Kıbrıs

Avrupa Konseyi karar taslağını “iyileştirmek” için diplomatik markaj

Abone Ol

Brüksel’de 29-31 Haziran’da gerçekleşecek Avrupa Konseyi’nin karar taslağında yer alan Kıbrıs sorunuyla ilgili ifadeyi “sorunlu” bulan Rum yönetimi, alarma geçerek metni “iyileştirmek” için her istikamette diplomatik hareket başlatırken AKEL “önce BM’yi ve Güvenlik Konseyi’ni ikna etmeliyiz” uyarısında bulundu.

Fileleftheros’un “Lefkoşa’dan Diplomatik Markaj” başlıklı haberine göre, karar taslağında “AB, Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun kapsamlı bir çözüme bağlılığını sürdürür ve BM müzakere sürecini desteklemede aktif rol oynamaya devam edecek” şeklinde genel bir ifade yer aldı.

Rum yönetimi bu ifadenin “AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif müdahil olması çizgisine getirecek şekilde iyileştirilmesini ve AB’nin temsilci atamasına kapı açacak bir ifade eklenmesini sağlamak için hafta içinde her düzeyde başlattığı diplomatik hareketliliği Konsey Toplantısı çerçevesinde liderlerle yüz yüze görüşmelerle devam ettireceği kaydedildi.

Haravgi’ye göre Kıbrıs sorununda durumu “ümitsiz” bulan ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in somut inisiyatifler alması gerektiğini söyleyen AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, Hristodulidis’in aldığı inisiyatifleri yorumlarken “inisiyatifin türü, içeriği ve sonucu önemli. Başkan, AB’nin Kıbrıs sorununa müdahiliyetinde tek boyutlu olarak ısrar ediyor” dedi.

Stefanu, AB’nin, BM çerçevesinde tartışılan Kıbrıs sorunu hakkında 2020’de ve 2021’de aldığı iki kararda “BM himayesinde müzakerelerin başlaması halinde Kıbrıs sorununun çözümüne aktif katkıda bulunmaya hazır olduğunu” vurguladığını hatırlattı.

“Dolayısıyla Başkan’ın, Kıbrıs Rum tarafının çözüm için gerçek siyasi iradeye sahip olduğuna ikna etmek için ilk önce Genel Sekreter’e ve Güvenlik Konseyi’ne yönelmesi gerekirdi” diyen Stefanu, şunları da ekledi:

“Bu yapılması gerekir çünkü Nikos Anastasiadis Rum tarafının itibarını kaybetmesine özen gösterdi. Bize inanmazlarsa sonuç almayacağız. Kıbrıs, DİSİ hükümeti döneminde gerek Kıbrıs sorunundaki gerekse ‘altın’ pasaport meselesindeki rapor yüzünden yatırımcılık itibarını kaybetti.”

Stefanos Stefanu, Hristodulidis’in dışişleri bakanıyken, “hiçbir olumlu sonuç vermeyeceği uyarılarına aldırmadan AB’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması seferberliğine giriştiğini” hatırlattı.

AKEL’in, “Türkiye, Kıbrıs sorununu Avrupa konularıyla değil enerji konularıyla bağdaştırdığı için Türkiye-Avrupa ilişkilerinin Türkiye’yi yeniden masaya getirmeye yetecek güçlü teşvik olmadığı, masanın ortasına enerji konularının konulması gerektiği görüşünde olduğunu” sözlerine ekledi.

Öte yandan Politis, “Hristodulidis’in Kıbrıs Sorunundaki Çifte Dilliliği” başlıklı yazısında Hristodulidis’in görevdeki ilk 100 gününü değerlendirirken “Guterres Çerçevesi”ni görüşmeye hazır olduğunu söylemekle birlikte çerçevede neleri kabul ettiği, neleri etmediği sorusuna karşılık “itiraz ettiğimiz noktalar var. Bir örnek vermem gerekirse mülkiyette ilk söz sahibinin kullanıcı değil yasal mal sahibi olması gerekir” dediğini hatırlattı.

BM Genel Sekreteri’nin, Eylül 2017’de Güvenlik Konseyi’ne yönelik raporunda mülkiyet meselesinde “Crans Montana’daki konferans kapanana kadar (akşam yemeği) taraflar mülkiyette iki statü ilkesinde anlaştı, geriye sadece detaylar kaldı” diyerek Hristodulidis’i yalanladığı hatırlatıldı.

2017’den bu yana ne öncülü Nikos Anastasiadis’in ne de Hristodulidis’in BM’ye, Guterres Çerçevesi’nde neyi kabul ettiklerini net olarak söylemediği hatırlatıldı. Guterres’in “Anastasiadis’in taktikçiliğini, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yaptığı iki devlet önerisini (eski büyükelçi Aleksandros Zinon’un kitabında yeni veriler mevcut) ve Hristodulidis’in, (Anastasiadis’in) emirlerini yerine getirişini birinci elden yaşadığı için Hristodulidis’e şüpheyle yaklaştığı, 15 Haziran’da gerçekleştirdikleri kısa telefon görüşmesini büyük bir tereddütle kabul ettiği” belirtildi.

Politis, BM Genel Sekreterliği’nin üst düzey yetkilisi Roberta DiCarlo’nun bir süre önce yabancı diplomatlara “iki taraf arasındaki mesafe hiç olmadığı kadar büyük. Sadece laf işitiyorum. Kıbrıs sorununa AB müdahiliyeti ile tam olarak ne önerdiklerini anlamadım” dediğini, aynı boşluğu 22 Haziran’daki çalışma yemeğinde Hristodulidis’i dinleyen Avrupalı büyükelçilerin de saptadığını kaydetti.

Gazeteye göre Avrupalı büyükelçiler “Avrupalı temsilci ne yapacak” sorusunu yönelttikleri Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’tan “BM temsilcisini takviye etmesini istiyoruz” cevabını aldı ancak halihazırda bir BM Kıbrıs temsilcisi mevcut değil.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }