Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, Türkiye’den KKTC’ye denizaltından boru döşenerek su gelmesi için imzalanan anlaşmanın perde gerisinde “alım garantisi” olduğunu söyledi.
Şahali, anlaşmanın imzalandığı dönemde, 2041 yılında kullanılması öngörülen yıllık 41 milyon metreküp su miktarının Ağustos 2024 itibarıyla kullanılmaya başlandığına dikkat çekti.
Nüfusun arttığını ve su arzına bağlı tüketim alışkanlıklarının da farklılaştığının altını çizen Şahali, “Bizim o dönemki öngörümüzle nüfusun artışı çelişti” diye konuştu.
BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına konuk olan CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, sanılanın aksine Türkiye’yle su anlaşmasının 2 Mart 2016 tarihinde CTP döneminde imzalandığını söyledi.
Şahali, CTP-UBP koalisyonunun bu tarihte değil, anlaşma imzalandıktan yaklaşık bir ay sonra, yani 2 Nisan 2016’da bozulduğunu kaydetti.
“Tarımsal vizyon geliştirmek mümkün değil”
Şahali, söz konusu dönemin göstergeleri doğrultusunda 2041’e kadar taahhüt edilen alım garantisinin şimdiden yakalandığını, bu nedenle Türkiye’den gelen suyla tarımsal vizyon geliştirmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Türkiye’den gelen suyun kapasitesinin yıllık 75 milyon metreküp olduğunu belirten Şahali, denizaltına döşenen borulardan “bir bardak” bile fazla su geçemeyeceğini, çünkü kapasitenin değişemeyeceğini kaydetti.
“2032’de yıllık 75 milyon metreküp su yetmeyecek”
Şahali, “2041 yılında kullanılması öngörülen 41 milyon metreküp suyu 2024 itibarıyla kullandığımız dikkate alındığında, yani 2016’dan 2024’e geçen 8 yılda yaşadığımız gelişim bu düzeydeyse, 2030-2032 döneminde yıllık 75 milyon metreküp su bile ülkemize yetersiz kalacak” dedi.
“Herhalde ‘Türkiye’den bir boru daha gelsin’ diyeceğiz”
Yeniboğaziçi’de çok ciddi su sorunu yaşandığına dikkat çeken Şahali, şu anda ülkenin tamamında Türkiye suyunun kullanılabilmesi için 265 kilometrelik yeni şebeke inşasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Şahali, ülkenin yüzde 75’inde Türkiye suyu kullanıldığını, bu rakamın yüzde 100’e yaklaştığında şu anda 41 milyon metreküp olan yıllık kullanımın 45 milyon metreküpe çıkacağını söyledi.
Söz konusu rakamın 2041 için öngörülen hedef olduğunu vurgulayan Şahali, “Dolayısıyla biz herhalde 2030-2032 döneminde Türkiye’den bir boru daha gelsin diyeceğiz” diye konuştu.
Tarımla ilgili atıp tutanlara tüm bu sebeplerden dolayı çok güldüğünü söyleyen Şahali, “Bırakın Güzelyurt’u, biz yakında hiçbir yeri bu suyla tarımsal bağlamda destekleyemeyeceğiz” dedi.
“Tarım Bakanı utanç duymalı”
Çatalköy’de 168 metre derinliğinde, saatte 80 ton kapasiteli su kuyusu açılması konusuna da değinen Şahali, söz konusu kuyunun Çatalköy-Esentepe Belediyesi Başkanı Ceyhun Kırok’un çalışmaları sonucunda bulunduğunu, ancak bu çalışmanın Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından sahiplenildiğini söyledi.
Şahali, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş’un, bu kuyunun kazılmasından “utanç duyması” gerektiğini, çünkü Türkiye’den henüz tamamının dağıtılamadığı büyük bir su rezervinin olduğuna dikkat çekti.
“Türkiye suyunun dağıtımında ciddi sorunlar var”
Değirmenlik ve Dikmen’de de benzer durumların yaşandığına dikkat çeken Şahali, Türkiye’den gelerek Geçitköy’e dökülen suyun dağıtımında çok ciddi sorunların olduğunu söyledi.
Halihazırdaki dağıtımda yaşanan yetersizliğin yanı sıra birçok bölgede de su sorunu yaşandığını belirten Şahali, “Şu anda yeni kuyu kazıp, içme ve kullanma amaçlı su temin etmek intiharla eş anlamlıdır” dedi.
Şahali, Türkiye suyunun kullanılmasında “imtina olmasın” diye yer altından elde edilen suyun parasıyla, Türkiye’den gelen suyun parasının birbirine çok yakın olduğunu ifade etti.
“Su Tüzüğü’nü değiştirdik, fiyatları düzenledik”
Şahali, kendi dönemlerinde Su Tüzüğü’nü değiştirerek yerel su kaynaklarının fiyatını düzenleyerek Türkiye suyuna çok yakın hale getirdiklerini belirtti.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde, Lefke Belediyesi Başkanı Aziz Kaya ile dönemin Gönyeli Belediyesi Başkanı Ahmet Benli’nin kendisine çok büyük tepki gösterdiğini anımsatan Şahali, şöyle devam etti:
“O dönemde Türkiye’den gelen suyun tonu 2,30 TL’den satılıyordu. Sevgili Aziz Kaya, Lefke bölgesine şebeke gitmediği için Türkiye suyundan bir damla bile almıyordu - ki halen de almıyor - Bu nedenle o dönemde tonu 10 kuruşa satılan yerel suya daha çok para ödemek zorunda kalmasına tepki göstermişti.
Aynı şekilde sayın Ahmet Benli de bu durumdan rahatsız olmuş, tepkisini dile getirmişti. Ahmet Benli o dönemde, ‘Sen Türkiye suyu fiyatına bana yerin yedi kat dibindeki suyu veriyorsun’ demişti. Ben de kendisine “su yönetimi böyledir, yer altı su kaynaklarımızı korumakla yükümlüyüz’ demiştim.
Ayrıca Gönyeli ve Lefke’nin yanı sıra, Dikmen ve Değirmenlik de bu durumdan mağdur olmuştu ama yapılması gereken buydu… Ülkeyi geleceğe dair sorumluluk hissederek yönetiyorsanız, bugün rahatsızlık yaratacağınızın kesimin kim olduğuna bakmamalısınız. Çünkü gelecek hesabı her şeyin önündedir.”
“Yeni su kuyularını açılması devletin zafiyeti”
Şahali, ülkede dağıtılamayacak kadar su varken sürekli yeni kuyu açılmasının belediyelerin değil, devletin zafiyeti olduğunu belirtti.
Türkiye suyunun belediyelere şu anda tonunun 7,50 TL’den satıldığını ifade eden Şahali, yeraltı su kaynaklarının tarifesinin de buna göre düzenlenmiş olması gerektiğini kaydetti.