İsveç'te kamu çalışanlarının kayıtdışı göçmenleri ihbar etmesini zorunlu kılmaya yönelik düzenleme tartışma yarattı.
Düzenleme, radikal sağcı İsveç Demokratları'nın hazırladığı ve üç sağcı partinin 2022'de imzaladığı anlaşma kapsamında gündeme gelmişti.
Independent Türkçe'nin haberine göre, aynı yıl yapılan seçimlerde Ilımlı Birlik Partisi, Hıristiyan Demokrat Parti ve Liberal Parti arasında kurulan ve İsveç Demokratları'nın dışarıdan desteklediği bir koalisyon hükümeti kurulmuştu.
Göçmenlik karşıtı politikalarıyla tanınan İsveç Demokratları'nın ülkenin en büyük ikinci partisi haline gelmesiyle, söz konusu düzenleme yeniden gündeme taşındı.
Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın aktardığına göre, devletin görevlendirdiği bir komisyon, bu düzenlemeyi bir yasa tasarısına dönüştürmek için çalışıyor.
Sürecin henüz erken aşamada olduğuna dikkat çekilen habere göre, düzenlemenin yasalaşması halinde İsveç'te dişçilerden öğretmenlere kadar yaklaşık 1 milyon çalışana kaçak göçmenleri ihbar etme zorunluluğu gelebilir.
Böyle bir durumda öğretmenlerin öğrencileri, doktorların da hastalarını "ispiyonlamak" durumunda kalacağını belirten muhalifler, düzenlemeye "muhbir yasası" adını taktı.
Kaçak göçmenlerin haklarını koruyan Brüksel merkezli Kayıtdışı Göçmenler İçin Uluslararası İşbirliği Platformu'ndan Michele LeVoy, bunun göçmenlerin eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanmasını zorlaştıracağını savunarak şunları söylüyor:
Bu öneri tamamen insanlık dışı. İnsanlar dehşete düşecek. Okula, hastaneye ya da kütüphaneye gittiklerinde sınır dışı edileceklerini bilen insanlar artık neden bir yere gitmek istesin ki?
İsveç'teki Malmö Üniversitesi'nden göç üzerine çalışan Jacob Lind, böyle bir tasarının kayıt dışı göçü engellemekte faydasız kalacağını öne sürerek şu değerlendirmeleri paylaşıyor:
Pek çok kişi buradan ayrılmayacak. Sadece daha fazla sefalete sürüklenecekler. Amaçladığınızın tam tersi bir etki oluşacak; toplum bu durumdaki kişilerle daha da az temasa geçecek, bu da onların kırılganlıklarını artıracak ve onları daha da sömürüye açık hale getirecek.
Akademisyen, ülkenin farklı bölgelerindeki yaklaşık 150 belediye, sendika ve sivil toplum örgütünün plana karşı çıktığına dikkat çekerek "Bu mesele etrafında benzersiz bir ittifak kuruldu, çok kilit bir sorun haline geldi" diyor.
İsveç Tabipler Birliği'nden Sofia Rydgren Stale de hekimlik açısından bu uygulamanın yanlış olacağını savunarak "Ben insanları gözetleyip ihbar etmek değil onlara yardım etmek için doktor oldum" ifadelerini kullanıyor.