Özel Haber

Ülkenin şu anda tek kadın siyasi parti başkanı olan Mine Atlı, “Ciddiye alınmak istiyorsam erkek gibi davranmak zorundayım ancak öyle yapınca da en fazla eleştiriyi de kadınlardan alıyorum” dedi

Abone Ol

Ceren ÖZBİL Ülkenin şu anda tek kadın siyasi parti başkanı olan Mine Atlı, bu göreve gelmesinde yaşadığı zorlukları ve hâlâ devam eden sıkıntıları anlattı. Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Atlı,  “TDP baraj altı kalmasaydı, hayatta bir kadın başkan ihtimali olmazdı” diyerek bir kadın olarak bu ülkede ciddiye alınmak için çok daha fazla çaba harcanması gerektiğini ifade etti. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ülkede kat edilmesi gereken çok yol olduğunun altını çizen Atlı, kadınların siyasete katılımının önemini vurguladı. Atlı, bu nedenle de siyasetteki kadın kotası uygulamasının doğru olduğunu ifade etti. Tüm bunlar dışında ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki sorunların devam ettiğine dikkat çeken Atlı, “Ev İçi Şiddet Yasası’nın bir an önce geçmesi” gerektiğini söyledi.   “Parti başkanı olmak zor ancak en zoru kadın olmak”   TDP Genel Başkanı Mine Atlı, parti başkanı olmanın zor olduğunu, baraj altında kalan bir partinin başkanı olmanın ise bundan daha zor olduğunu söyledi. Atlı, ayrıca genç bir siyasetçi olmanın, tam zamanlı meslek sahibi biri olarak parti başkanı olmanın da çok zor olduğunu ifade ederek en zorunun ise kadın olmak olduğunun altını çizdi. Mine Atlı, “bir anne olmak, siyaset yapmaya kalkmak ve aynı zamanda bir meslek yürütmeye kalkmak gerçekten çok zor bir görev” dedi.   “Kadınların siyasete etkin katılımını istiyoruz ancak eleştirmeye de çok hazırız”   Mine Atlı, bir kadın olarak bu ülkede ciddiye alınmak için çok daha fazla çaba harcanması gerektiğini ifade ederek bu durumu televizyon, radyo programlarına çok az davet alması ve basının demeçlerine çok nadiren yer vermesiyle örneklendirdi. “Ülkenin tek kadın siyasi parti başkanı olarak belki de bir yıl içinde en fazla 10 programa davet edildim” diyen Atlı, bunun da bir toplumsal cinsiyet boyutu olduğuna inandığını ifade etti. Mine Atlı, kadınların siyasete etkin katılımını isterken, kadınları eleştirmeye de çok hazır olduğumuzu söyleyerek bir kadının toplumsal cinsiyet meselelerinden söz etmesi durumunda feminist olarak marjinalleştirildiğini ve hali konuları irdeleyen bir şahıs olarak algılandığını belirtti. Atlı, bu durumu ise; regl dönemi ile yürütülen kampanyaya kendisi destek verdiğinde, kendisine yönelik yapılan “esas sorunu bıraktılar, bunlarla uğraşırlar” yönündeki eleştirilerle örneklendirdi. “Ciddiye alınmak istiyorsam erkek gibi davranmak zorundayım, ancak erkek gibi davranınca da en fazla eleştiriyi de kadınlardan alıyorum” diyen Atlı, bunu yapması durumunda da toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de bir yerde ihanet etmiş olduğunu söyledi. Atlı, kadınlardan dört dörtlük bir anne, dört dörtlük bir siyasetçi olması beklendiğini aynı zamanda mesleğini de dört dörtlük bir şekilde yapması beklendiğini belirtti ve bunun çok ciddi bir yük olduğunu ifade etti.   “Hedefim otorite kurmak değil”   Mine Atlı, bir kadın parti başkanı olarak daha önceki erkek parti başkanlarının parti içinde sağladığı otoriteyi sağladığını düşünmediğini ifade ederek zaten böyle bir hedefi de olmadığını kaydetti. Hedefinin parti içinde bir otorite kurmak değil, parti içinde yoldaşlık duygusunu artırarak çoğulcu demokrasi anlayışını geliştirmek olduğunu söyleyen Atlı, bugüne kadar da bunu olumlu bir şekilde deneyimleyebildiğini düşündüğünü ifade etti.   “Ailem, arkadaşlarım, çevrem bu kararın benim için doğru olduğunu düşünmedi”   Atlı, parti başkanı olmasındaki süreci ise “Parti baraj altı kalınca bütün MYK istifa etti. Görüşlerini onaylamadığım bir arkadaş aday oldu. Ya o olacaktı ya da ben olacaktım. Bu arkadaş zaten daha sonra partinden istifa edip, CTP’ye geçti. Görüşlerimde ne kadar haklı olduğumda zaman içerisinde ortaya çıktı. Beni aday olmam için başkaları teşvik etmedi. Tam tersine ailem, arkadaşlarım, çevrem; o zamanda şu anda bunun benim için bireysel anlamda doğru bir karar olmadığını, bu bağlamda kendimi ve çocuğumu ihmal etme potansiyelim olduğunu, işimi ihmal etme potansiyelim olduğunu söylediler” şeklinde anlattı.   “Önemli etkinliklerin de mutlaka çocuk alanları da oluşturuyoruz”   Kadınların siyasete katılımının çok önemli olduğunu ifade eden Mine Atlı, ayrıca kadınların siyasette etkin rol alıp, kadınların siyaset yapabileceği alanların oluşturulmasının da çok önemli olduğunu kaydetti. Atlı, TDP’nin önemli etkinliklerinin de mutlaka çocuk alanları da oluşturduklarını söyleyerek “Bu düzen böyle gitmez” diyen tüm kadınlara “kendilerine yakın buldukları ideolojiye hizmet eden bir partiye mutlaka üye olsunlar ve aktif bir katılım yapsınlar” çağrısında bulundu. Atlı, “dünya bu haldeyse birinci sebebi kapitalizmdir, diğer sebebi de ataerkil sistemdir” dedi   “Kadın kotasının ülkenin ihtiyacı olan bir uygulama”   Mine Atlı, siyasetteki kadın kotası konusuna da değindi ve kadın kotasının ülkenin ihtiyacı olan bir uygulama olduğunu belirtti. En azından siyasi partilerin kadınları araması için bir teşvik olduğundan söz eden Atlı, kadın haklarını savunmak için kadın olmanın da yeterli olmadığını söyledi. Mine Atlı, ancak bunun bir başlangıç olduğunu ifade ederek “kadınların siyasette olmaması için toplum olarak yaptığımız çok fazla şey var. KAYAD’ın yaptığı bir anket vardı ve ‘kadın ve erkek çalıştığı sürece önce eve kim gitmeli?’ diye soruldu. Aldığımız cevap yüzde 80 oranı da kadındı” dedi. Atlı, toplumda kadınlardan çok fazla beklenti olduğunu söyleyerek doğudaki kadın gibi evi çekip çevirmesi, anne olması, evdeki bütün yükümlülükleri yerine getirmesi, aileye karşı bütün yükümlülükleri yerine getirmesi ve sonra da batılı kadın gibi iş kadını olup, eve de iyi bir gelir getirmesinin beklendiğini ifade etti. Atlı, buna karşılık, buradaki kadınların sağlık haklarının, doğum haklarının batılı kadınların olduğu gibi olmadığından söz etti.   “Ülkede hâlâ daha bir Ev İçi Şiddet Yasası yok”   Mine Atlı, ülkede kadınları ilgilendiren birçok sorun olduğunu belirterek bunlardan bir tanesinin de kadına karşı şiddet olduğunu ifade etti. Ülkede hâlâ bir Ev İçi Şiddet Yasası olmadığından söz eden Atlı, ayrıca buradaki sosyal hizmetlerin bile buradaki ekiplerin elinden alınıp, Türkiye’den gelen ekiplere devredilmesinin söz konusu olduğunu belirtti. Atlı, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı birçok çirkin söylemle karşı karşıyayız. Din işleri Dairesi’nde kadınlarla ilgili çok çirkin ifadeler kullanılıyor. Rıza konusunda çok ciddi sıkıntılar var. Eğitim sisteminde sorunlar var. Regl eğitimi bile verilmiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından çok karanlık bir yere doğru eziliyoruz.  Kat ettiğimiz bütün alanlar gerilemeye başladı” dedi.  

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }