Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri, Ziraat Yüksek Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Turgut Alas, Koyun-Keçi Çiçek Hastalığı salgınıyla ilgili açıklama yaparak, salgının şu ana kadar doğru yönetildiğini, öte yandan Güney Kıbrıs ile özellikle bu alanda uzman olan isimlerle teknik düzeyde özel bir iş birliği yapılmasının “elzem” olduğunu söyledi.
İki taraf arasında var olan olağan komitelerin de ötesinde bu konuda daha geniş katılımlı ve uzmanların yer alacağı bir ekip oluşturmanın ve salgına karşı birlikte mücadele etmenin önemine dikkat çeken Alas, hastalığın et arzında sıkıntılara neden olarak et kaçakçılığı riskini daha da artırabileceğini söyledi ve yetkilileri sınır kapılarında bu konudaki denetimleri artırmaya çağırdı.
Partiden yapılan açıklamaya göre Alas açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Mağusa'da görülen "Koyun-Keçi Çiçek Hastalığı" sonrasında Tarım Bakanlığı hastalığın yayılmaması için Mağusa'da 3 bölgede karantina uygulamasına ve hayvanların aşılanmasına başladı. Bunun yanında Tarım Bakanlığı bu konuyla ilgili bir komite kurdu ve çalışmalarını da bu komite üzerinden yürütüyor. Şu ana kadar gözüken, işin uzmanları tarafından sorunun doğru yönetildiğidir. Karantina bölgeleri toplamda 240 işletme ve 15 bin küçükbaş hayvan ile 24 işletme ve 1,200 büyükbaş hayvanı kapsıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nden gelen 20 bin aşı sonrası aşılama işlemleri başladı ve son bilgiye göre 46 işletmede 5,750 koyun ve keçi aşılandı. AB ile uyumlu veteriner hizmetleri yasası ve bulaşıcı hastalıklar tüzüğüne göre atılan adımlar doğrudur.”
“Dikkat edilmesi gereken husus, komitedeki uzmanların da dediği gibi, aşılanan hayvanların etinin aşıdan 28 gün sonra kesime gitmesi ve tüketilmesi gerektiğidir” diyen Alas, “Böyle bir durumda arzın düşme riski vardır. Bu da et fiyatlarının daha da artmasına sebep olacağı gibi, et kaçakçılığını veya bireylerin kendi tüketimleri için güneyden et satın almasını da artırabilir” şeklinde devam etti.
Hastalığın ülkeye güneyden gelen kaçak etlerle bulaştığı yönünde bazı iddialar bulunduğuna, fakat bununla ilgili kesin bir bilgi olmadığına işaret eden Alas, bu tür hastalıkların sınır tanımadığına, hastalığın kontrolden çıkması halinde ada geneline yayılarak daha büyük bir salgına sebep olma riski bulunduğuna dikkat çekti. Alas, bu bağlamda Güney ile ortak hareket edilmesinin önem arz ettiğini, bunun hastalığın daha çok yayılmadan ortadan kaldırılmasını ve adanın tümü için riski en aza indirmeyi sağlayacağı görüşünü paylaştı.
Alas, açıklamasında devamla şunları kaydetti:
“Şu an bir salgın var ve doğru yönetiliyor, bununla birlikte bir an önce güney ile bütünsel bir yaklaşım yolu bulunmalı, sadece buradaki teknik komite üzerinden değil, ortak kurulacak bir komite ile iş birliği çerçevesinde hareket edilmelidir. Güney Kıbrıs ile bu işin ehli ve alanda çalışan uzmanların bir araya gelebileceği ve çalışmaları koordine edip, bilgi paylaşımı, ortak aşılama, geçiş kapılarında ortak kontroller ve dezenfektasyon çalışmaları hızla yapılmalıdır. Sınır kapılarının kontrolü ve burayı kullananların dezenfeksiyonu ile birlikte yine ara bölge denetimleri de iş birliği yapılarak sağlanmalıdır. Bu salgın özellikle Mağusa bölgesinde ama genelde ada çapında arz sıkıntısını doğuracağından dolayı talep güneyden yasa dışı yollarla et getirilmesi yönüne kayabilir. Bu durumda sınır kapılarında et kaçakçılığına karşı personel takviyesi yapılmalı ve denetimler artırılmalıdır.”