Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sibel Paralik, Güngör Katı Atık Depolama Tesisindeki doluluk oranının çoktan aşıldığını belirterek eski Dikmen çöplüğünden farkı kalmadığını hatta daha beter olduğunu vurguladı.
BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ile köşe yazarı Emin Akkor’un sunduğu “Empati” programına katılan Sibel Paralik, Güngör Katı Atık Depolama Tesisi’ne atıkların ayrıştırılmadan atılmasının farklı ekonomik sıkıntılar oluşturduğunu dile getirdi.
Paralik, Güngör’e her türlü atığın atıldığını, hatta bunların içerisinde inşaat ve bahçe atıkları dahi olduğunu anlattı.
Güngör’ün 33 senede dolmasının planlandığını fakat 11 senede dolduğuna dikkat çeken Paralik, bunun en büyük nedenlerinden birinin nüfusun artması ve nüfusun tam olarak bilinememesi olduğunun altını çizdi.
“Hem nüfusu, hem de bireyin ne kadar atık oluşturduğunu bilmek lazım” diyen Paralik, Güngör için 2022’de ihaleye çıkıldığına fakat o zamandan beridir hiçbir değişiklik yaşanmadığına değindi.
2022 yılında ihaleye çıkıldığı zaman Çevre Mühendisleri Odası olarak kendilerinden de bir teknik rapor istendiğini anlatan Paralik, kendilerinin dışında diğer paydaşların da görüşlerinin alındığını söyledi.
“Ülkede su politikası yok”
Asrın Projesi’yle Türkiye’den gelen suyun sadece yüzde 75 oranında kullanımı karşıladığını belirten Paralik, “Yüzde 75’ini kullanabiliyoruz ve tarımda bu suyu kullanamadık, kanalizasyon sistemleri bizim ülkemizde çok kötü” dedi.
Ülkedeki su kaynaklarına bakıldığında yer altı ve yer üstündekilerde bir iyileştirilme yapılmadığına vurgu yapan Paralik, suyun yetersiz kalmasında nüfus artışı ve su harcama alışkanlıklarının da önemli olduğunu vurguladı.
Suyun sonsuz olmadığını, suyun en sonunda yetmeyecek bir durumda olacağına dikkat çeken Paralik, ülkedeki su borularının ve barajların kapasitesinin de yetersiz olduğunu aktardı.
Güney Kıbrıs’ın barajlarının büyük ve yeterli olduğunu belirten Paralik, ayrıca denizden su arıtılarak su üretildiğine değindi.
“Güneş ülkesinde güneş enerjisini kullanmıyoruz”
Paralik, güneşin her gün yüzünü gösterdiği KKTC’de güneş enerjisinin kullanılmamasının yanlış strateji olduğunu söyledi.
Güneş ülkesinde elektriksizlik çekildiğine dikkat çeken Paralik, güneşin daha az yüzünü gösterdiği ülkelerde bile güneş enerjisinin kullanıldığını vurguladı. Geçmişte yenilenebilir bir enerji için adım atıldığını aktaran Paralik, güneş enerjisinin çevre kirliliği açısından da önemli olduğunu, Teknecik’te hava kirliliğinin de önüne geçilebileceğini ifade etti.
Teknecik’te akaryakıt yakılırken ve aktarılırken siyah dumanlar çıktığına değinen Paralik, insanların başında kül yağdığına da dikkat çekti.
Akaryakıtın sonunda biten bir şey olduğuna vurgu yapan Paralik, en sonunda güneş enerjisi, solar sistem ve yel değirmeni gibi enerji üreten cihazlara muhtaç kalınacağını anlattı.
“Çevre mühendisliği geniş bir dala sahip”
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Sibel Paralik, çevre mühendisliğinin yelpazesinin geniş bir dal olduğunu söyledi.
Çevre mühendisliğinin, su temininden, atık su arıtımına, hava kalitesi yönetiminden modellemesine, su kirliliklerinin modellemesine, iş sağlığı ve güvenliğinden, laboratuvar çalışmalarına kadar birçok alanı kapsadığını belirten Paralik, odanın 40’a yakın üyesi olduğunu vurguladı.
Üyelerden 10-12 tanesinin sektörle ilgili çalıştığını kaydeden Paralik, diğer kişilerin alanında iş bulamaması nedeniyle başka sektörlerde çalıştığına dikkat çekti.
Çevre mühendisliği konusunda çok kısıtlı bir talep bulunduğunu dile getiren Paralik, “Çevre mühendislerinin hangi alanlarda çalıştığıyla ve nerede yetkili olduğuyla ilgili bir tüzük var fakat senelerdir tüzük başbakanlığa gitmesine rağmen geçemedi” dedi.
“Ülkemizde de ÇED raporu hazırlanıyor”
Birçok ülkede olduğu gibi Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun ülkemizde de hazırlandığını belirten Paralik, “ÇED tüzüğüne göre hangi faaliyeti yapacaksanız detayına ve kapasitesine göre ÇED hazırlarsınız, ÇED raporu yapılması gereken bir şey yapılacaksa, halkın katılımı şarttır” dedi.
ÇED çalışmasının yapıldıktan sonra rapor hazırlanıp bunun halkla paylaşılması gerektiğine değinen Paralik, halkın görüşü ve halkın görüşünün rapora aktarılmasının çok önemli olduğunu söyledi.
Paralik, günümüzde halkın ÇED raporuna katılımının eskiye göre çok daha az olduğunu anlattı.