Özel Haber

Türkiye’den KKTC’ye 48 özel eğitim öğretmeni geldi, özel eğitim okullarında da tam gün eğitime geçildi. Hiçbir hazırlık yapılmadan bir anda tam gün eğitime geçilen özel eğitim okullarında şu an kaos yaşanıyor. KTÖS Genel Sekreteri Maviş, sıkıntıları Eğitim Bakanı’na ilettiklerini söyledi

Abone Ol

“PERSONEL DE EKSİK”… Ülkemizdeki özel eğitim okulları sessiz-sedasız bir şekilde tam gün eğitime geçti, sorunlar da peşi sıra geldi. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Burak Maviş, tam gün eğitimle ilgili alt yapı, yeterli açık/kapalı alan ve donanım olmaması gibi sorunların yanında okul binalarının fiziksel eksikliklerinin ayrıca personel eksikliklerinin (öğretmen yardımcısı, hademe, çocuk bakıcısı) giderilmesi gerektiğini vurguladı. Maviş, eğitim programlarının yeniden düzenlenmesi halinde tam gün eğitimde fayda sağlanabileceğini belirtti. “KAÇ ÖĞRENCİ TAM GÜN EĞİTİME KALABİLECEK?”… Burak Maviş, özel eğitim okullarında kaç öğrencinin okula gün boyunca devam edebileceğinin netleşmediğini belirtti. Bir okulda, veliler ve öğretmenlerle birlikte yapılan araştırmada, okula devam eden öğrencilerin sadece yüzde 30’unun gün boyu okulda kalma yeterliğine sahip olduğunun tespit edildiğine işaret eden Maviş, öğrencilerin yüzde 45’inin tüm gün okulda kalmasının uygun olmadığını ve öğrencilerin yüzde 35’inin velisinin ise öğrenciyi gün boyu okulda bırakmak istemediğini söyledi.  “14 BRANŞTA TÜRKİYE’DEN GELEN 232 ÖĞRETMEN VAR”… KTÖS Genel Sekreteri Maviş, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından Ağustos ayında yapılan sınavda başarılı olmuş 48 özel eğitim öğretmeni görev beklerken, Türkiye’den öğretmen getirmenin açıklaması olamayacağını ifade etti. Maviş, adanın kuzeyinde halihazırda 14 branşta Türkiye’den gelen 232 öğretmen bulunduğunu belirterek dönem ortasında ek 48 öğretmenin daha gönderilmesinin, gizli işsizliği körüklediğini belirtti. Maviş, ilköğretimde 77 özel eğitim, 45 rehber ve 16 teknoloji tasarım öğretmeni bulunduğunu söyledi.  Ceren ÖZBİL Özel eğitimde tam gün eğitime geçilmesiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Konuyla ilgili bagimsiz.com’a konuşan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından Ağustos ayında yapılan sınavda başarılı olmuş 48 özel eğitim öğretmeni görev beklerken, Türkiye’den öğretmen getirmenin açıklaması olamayacağını ifade etti. Maviş, özel eğitimde eğitim süresinin uzaması noktasında da okulların alt yapı, catering ve bütçe sıkıntısının devam ettiğini vurguladı. Maviş, okullarda sürdürülen eğitim/öğretim faaliyetlerinin süresiyle ilgili sendikaların, Eğitim Bakanlığı’nın ve konuyla ilgili akademisyenlerin ortak bir mutabakata varabilecek bilgi, beceri ve potansiyeli olduğunu ifade ederek, bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in okul ziyaretinde ayaküstü tam gün eğitim kararı alındığını açıklayıp, Türkiye Cumhuriyeti’nden 50 öğretmenin gönderilmesine karar verdiğini söylemesinin, “iki ülke ilişkileri açısından sağlıklı bir adım olmadığını” belirtti. Maviş, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nu 2022-2023 eğitim öğretim döneminde kadrolu özel eğitim öğretmenlerinin sayısını ihtiyaç