Kıbrıs

Hristodulidis: Yeni bir yaklaşımla ve Kıbrıs’ın jeopolitik boyutunun daha çok öne çıkarılmasıyla bir çözüme varabiliriz

Abone Ol

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis “yeni bir yaklaşım ve Kıbrıs sorununun jeopolitik boyutunun daha çok öne çıkarılmasıyla kabul edilebilir bir çözüm bulunabileceğini, bunun ‘anahtarının’ da diyaloğun yeniden başlaması olduğunu” söyledi.

Hristodulidis III. Makarios’a yönelik Yunan darbesinin ve Barış Harekatı'nın 50’nci yıl dönümü vesilesiyle haftalık Kathimerini’ye verdiği özel söyleşide “1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ne biz sevdik ne de Kıbrıslı Türkler” vurgusunu yaptı. “Bugün oldubittilerin çok daha zor olduğu, müzakere masasına yeni konular geldiği ve mevcut durumun Kıbrıs sorununun çözümü olarak görülemeyeceği” görüşünü ortaya koydu.

“Geçen zamanın daha çok oldubitti yarattığını ve çözümün Rumlar tarafından kabul edilme olasılığını azalttığını” söyleyen Hristodulidis “inanıyorum ki yeni bir yaklaşımla ve Kıbrıs’ın jeopolitik boyutunun daha çok öne çıkarılmasıyla herkes tarafından kabul edilecek bir çözüme varabiliriz. ‘Anahtar’ diyaloğun yeniden başlamasıdır.” dedi.

Hristodulidis Türk-Yunan ilişkilerinin iyileşmesini olumlu bulduğunu belirterek bunun, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olabileceğine inandığını söyledi “Ancak vurgulamam gerekir ki,  Kıbrıs sorunu çözülmeden tam normalleşme olamaz.” dedi.

Güney Kıbrıs’ta “çözüm anahtarı Ankara’dadır” dediklerini ve bunun “doğru olduğunu” savunan Hristodulidis “Ankara bizimle doğrudan görüşmeyi reddediyor ancak Türkiye ile Yunanistan arasında diyalog ve ilerleme olması kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununa da yardımcı olur.” ifadesini kullandı.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı III. Makarios’tan söz ederken “gerçekten yanlışlar yapıldı” diyen Hristodulidis “O zamanki liderliğin en büyük yanlışının net hedef ve yönelişe sahip olmaması” olduğuna inandığını söyledi. “Enosis'ten başladık, bağımsızlığa geçtik, sonra Enosis için çalıştık ve ardından arzu ettiğimizi yani bağımsızlığı istedik. Kıbrıs’ta federal bir yapıyı tartıştık ve bugün bu çözüm şeklini tartışıyoruz.” diye ekledi. Türkiye’nin, liderinin kim olduğundan bağımsız net hedefleri olduğuna dikkat çeken Hristodulidis “dahası geçmişte (1974 sonrasında) Atina ve Lefkoşa arasında gerekli samimiyet yoktu.” dedi, şunları ekledi:

“Atina ve Lefkoşa’nın görüşlerinin örtüştüğü ve ortak yaklaşım içerisinde olduklarıyla ilgili açıklamalar daha çok iletişim amaçlıydı.  Ancak bugün Yunanistan Başbakanı ile aramda tam bir samimiyet var. Farklı yaklaşımlarımız, yahut farklı okuduğumuz konular var ancak samimiyetle görüşüyor olmamız günün sonunda ortak yaklaşıma varmamıza yardımcı oluyor.”

Kayıp fırsatlar sorulduğunda “kaybedilen en büyük fırsat Kıbrıs Cumhuriyeti’ydi. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ne biz sevdik ne de Kıbrıslı Türkler.” vurgusunu yapan Hristodulidis devamla şunları söyledi:

“Kayıp fırsatlardan söz etmek için bir çözüm planını öteki tarafın kabul etmesi, Kıbrıs tarafının da reddetmesi gerekir. Bu şekildeki tek plan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye üyeliğinden önce prosedürün tamamlanmasına odaklanan uluslararası unsurun başarısız bir çabası olduğunu düşündüğüm Annan Planı'dır. Her şey, bir hafta sonra AB üyesi olacak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin asgari endişeleri dikkate alınmadan yapıldı.”

Hristodulidis eski Yunan Cumhurbaşkanı Konstantinos Karamanlis’in Barış Harekatı'nı engelleyemeyeceği görüşünü ortaya koydu ve “çabaların, merkezi hükümette ne kadar çok yetki olursa anlaşmazlık ihtimallerinin o kadar çok olacağı yönetim biçiminden daha çok toprak iadesi üzerinde yoğunlaşması gerektiği, bunun daha fazla göçmenin evine dönmesine yol açacağı” fikrinin kanıtlandığı görüşünü ortaya koydu.

Güney Kıbrıs’ın istikametinin AB’ye üye olduğu 2004’ten beridir Batı, bu yönelişin Güney KIbrıs'ın çıkarlarına daha çok hizmet ettiğini söyleyen Hristodulidis ABD ile ilişkilerin mümkün olan en üst seviyede olduğuna işaret etti. Hristodulidis “2024’te önemli açıklamalar yapıldı ve kısa süre önce ülkelerimiz arasında stratejik diyaloğu kurumsallaştırdık. Kıbrıs Cumhuriyeti ABD ile bu düzeyde ilişkisi olup NATO üyesi olmayan az sayıdaki ülkeden biridir. 2025’te Amerikan-Kıbrıs ilişkileriyle ilgili daha çok olumlu açıklama yapılacak.” dedi.

Hristodulidis ABD ile “savunma teçhizatı” alımının görüşülüp görüşülmediği sorusuna “Evet, Amerikan askeri teçhizatı satın almayı isteriz. Şu anda görüştüğümüz meselelerden biri budur ve silah ambargosunun kaldırılması kararının uzatılma periyodunun 1 yıldan 5 yıla çıkarılması konusunun Amerikan Kongresi’nin önünde olmasından mutluyum. Bu, teçhizat alımı gibi ciddi konularda gerekli bir şeydir.” ifadesini kullandı.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }