Özel Haber

ÇMO Başkanı Paralik, katı atık kirliliğinin, 50'nin üzerindeki vahşi çöp alanlarıyla her gün büyüdüğüne dikkat çekti

Abone Ol

   Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sibel Paralik, katı atık kirliliğinin, 50'nin üzerindeki vahşi çöp alanları ile her gün büyüyerek sadece görsel olarak çevreyi kirletmekle kalmayıp, tüm halkın sağlığını etkileyen bir kirlilik noktasına ulaştığının altını çizdi.

   Katı atık alanlarında atıkların anaerobic ayrışması sonucu metan, karbondioksit gibi deponi gazlar ve eser miktarda uçucu organik bileşikler oluşmakta olduğunu ifade eden Paralik, metan ve karbondioksitin global ısınmaya neden olan en önemli gazlar olduğunu vurgu yaptı.

    Pırıl pırıl teslim alınan Güngör Düzenli Depolama Alanı’nın da Dikmen vahşi depolama alanına çevrildiğini anlatan Paralik, İçişleri Bakanlığı ve bağlı belediyelerde katı atık konularında benimsenen uygulamaların, bu konudaki tüm teknik ve finansal yardımlara rağmen statükonun değiştirilmesini imkansızlaştırdığını söyledi.

   Çevre Mühendisi Paralik, sorunun ada çapında çözümü için konunun entegre bir şekilde ele alınıp, döngüsel ekonomi ve atık hiyerarşisi vizyonuna bağlı kalınarak finansal kaynaklar ve organizasyonel değişimler yapılmasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi.

Paralik: Katı atak sahalarında oluşan

gazlar global ısınmaya neden oluyor!

   BAĞIMSIZ Gazete'ye konuşan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sibel Paralik, katı atıklar içinde oluşan çöp suyu ve sera gazı gibi toksik bileşenlerin düzensiz çöp depolama alanlarının yarattığı çevresel problemlerden bazıları olduğunu söyledi.

   Paralik, katı atık alanlarında atıkların anaerobic ayrışması sonucu metan, karbondioksit gibi deponi gazlar ve eser miktarda uçucu organik bileşikler oluşmakta olduğunu bildirdi.

    Sibel Paralik, hava kirliliği ve istenmeyen kokulara sebep olan bu organik bileşiklerinden dolayı, depo gazlarının çevresel bir problem oluşturmakta olduğunu dile getirdi.

   Katı atık sahalarından kaynaklanan metan ve karbondioksitin global ısınmaya neden olan en önemli gazlar olduğuna vurgu yapan Paralik, “Depo gazı içinde bulunan organik bileşiklerin insan ve çevre sağlığına olumsuz etkisi ve yüksek enerji kapasitesine sahip metan bulunması bu gazların kontrolü gerekliliğini ortaya çıkarmıştır” dedi.

   Atık içindeki organik maddelerin mikroorganizmaların faaliyetleri sonucunda ayrışarak organik asitlere ve diğer kimyasal bileşiklere dönüştüklerini ifade eden Paralik, ortaya yüksek kirletici konsantrasyonlara sahip sızıntı suyu ve stabilize olmuş atıklar çıktığını anlattı. Paralik, oluşan çöp suyunun uygun drenaj ile toplanması, alt zemin tabakalarına yayılmasının kontrol altına alınması ve yeraltı suyuna sızarak kirletmesinin engellenmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Güngör'ü, Dikmen çöplüğüne benzettik!”

   Çevre Mühendisi Sibel Paralik, düzensiz çöp döküm sahalarının rehabilite edilmesinin bu sahalardaki prosesler sonucunda oluşan kirlilik nedeni ile ortaya çıkan insan ve çevre sağlığı risklerinin yok edilmesi ve en aza indirgenmesini içerdiğini söyledi.

   Paralik, rehabilitasyon çalışmalarının ekonomik değeri olan alanların kazanılmasını, başka amaçlar için yeniden kullanılmalarına olanak sağladığını kaydetti.

   Düzensiz vahşi depolama olarak da isimlendirilen alanlarda oluşan çevresel felaketlerin özellikle yaz aylarında hava koşullarına da bağlı olarak bir çok bölgede baş göstermekte olduğuna dikkat çeken Paralik, yıllardır ülkemizde katı atık sektöründe entegre bir yönetim şekli kurulamadığını, tüzüklerin uygulanması, denetim ve yaptırımda zafiyetlerin devam ettiğini ifade etti.

   Pırıl pırıl teslim alınan Güngör Düzenli Depolama Alanını Dikmen vahşi depolama alanına çevrildiğini anlatan Paralik, İçişleri Bakanlığı ve bağlı belediyelerde katı atık konularında benimsenen uygulamaların, bu konudaki tüm teknik ve finansal yardımlara rağmen statükonun değiştirilmesini imkansızlaştırdığını söyledi. Toplumsal bir değişim istiyorsak, toplumun hangi noktasındaysak değişimin her birimizden, kendimizden başlayacağını kabul etmemiz gerektiğine vurgu yapan Paralik, “Değişim istiyorsak öncelikle kendimizi ve kendi bünyemizde yaptığımız uygulamaları değiştirmemiz gerektiğini algılamalıyız" dedi.

   Sibel Paralik, katı atık kirliliği, 50'nin üzerindeki vahşi çöp alanları ile her gün büyüyerek sadece görsel olarak çevreyi kirletmekle kalmayıp, tüm halkın sağlığını etkileyen bir kirlilik noktasına ulaştığının altını çizdi.

   Paralik, ada çapında çözümü için sorunun entegre bir şekilde ele alınıp, döngüsel ekonomi ve atık hiyerarşisi vizyonuna bağlı kalınarak finansal kaynaklar ve organizasyonel değişimler yapılmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }