Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Dünyada sağ ideolojinin yükseldiğini söyledi.
Türkiye’deki sağcı, muhafazakar ideolojinin ülkemizi de etkilediğini belirten Rahvancıoğlu, özellikle dinsel gericilik boyutunun son on yılda daha da belirgin olmasının durumu çok daha tehlikeli hale getirdiğini vurguladu.
Rahvancıoğlu, katıldığı bir TV programında konuştu
Dünyada da ciddi anlamda sağ ideolojiye yöneliş olduğundan bahseden Rahvancıoğlu, Trump’ın bir sonraki seçimi kazanacağını, ayni şekilde Avrupa ve Latin Amerika dahil teker teker sağ politikacıların yönetime geçtiğini belirtti. Yeni bir kavram olan Proto Faşizmin yükselişte olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, son Avrupa Birliği’nde göçmenlerle ilgili çıkan yasanın da sıkıntılı olduğunu söyledi.
Sağ-sol öldü lafının en çok da solcuları etkilediğine işaret eden Rahvancıoğlu, bizim buna inandığımız oranda meydanın sağ ideolojiye kaldığını anlattı. Sol ideolojinin yeniden toparlanmasının yolunun sınıfla bağı yeniden kurmak olduğunu vurgulayan Rahvancıoğlu, entelektüellerle işçilerin buluşabileceği bir zemin yaratarak başarılı olunabileceğini aktardı. Ürün pazarlamıyoruz mücadele veriyoruz şeklinde konuşan Rahvancıoğlu, siyasetin güç meselesi olduğunu, gücünüz olmadığı sürece ne kadar doğru söylediğinizin bir anlamı olmadığını, o yüzden solun güçlenmesi gerektiğini ifade etti.
Tayyip Erdoğan ve Avrupa deneyimlerinden de çıkarılacağı gibi fazla elit bir tavrın halk arasında itici gelebileceğini anlatan Rahvancıoğlu, halk kendi dilini ve üslubunu da yönetimde görmek istediğini, sağ ideolojinin bunu çok iyi başardığını ve o yüzden yükseldiğini dile getirdi.
Son günlerdeki rüşvet iddialarını değerlendiren Rahvancıoğlu, geçmişte de ayni şeylerin yaşandığını, Kıbrıs’ın kuzeyinde ortaya konulan politikaların kara para üzerine kurulu olduğunu, ülkenin illegal yapılar için muazzam elverişli, uluslararası hukukun dışında bir yer olduğunu söyledi. Bu elverişli ortamdan Türkiye egemenlerinin vazgeçmek istemediğini aktaran Rahvancıoğlu, bu yanlış politikalar devam ettiği sürece farklı sonuçlar almamızın mümkün olmayacağını, tüm bunları normalleştirmeyip mücadele etmemiz gerektiğini vurguladı.
Rahvancıoğlu, bu konunun Kıbrıs sorunu çözülmeden çözülemeyecek bir mesele olduğuna dikkat çekti. Rahvancıoğlu, “Kıbrıs’ın kuzeyine ister eşit egemen deyin, ister bağımsız bir devlet deyin, Türkiye’nin vesayeti altında uluslararası hukukun dışında bir çitli alan olarak tutulduğu sürece derin devletin at koşturduğu bir alan olmaya mahkumdur” ifadelerine yer verdi. Uluslararası hukukun içine girmek dışında bu konunun çözümünün olamayacağını da ekledi.
Gelinen noktada üretim ile ilgili bütün bağlarımızın koparılmaya çalışıldığını söyleyen Rahvancıoğlu, üretimden koparılmış bir toplumun kolay yönetilebileceğini belirtti. Rahvancıoğlu, sendikal mücadelenin bugüne kadarki ezberlerini geride bırakıp, bu saldırıya karşı farklı bir yöntem geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Bugüne kadarki yöntemlerle bu saldırıyı durdurabilmenin mümkün olmadığının da altını çizdi.
Özel sektör çalışanlarına, asgari ücret meselesine işçilerden taraf olarak duygu birliğini yaratacak sendikal mücadeleye geçmemiz gerekmektedir diyen Rahvancıoğlu, aksi taktirde hepimizi tek tek avlayacaklardır ifadelerini kullandı. Bu durumun genel stratejinin bir parçası olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, bu stratejiye hep birlikte karşı durmamız gerektiğini görmemiz lazım dedi. Bağımsızlık Yolu olarak sendikal öznelerle iyi ilişkiler kurmaya çalıştıklarını belirten Rahvancıoğlu, eleştirel ilişkinin yani yanlışın söylendiği doğrunun onaylandığı ilişkinin iyi bir ilişki yöntemi olduğuna inandıklarını söyledi. Bir sosyalist partinin görevinin emek hareketinin farklı boyutlarının ortaklaşmasını sağlamak olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, ellerinden geldiğince bunu yapmaya çalıştıklarını belirtti.
Bağımsızlık Yolu’nun ekososyalist bir parti olduğunu vurgulayan Rahvancıoğlu, ekoloji meselesinin önemli olduğunu düşündüklerini söyledi. Daha iyi bir dünya için insan değil doğa merkezli bir yaklaşımın ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Bağımsızlık Yolu olarak bütün politikalarını bu bağlamda yaptıklarını dile getiren Rahvancıoğlu partilerinin mücadelesini verdiği toplu taşıma örneğini verdi ve toplu taşımanın ekolojiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.