Ülkemizde, Türkçe RAP şarkılar yapan “D••WAP” mahlasını kullanan Salih Yücebaş, “Doowap’land” isimli 10 şarkılık albümüyle yarından itibaren yeniden dinleyicisiyle buluşuyor. Hip Hop’un bir dalı olan RAP, isyanın, başkaldırının, toplumsal sorunlara ses çıkarmanın estetik bir aracı olarak önemli bir yerde dururken, “D••WAP”in albümündeki şarkılar da kaynağını hem toplumsal ve ahlaki eleştiriden hem de bireysel duygu ve tecrübelerden alıyor. Albümde “Omorfo”, “Kriminal”, “Bixi Cola”, “Dinç Motor”, “Orta Parmak”, “Gönül”, “Dolunay”, “Alter Ego”, “Yalan” ve “Geri Dönüşüm” isimlerini taşıyan 10 şarkı bulunuyor. “D••WAP” mahlasını kullanan Salih Yücebaş’la müzik serüveni ve “Doowap’land” albümünü konuştuk. D••WAP, rap müziğe olan ilgisinin ortaokul dönemlerinde başladığını dile getirerek, Portekiz’de hazırladığı şarkılardan oluşan “Doowap’land” albümünde ise toplumda görüp sindiremediği şeylerle, kendi hislerinden yola çıkarak yarattığı şarkıların yer aldığını vurguladı. “RAP’e Fifty Cent’in televizyonda gördüğüm bir şarkısıyla bağlandım” Salih Yücebaş, ortaokul döneminde enstrümanlara ilgi duyduğunu, gitar kursuna gittiğini belirterek, ancak istediğinin gitar çalmak olmadığını anlayınca bıraktığını kaydetti. Yücebaş, şöyle devam etti: “Anneannemin evinde bir gün otururken televizyonda bir şark duydum. Ders çalışıyordum, kalemi kağıdı bırakıp o programı izlemeye başladım. Çalan Fifty Cent’in “İn da Club” şarkısıydı. Bu şarkı beni 3 dakika boyunca ekrana kilitledi. Şarkının ritmi, hitler beni etkiledi. O zamanlar pek müzik dinlemezdim, müziğe ilgim yoktu ama bu RAP şarkısı beni ilk etkileyen şarkı oldu”. Yücebaş, bu etkilenmenin ardından RAP müzik hakkında araştırmalar yapmaya başladığını dile getirerek, Fifty Cent hakkında bilgi edindiğini, bir gruplarının olduğunu öğrendiğini, o gruptaki diğer kişileri de araştırmaya başladığını ifade etti. Araştırdıkça RAP müziğe ilgisinin arttığını anlatan Yücebaş, ortaokul dönemlerinin insanın birilerini rol model seçtiği ya da göze batan şekilde bir tarza büründüğü dönemler olduğunu; bu doğrultuda kendisinin de hip hopçu olduğunu söyledi. Yücebaş, RAP müzikte attığı ilk adımları şöyle anlattı: “Ortaokuldayken yanımda oturan arkadaşım bana grafitiyi öğretti. Grafiti de zaten Hip Hop’un bir parçası. Daha sonra grafitiye çıkmaya başladık. Hip Hop’un dans hariç 3 dalını yapıyordum: grafiti, RAP, DJ’lik. Müziğimi kendim yaptığım için bu da k olarak düşünülebilir.” “İlk RAP şarkılarımı lise döneminde yaptım” Yücebaş, lise dönemindeyken yakın bir arkadaşının ısrarıyla gereken malzemeleri aldıklarını belirterek, 2021’de Bachelor Dağı’nda kayak yaparken hayatını kaybeden Birkan Uzun’un da kendileriyle birlikte RAP yaptığını kaydetti. Güzelyurt’ta RAP yapan birkaç kişi olduklarını dile getiren Yücebaş, şöyle devam etti: “Herkes evlerini stüdyo yapmıştı. Herkes şarkılar yapmaya başlamıştı. Bir şarkıyı bitirdiğimiz zaman CD’ye koyar diğerine götürürdük, ‘Bak ben bunu yaptım’ diye birbirimize gösterirdik. Sosyal medya bu kadar gelişmiş değildi. Sene 2009’du. Benim o dönem 18 şarkım vardı. Bu şarkıları albümde toplamayı düşündüm. Kapak fotoğrafını da ben yaptım. RAP birinin bir şeyi söylemek isterken, kafiyeli şiirleri aktarabileceği en güzel müziktir, diğer müzik türlerinde bu yoktur. Benim de söyleyecek bir şeylerim vardı”. Üniversitede İzmir’e grafik tasarım okumaya gittiğine işaret eden Yücebaş, orada RAP müzikte önemli bir isim olan Cash Flow ile tanışma olanağının olduğunu ancak bunu gerçekleştirmediği anlattı. Yücebaş, Cash Flow’un hayat tarzının kendisini olumsuz etkilemesinden dolayı bunu tanışmayı gerçekleştirmediğini söyleyerek “Bu parti teklifini kabul edip Cash Flow’la tanışmamak benim en büyük pişmanlığım” dedi. “Albümü yaparken müziğimi beğenecek diğer insanlara ulaşmayı düşündüm” Portekiz’e gitmeden önce arkadaşı Seyit’le birlikte müzik yapmaya devam ettiklerini, birçok şarkı yaptıklarını ancak bunları kaydedemeden Portekiz’e gittiğini belirten Yücebaş, orada alternatif barlarda açık mikrofon olduğunu herkesin istediği müziği orada yapabildiğini kaydetti. Yücebaş, şöyle konuştu: “Bu barlarda birkaç RAPçiyle karşılaştım. Diğerleri canlı müzik yaparken diğerleri o müzik üzerine RAP yapıyordu. Ben de bunu yapmayı düşündüm. Gitarist arkadaşımın bu barlardan birisine gittiği bir gece ben de gittim, o gitar çalarken ben de Seyit’le birlikte yıllar sonra buluştuktan sonra yaptığımız şarkılardan birisini seslendirdim. Tabii Türkçe RAP olduğu için kimsenin hayatında bir şey değiştirmedi. O gitarist arkadaşım daha sonra mikrofon aldı, benim de yaptığım beat (melodi) vardı. Yıllar sonra ilk RAP şarkımı o zaman yaptım. Arkadaşlarım bu şarkıyı çok beğendi. Gitarist arkadaştan, ayarladığım stüdyodan izlediğim şeylerden notalarla ilgili birkaç bilgi edindim ve bu bilgilerle yeniden müzikler yapmaya başladım. Bunları da Kıbrıs’taki nota bilen arkadaşlarıma, yeğenlerime yolladım. Hepsinin geri bildirimlerini aldım. Daha sonra bunların arasından 10 şarkıyı okumaya karar verdim”. “Albümde politik konular da kendi hislerim ve tecrübelerim de var” Yaptığı albümü diğer müzik platformlarında yayınlayacağını dile getiren Yücebaş, müziğini beğenecek diğer insanlara ulaşma düşüncesinde olduğunu ve albüm yapmakta karar kıldığını ifade etti. Yücebaş, RAP’in bir etnik kökenin kendi duygularını, hislerini dışarı vurma aracı olduğuna işaret ederek, bu albümde toplumda görüp de sindiremediği şeyleri ve kendi düşünce, his ve bazı tecrübelerini topladığını vurguladı. Albümün kapak fotoğrafını da kendisinin tasarladığına dikkat çeken Yücebaş, şöyle devam etti: “Kıbrıslı olduğumuz için ve bu albümün Kıbrıs’ta çıkacak olmasından dolayı kendimi Afrodit gibi istiridye kabuğunda resmettim. Ama burada asi olduğum için korsan bayrağı taşıyorum. Kıbrıs’a çıkacağımı temsilen ayağım bir adım önde. Bayrak elimde. Karaya çıkıp bayrağı dikmeye Ve oralarda kendi ülkemi Doowapland'ı ilan etmeye geliyorum.” Haber / Ahmet UÇAR Fotoğraflar / Uğur KAPTANOĞLU