oranında artırması gerektiğini söyledi. Ankara’dan gelen teknik heyetlerin okulları ziyaret ettiğine değinen Maviş, müfredat ve kitapların Türkiye’de hazırlanması için Bakanlığın bazı kadrolarının Ankara’ya gidip geldiğini söyledi. Maviş, Eğitim Bütçesi’nde okullara pay ayrılmadığını söyleyerek, ihtiyaçların karşılanabilmesi için, okulların Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Elçiliği eğitim müşaviri ve spor müşavirine yönlendirildiğini belirtti. Tüm bunların eğitim faaliyetinden çok entegrasyon politikalarının bir parçası olduğunu savunan Maviş, Türkiye Cumhuriyeti-KKTC arasında imzalanan Mali ve İktisadi Protokolün aşamalı olarak uygulamaya konulduğunu kaydetti. “Yetişmiş özel eğitim öğretmenlerimiz işsizliğe mahkum ediliyor” Burak Maviş, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından Ağustos ayında yapılan sınavda başarılı olmuş 48 özel eğitim öğretmeni görev beklerken, Türkiye’den öğretmen getirmenin açıklaması olamayacağını ifade ettiklerini hatırlattı ve şunları söyledi: “Türkiye’nin 10 ilinde depremde büyük bir yıkım yaşandı. TC MEB’in açıklamasına göre 23 okul yıkılmış, 83 bina ise ağır hasarlıdır. Eğitim öğretim faaliyetlerinin sekteye uğradığı gibi hayatını kaybeden öğretmenler de mevcuttur. Böyle bir ortamda Türkiye’den öğretmen gelmesi veya gelmesini talep etmek doğru bir karar değildir. Türkiye’de şu anki verilere göre 42 bin kişi hayatını kaybetti, 84 milyar dolar ekonomik yıkım var. Can kaybı ve ekonomik yıkımın böylesi rakamlarda olduğu bir devirde külliye yapımının devam etmesinin doğru olmadığı gibi, halihazırda kendi özel eğitim öğretmenlerimiz varken, öğretmen gelmesi de doğru değildir. Doğru olan KHK sırasından özel eğitim öğretmeni istihdamı yapılması ve 13 olarak açıklanan sayının artırılmasıdır”. “14 branşta Türkiye’den gelen 232 öğretmen var” Maviş, adanın kuzeyinde halihazırda 14 branşta Türkiye’den gelen 232 öğretmen bulunduğunu ifade ederek,  dönem ortasında ek 48 öğretmenin daha gönderilmesinin, gizli işsizliği körüklediğini belirtti. İlköğretimde 77 özel eğitim, 45 rehber ve 16 teknoloji tasarım öğretmeni bulunduğunu belirten Maviş, Türkiye’den öğretmenlerin 1987 ve 1995 yıllarında düzenlenen “Eğitim, Bilim ve Kültür Alanında İşbirliği Protokolü Onay Yasası” altında geldiğini, günümüzde tek taraflı çalıştığını ve yürürlükten kaldırılması gerektiğini söyledi. Maviş, bu protokolün varlığının kendi evladımız olan özel eğitim ve rehber öğretmenlerin atanmasına engel olduğunu vurguladı.  Türkiye’de 20 bin civarı özel eğitim öğretmenine ve 6 bin civarı rehber öğretmene ihtiyaç olduğunu söyleyen Maviş, öğretmen açığı olan bir ülkeden öğretmen fazlası olan bir ülkeye öğretmen gönderilmesinin ne pedagojik ne etik ne de ekonomik olarak doğru olduğunu söyledi. “Fedakârlık yaparak çalışıyorlar” KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, okulların işleyişine dair de bilgi verdi. Özel eğitim okullarında 74 kadrolu öğretmenin çalıştığını, Türkiye’den 55 özel eğitim, 5 rehber ve 16 teknoloji tasarım öğretmeni olduğunu, 300 çocuğa da sınırlı imkânlarla fedakârlık yapılarak eğitim verildiğini söyledi. Bununla birlikte 23 kadrolu özel eğitim öğretmeninin, yine