Kış aylarında ülkemizin beklenen yağışı almaması, barajlardaki doluluk oranını da etkiledi.
Yaz aylarının kavurucu sıcağı nedeniyle Hamitköy Barajı’nda kalan son su da buharlaştı, baraj kurudu… Barajın kuruması doğadaki hayvanları da büyük tehlikeye attı.
İki yıl önce yine kuruyan Hamitköy Barajı, Mayıs 2023’te yağan yağmurlardan dolayı az miktarda su tutmuştu. Ancak bu kış beklenen yağış olmadığından barajı besleyen derelerden yeterli miktarda su akmadı. Bunun sonucunda da 1 yıl aradan sonra baraj yeniden kurudu.
Öte yandan Hamitköy Barajı’nın kurumasını fırsat bilen bazı sorumsuz insanlar, araçlarıyla barajın içerisine girerek ‘drift’ yapıyor, tehlikeli hareketlerde bulunuyor. Kurumuş gölete bakıldığında, lastik izleri çok net bir şekilde görülüyor. Sorumsuz kişilerin bu hareketi doğaya büyük zarar veriyor.
BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan biyolog Hasan Sarpten, Hamitköy Barajı’nın üçüncü kez kuruduğunu söyledi.
Sarpten, son birkaç yılda sadece Hamitköy’de değil, Gönyeli, Kanlıköy ve daha birçok gölette de benzer durumun yaşandığına dikkat çekti.
Sarpten: Sulak alanlarımız alarm veriyor…
KKTC’de 35’i koruma altında 40 civarında sulak alanın bulunduğunu belirten Sarpten, yeterli su seviyesinin sadece Geçitköy Göleti’nde olduğunu kaydetti.
Hasan Sarpten, sulak alanların birçoğunun kuruduğu, birçoğunda su seviyesinin iyice azaldığını, bazılarının ise kuruma noktasına geldiğini belirterek “Daha yazın başındayız. Bu çok ciddi bir durum. Sulak alanlarımız alarm veriyor” diye konuştu.
Göletlerin doğal yaşam ve ekolojik denge için çok önemli olduğunu dile getiren Sarpten, acilen buna yönelik tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.
“Göletlerdeki miller temizlenmeli”
Sarpten, özellikle göletlerin içinde “mil” denilen birikmiş toprakların belli bir proje dahilinde, tüm paydaşların katkısıyla bilimsel yöntemlerle temizlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Göletleri besleyen dere yataklarına da değinen Hasan Sarpten, dere yataklarının kontrol altına alınarak akışkanlığının sağlanması gerektiğini, ancak tümünün kaderine terk edildiğini belirtti.
“Arıza giderilince ‘su sorunu çözüldü’ sanıldı”
“Biz evlerimizdeki çeşmelerden su aktığı sürece ‘su sorunumuz yok’ zannediyoruz” diyen Sarpten, yaklaşık bir ay önce pompa istasyonunda yaşanan arıza sebebiyle susuzluk yaşandığını ve birçok bölgeye üç-beş gün boyunca su verilemediğini hatırlattı.
Sarpten, bu olayın ardından ülkede ciddi bir su sorunu yaşandığının anlaşıldığını, ancak pompa istasyonundaki arıza giderildikten sonra yeniden su verilmesinin “su sorunu çözüldü” şeklinde algılandığını belirtti.
“İklim değişikliği yaşanıyor”
Kıbrıs adasının iklim değişikliğinden maksimum düzeyde etkilenen bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Sarpten, bu etkilenmenin “birinci derece kuraklık” ve “susuzluk” olarak rahatça görülebileceğini kaydetti.
Ayrıca Sarpten, göletlerdeki su seviyesinin azalmasının da iklim değişikliğinin en somut göstergelerinden biri olduğunu vurguladı.
Drone çekim / Serhat KALIN