygulayarak dikkatli araç sürmeye teşvik etmek olduğunu dile getirdi.

   Çukurovalı bu sayede kaza yapmayan sürücülere düşük prim uygulayarak adeta bir ödül verildiğinin de altını çizdi.

   Bu tüzüğün Sigorta Bilgi Merkezi tarafından uygulamaya konulduğunu vurgulayan Çukurovalı, tüm kaza yapan sürücülerin poliçelerini yenilerken, sigorta şirketi fark etmeksizin önemli bir prim artışıyla yenilemek zorunda olduğunu anlattı.

   Çukurovalı, son bir yıl içerisinde meydana gelen kayıtlı hasar dosyasının adeti 37 bin 423 iken hasar yapan kişi sayısının ise 31 bin 594 olduğunu söyledi.

   6 bin civarı sürücünün birden fazla hasar yaptığını, on binlerce sürücünün hiç hasar yapmadığını belirten Çukurovalı, hasar yapmayan sürücülerin hak ettikleri indirimin sigorta primlerine yansıtılacağını vurguladı.

   İklimlerin değişmeye başlamasıyla birlikte yağışların kısa süreli ve çok şiddetli olduğunu, bunun da bazı zamanlarda mülklere zarar verebildiğini belirten Çukurovalı, yüksek sıcaklıkların ise yangın olasılıklarını artırdığını kaydetti.

   Çukurovalı, bu nedenle konutları ve iş yerlerini sigortayla güvence altına almanın şart olduğunu dile getirdi.

   Çukurovalı, “Sahip olduğumuz değerlerin binde ikisi civarı prim ödeyerek tüm birikimlerimizi sigorta teminatı altına alabiliriz” ifadelerine yer verdi.

Editör: Erol Kanlıada