Türkiye’den gelen 19 özel eğitim öğretmeni ve 42 rehber öğretmenin okul öncesi ve ilkokulda çalıştıklarını ifade eden Maviş, bu okullarda da 600’e yakın çocuğa bireysel veya grup eğitimi verildiğini, bir kısım okulun civar okullardan da öğrenci kabul ettiğini belirtti. “Özel eğitim okulları, diğer örgün eğitim veren okullardan farklı” Maviş, özel eğitim okullarının ve programlarının, öğrenmede zorluklar veya engeller yaşayan çocuklar için olduğunu anımsatarak genel eğitim programlarında sağlanmayan desteği sağladığını belirtti. Maviş, özel eğitim okullarının, eğitim sorunları olan öğrencilere hitap etmeleri bakımından diğer örgün eğitim okullarından farklı olduğuna dikkat çekerek bu okulların ve programların, öğrenmeyi her çocuğun farklı ihtiyaçlarına hitap edecek şekilde uyarladığını, çeşitli yaklaşımlar ve hizmetler sunduğunun altını çizdi. Maviş, “Bu anlamda özel eğitim okulları bu farklılıklarından dolayı öğrencilere doğru desteği sağlamak için tasarlanmalı, yeterli sayıda öğretmene, resim/müzik ve benzeri öğretmenlere, personele, bakıcıya, öğretme yardımcılarına, fizik tedavi uzmanına ve birçok eğitim materyaline sahip olmalıdır” dedi. “7 özel eğitim okulundan sadece biri okul olarak tasarlandı” Maviş, özel eğitim okullarında bireyselleştirilmiş eğitim, küçük sınıflar, düşük öğretmen-öğrenci oranları, uzman öğretmenler, müstakil sınıflar ve atölyelerin temel gereksinimler olduğunu vurguladı. Maviş, Kuzey Kıbrıs’ta özel eğitim okulu olarak kullanılan 7 okulun sadece bir tanesinin okul olarak tasarlandığını, geriye kalan 6’sının ise farklı binalardan dönüştürüldüğünü, ülkenin öncelikli ihtiyacının tam donanımlı özel eğitim okullarının inşa edilmesi olması gerektiğini söyledi. Maviş, tam donanımlı bir okulda dil ve konuşma terapisti, fizik tedavi, duyu bütünleme, drama, müzik, spor, resim gibi birçok fiziki ve eğitsel alanın olması gerektiğini söyleyerek, dil konuşma odası, duyu bütünleme odası, iş öğreti, seramik, oymacılık, ev ekonomisi, ergoterapi, teknoloji tasarım, sera, ahşap, modelaj ve dikiş gibi atölyelerin okullarda kurulması gerektiğini vurguladı. Maviş, özel eğitim gereksinimi olan öğrencilerin okul ve sosyal hayatında, toplumsal davranışlarına destek verebilecek, çevreye ve hayat şartlarına uyum göstermesi için çalışan bakıcılara da ihtiyaçları olduğunu belirterek,  okullardaki hademe sayısının artırılması ihtiyacı olduğunu söyledi. “Yeterli bütçe yok” Maviş, özel eğitim okullarının hâlihazırda yeterli bütçesi olmadığını, eğitimde sürenin uzaması ile öğle yemeklerinin devlet tarafından karşılanmamasının ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Mevcut okulların yemekhanelerinin yetersiz olduğundan bahseden Maviş, özel ihtiyaçlı çocuklarımızın tümü için aynı besinin verilemeyeceğini, kimi öğrenciler katı beslenirken kimi öğrencilerin sıvı beslendiğini, bazı besinlere karşı hassasiyeti olan öğrenciler olduğunu kaydetti. Maviş, öğle yemeklerinin aileler tarafından karşılanmasının ise enflasyonist ortamda sürdürülebilir olmayacağını söyledi. “3 yaştan 18 yaşa kadar çocuklar aynı alanda” Maviş, 3 yaştan 18 yaşa kadar çocukların aynı alanda olduğunu, okul öncesi, ilkokul seviyesi, ortaokul