Seher GÜRASLAN
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Kanal T’den Seher Güraslan’ın sorularını yanıtladı. Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, sendikal mücadelelere rağmen tam gün eğitime aşamalı geçişte kararlı olduklarının mesajını verdi.
Sendikaların demokratik yapılarda olmazsa olmaz olduğunu ancak bazı sendikaların ülkenin siyasi partileri gibi davrandığını söyleyen Çavuşoğlu, öğretmen sendikaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Sendikaların tek görevi yalnızca öğretmenlerin özlük haklarının korunması değildir. Sendikaların görevleri arasında eğitim kalitesini düşünmek de olmalıdır” dedi.
HER ÇOCUK EĞİTİMDE EŞİT HAKLARA SAHİP OLMALI
“Bugün yetiştirdiğimiz çocuklar bir sonraki nesilde öğretmenlerdir, mühendislerdir, doktorlardır. O yüzden çocuklarımızın uluslararası standartlarda iyi eğitim alması sendikaların da gailesi olmalıdır. Ancak özellikle Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) bu anlamda gailesiz gibi duruyor” ifadelerine yer veren Çavuşoğlu, sendikal hedefler arasında öğretmenin öğleden sonra okulda olmaması ve özel derse gidebilmesi şeklinde olmaması gerektiğini ülkemizde 60 bin öğrencinin bulunduğunu ve paralı / parasız tüm çocukların eşit eğitim hakkına sahip olması gerektiğini söyledi. Ülkemizde 60 bin öğrencinin yalnızca yüzde 25’inin özel der alabildiğine de vurgu yapan Çavuşoğlu, “Bizim milli eğitim bakanı olarak görevimiz ortalama bir eğitim süresini çocuklarımıza sağlayabilmektedir. Ülkemizdeki eğitim süresi yeterli değildir. Dünya insanı yetiştirmek gibi bir hedefimiz varsa önce eğitim süresinden işe başlamamız gerekir. Öğretmen, okulların alt yapısı hepsinin bir bütün olması gerekir. Alt yapı tamamlansın sonra tam gün eğitim konuşalım derseniz çok zaman kaybederiz” dedi.
4 YILDA 23 YENİ OKUL KAZANDIRDIK 100 OKUL DA İSE GÜÇLENDİRME SAĞLANDI
Özellikle 6 Şubat depreminin büyük bir ders olduğunu okulların güçlendirilmesi için büyük bir çaba kaydettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, “İlk günden itibaren okullarımızın güçlendirilmesinin 3 yıl süreceğini belirtmiştim. Ana muhalefet dahi iki aylık bir yaz tatilinde sanki bu iş gücü yapılabilecekmiş gibi bir yanlışa düştü. 100 okulun içini elden geçirdik. 4 yılda da hayırsever iş adamları, belediye ve kendi imkânlarımızla 23 yeni okul yaptık. 30 okula çok ciddi güçlendirme yaptık. Bu güçlendirmelerin 6 tanesi daha devam ediyor. Güçlendirme projeleri büyük projelerdir. Güçlendirme yeni bina yapmaktan daha uzun ve maliyetli olmaktadır. Adıyaman tecrübesini yaşayan toplumun hassasiyetini gören ailelerin acısını yaşayan biri olarak ne yapacaktık? Gözlem ve yorumlara dayalı olarak geçici bir süre de çadırla başlayan bir sürecimiz var. Bizim şu an prefabrik olarak kullandığımız sınıflar dünyanın pek çok yerinde kullanılabilir niteliktedir. 250 adet prefabrik sınıfla eğitimi sağladık ve kalabalık sınıfların önlemini aldık. Sendikalar okullarda tadilat tamiratlar varken, çocukların beslenme ihtiyacı tam karşılanmazken gibi bir sürü madde sıralıyor. Sendikaların bunları sıralamasına gerek yok biz zaten biliyoruz. Her şeyimiz mükemmel olsaydı tam gün eğitime 5 gün olarak geçerdik. Bizim alt yapımızın istediğimiz seviyede olmadığını biliyoruz fakat her sene bir tadilat yapalım, öğretmen kadrolarımızı hazırlayalım istedik. Haftada 35 saat dersimiz var. 3 bin civarı da öğretmenimiz var. Var olanla haftada 5 günü 10 saat arttırdığımda 800 civarı öğretmene ihtiyacımız var demektir. Bir yılda 800 öğretmen ataması yapabilmem mümkün olmadığı için tam gün eğitimi bir gün arttırma yoluna gittik” diye konuştu.
“Tam gün eğitim konusu Adıyaman depremi öncesi bir projeydi ve deprem sonrası binalara da ciddi bir müdahale bulunmaya başlanınca hükümet ile görüştük mevcut koşullarda başlattığımız iki gün projesine devam edelim sınıf kapasitelerimizin aşağı çekilmesiyle beraber yeniden gün artırımına gidelim kararını verdik. 1-2 yıl içinde okullarımızı istediğimiz seviyeye getireceğiz” şeklinde konuşan Çavuşoğlu, okul inşaatlarının belirlenen hedef halinde gitmesiyle beraber tam gün eğitimin bir gün daha arttırılacağını ve dünyadaki ortalama eğitim süresi olan 1000 -1200 ders saatine biraz daha yaklaşılabileceğini belirtti.
DEVLET OKULLARINI ULUSLARARASI STANDARTLARA ÇEKECEĞİZ
175 gün okul süresinin tatiller, sınavlar gibi sebeplerle 130-140’lara düştüğünü söyleyen Çavuşoğlu, “Eğitim niteliğini daha da arttırmak hedefindeyiz. Sosyal sportif kültürel faaliyetleri artırmak ders kayıplarını minimaliz etmektir. Birinci adımımız can güvenliği tam olan okullar, ikinci adımımız 30 kişiyi geçmeyen sınıflar, üçüncü adımımız hizmet içi kurslarla desteklenmiş öğretmenler, dördün adımımız öğrenci odaklı eğitim sistemi ile temel yeterliliğe ulaşması böyle bir hedefle çalışıyoruz buna sendikalar engel oluyor. İlköğretim sendikası bazı isteklerde bulunarak eylem yapmazken orta eğitim sendikası sürekli eylemlerle eğitim öğleden sonra yapılmasına engel olarak sanki özel ders veren öğretmenlerin sözcüsü gibi davranıyor. Bu çocukların eğitim gailesini taşımak zorundalar. Onlar bunu taşıyana kadar da bunları söylemeye devam edeceğim. Devlet okullarını uluslararası standartlara çektiğimizde hiçbir özel okula ihtiyaç kalmayacaktır. Özel okul eğitimi devlet okulundan daha iyi değildir. Yabancı dil üzerinden algı yaratıyorlar ama hiçbir özel okulun daha iyi eğitim verdiğine dair yeterli ispat yoktur. İnsanların özel okul tercih etmesinin en önemli sebebi tam gün eğitim verilmesidir. Biz devletin mesaisine uygun bir eğitim modeline geçmek zorundayız. Birçok okul özel okul standartlarının üzerine çıktı. 10 öğrenciye bir öğretmen düşmektedir. Birçok okulumuzun oyun alanı spor alanı meselesini çözdük özel okullarda tatil 10 gün daha fazla ileri ya da geri oynatabilmektedirler. İhtiyaç duydukları dönemlerde de on günü aşmayacak şekilde tatil yapabilmektedirler. Özel okullarda devletin okullarıdır ve yasa ve tüzüklerimize uymak zorundadırlar. Ülkemizin geleceğinde özel okul ihtiyacı bırakmayacak bir çaba içerisindeyiz” dedi.