seviyesi ve 18 yaş yetişkin çocukların farklı ortamlarda eğitim alması gerektiğini belirtti. Maviş, gerekli düzenlemeler yapılmadan eğitimde sürenin uzamasının sıkıntılarını ilk haftadan gözlemleye başladıklarını da ifade etti. “Kaç öğrencinin tam gün eğitime devam edeceği araştırılmalı” Maviş, kaç öğrencinin okula gün boyunca devam edebileceğinin netleşmediğini vurguladı. Bir okulda veliler ve öğretmenlerle birlikte yapılan araştırmada, okula devam eden öğrencilerin sadece %30’unun gün boyu okulda kalma yeterliğine sahip olduğuna işaret eden Maviş, öğrencilerin %45’inin tüm gün okulda kalmasının uygun olmadığını ve öğrencilerin %35’inin velisinin ise öğrenciyi gün boyu okulda bırakmak istemediğini söyledi.  “Öğretmenler ve öğrenciler buna hazır olmalı” Tam gün eğitim ile ilgili tek sorunun alt yapı, yeterli açık/kapalı alan ve donanım olmadığını vurgulayan Maviş,  öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin de buna hazır olması gerektiğini söyledi. Bir özel eğitim öğretmeninin dinlenmeden sürekli ağır bir iş yapmasını beklemek ne mesleki ne de pedagojik olarak uygun olduğunu belirten Maviş, öğretmenin ekonomik ve özlük haklarının geliştirilerek motivasyon sağlanması gerektiğini ifade etti. Maviş, özel eğitim öğretmenlerinin sınıfta geçirdikleri ders saatleri yanında bireysel ve grupsal eğitim planlama, törenler ve etkinlikleri düzenleme, öğrenci çalışmalarının analizi, öğrencilerin akademik ihtiyacı dışındaki sorunları ile de ilgilenme, okul etkinliklerini tasarlama, velilerle iletişim, PDRAŞ ile ilgili işlemler, aile eğitimi, danışmanlık hizmeti, rehberlik, hizmet içi eğitim ve mesleki gelişimlerine ek olarak okul içinde idari görevleri sürdürdüğü ek sorumlulukları olduğunu belirtti. Maviş, öğretmenlerin mesleklerini mesai saatleri olan bir iş olarak değil, bir yaşam tarzı olarak yerine getirdiklerini ifade etti.  “Binalardaki fiziksel eksiklikler giderilmeli” Okul binalarının fiziksel eksikliklerinin ayrıca personelin eksikliklerinin (öğretmen yardımcısı, hademe, çocuk bakıcısı) giderilmesi ve eğitim programlarının yeniden düzenlenmesi halinde eğitimde sürenin uzamasının eğitsel faydası olacağını söyleyen Maviş, çalışma saatlerinin de ideal olması gerektiğini vurguladı. Maviş, tüm okulların özel eğitim öğretmeni ihtiyaçlarını da kapsayacak bir çalışma neticesinde sıralamadaki özel eğitim öğretmenlerinin atanmasını talep ettiklerini belirterek kaynaştırma öğrencisinin bulunduğu her sınıfta özel eğitim öğretmeni olmasının önemli olduğunu vurguladı. Maviş, özel eğitim okullarının tam güne geçme sürecine ilişkin görüş ve önerilerini Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile paylaştıklarını belirterek, “eğitimde sürenin uzamasının” başka bir ülkenin Eğitim Bakanı tarafından ayaküstü verilebilecek bir karar olmadığını, Kuzey Kıbrıs’taki eğitim paydaşlarının oturup üzerinde çalışma yaparak verebileceği bir karar olduğunu söyledi. Maviş, bu anlamda çocukların yüksek yararını ve çalışma koşullarını düşünerek, Eğitim Bakanlığı ile bir çalışma içinde olduklarını belirterek, çalışmaların istişare ve iyi niyetle devam ettiğini söyledi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }