Kıbrıs

“Yolsuzluklara Karşı Mücadele” söyleşisi gerçekleşti…

Abone Ol

Halkın Partisi (HP) tarafından düzenlenen “Yolsuzluklara Karşı Mücadele” konulu söyleşi, 21 Şubat Cuma günü Rüstem Kitabevi’nde gerçekleşti.

Söyleşide, yolsuzlukla mücadelede karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.

Eski Meclis Başkanı Sibel Siber, Eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Eski Meclis Genel Sekreteri Mehmet Öner Ekinci, KTAMS Başkanı Güven Bengihan gibi isimlerin de katıldığı söyleşi yoğun bir katılım ile gerçekleşti.

ÖZERSAY: YOLSUZLUKLA MÜCADELE SADECE SAHTE DİPLOMA MESELESİ DEĞİL

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Prof. Dr. Kudret Özersay, yolsuzlukla mücadelenin yalnızca sahte diplomalarla sınırlı olmadığını ve birçok farklı alanda yolsuzluklarla mücadele ettiklerini vurguladı.

Özersay, son dönemde kamuoyunda bu konuyu daha sık dile getirdiklerini belirterek, yolsuzluğun sadece belirli bir alanla sınırlı olmadığına dikkat çekti. “Bizim yolsuzlukla mücadeleden anladığımız şey, sadece sahte diplomalarla sınırlı değildir. Bunu böyle algılamıyoruz ve kamuoyuna da bunu anlatmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Özersay, rüşvet, ihalesiz alımlar, kamunun zarara uğratılması, vergi ayrıcalıkları, ekme sahibi ve tahsisat yolsuzluğu gibi birçok alanda usulsüzlüklerin yaşandığını belirtti. Ayrıca, mal beyanında usulsüzlükler, sahte reçeteler, sahte küçükbaş hayvan kulak numaraları gibi konuların da yolsuzluk kapsamına girdiğini ifade etti.

Halkın Partisi olarak yalnızca sahte diploma meselesine odaklanmadıklarını belirten Özersay, “Parti olarak tüm bu yolsuzluklarla mücadele ediyoruz ve bu konuyu öncelikli gündemimiz olarak görüyoruz” dedi.

“SOMUT SONUÇLAR ALINMAYA BAŞLANDI”

Özersay, yolsuzlukla mücadelede umudun kaybedilmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu süreçlerin doğal işleyişi içinde sonuç alındığını belirtti.

Özersay, “Bir şey olacağı yok, kapanacak zaten bu konu” şeklindeki yargılara karşı çıkarak, adli süreçlerin doğal aşamalarının olduğunu ve herkesin mahkeme tarafından suçlu bulunana kadar masum kabul edildiğini hatırlattı. Ancak, bu tür davaların takip edilmesi gerektiğini belirterek, “Eğer bu konularla ilgili umut yitirilirse, bu süreçler olduğu gibi çöker. Umut yitirilirse hiçbir biçimde sonuç alınamaz. Dolayısıyla gerçekten samimiyetle bu soruya yanıt vermemiz gerekir” dedi.

Yolsuzlukla mücadelede hiçbir şey yapılmadığı yönündeki algının doğru olmadığını ifade eden Özersay, son dönemde yaşanan gelişmelere dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu ülkede en üst düzey kamu görevlileri, siyasi olarak atanan isimler de dahil olmak üzere görevden alındı. Son bir buçuk yıl içerisinde polis müdürü, mukayyit (ki müsteşara denk gelir neredeyse), bakanlık müdürü, bakanlık özel kalem müdürü, YODAK Başkanı, YODAK üyesi, üst düzey asker ve benzeri isimler görevlerinden alındı. Bu bir sonuç değil mi? Bu, ara bir sonuçtur ama yine de bir sonuçtur ve bir şeylerin ilerlediğini göstermesi açısından önemlidir.”

Özersay, bazı ülkelerde bu tür olaylara adı karışan kişilerin hiçbir şekilde görevden alınmadığını belirterek, “Burası öyle bir ülke olabilirdi ki, bütün bunlara isimleri karışmasına rağmen bazı kişiler görevden dahi alınmazdı” ifadelerini kullandı.

 SAYDAM: YOLSUZLUK VATANDAŞIN PARASINI ÇALMAK DEMEKTİR

Eski Vergi Dairesi Müdürü ve Halkın Partisi (HP) Kurucu Üyesi Göksel Saydam, yolsuzlukla mücadelede denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Yolsuzluk, vatandaşın ödediği vergilerden ve yaptığı fedakarlıklardan gider” diyen Saydam, yolsuzluğun kamu kesimini ilgilendiren en büyük olgulardan biri olduğunu belirtti.

Saydam, yolsuzluğun sadece mali zarar vermekle kalmadığını, birçok suçu da besleyen bir yapı olduğunu ifade ederek, “Cinayet, hırsızlık, fuhuş, adam kaçırma gibi suçlar da yolsuzluğun bir sonucu olabilir. Bu yüzden dünya ülkeleri çok ciddi önlemler almaktadır” dedi.

Türkiye ve Avrupa Birliği’nin talepleri doğrultusunda oluşturulan Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası’nın yeterince işletilmediğini dile getiren Saydam, “Bu yasa 2019’da geçti ama beşte biri bile işlemedi. Kamunun mali yönetimi ve kontrol yasası olarak adlandırılan bu yasa, kamu kurumlarının bütçelerini belirlenen tarihte Maliye’ye sunmalarını öngörüyor. Ancak bu süreç gerektiği gibi işletilmiyor” ifadelerini kullandı.

Vergi disiplinine de değinen Saydam, sık sık çıkarılan vergi aflarının sistemde ciddi bir yozlaşmaya yol açtığını belirterek, “Bugüne kadar 20. vergi affı yayınlandı. Ödeyenlerin hakkı ne olacak? Vergi ödemeyenler, iki yıl beklediklerinde affedileceklerini biliyor. Bu durum, sistemin çökmesine neden oluyor” dedi.

Denetim kurumlarının etkisiz kaldığını belirten Saydam, Sayıştay’ın raporlarının sadece Meclis’e sunulup tartışıldığını, ancak mahkemeye veya mali polise havale edilen çok az dosya olduğunu söyledi. “Sayıştay, görevini tam anlamıyla yerine getirmiyor. Meclis’e sunulan raporların kaçı hukuki süreçlere taşındı? Neredeyse hiçbiri” diyerek mevcut denetim mekanizmasının yetersizliğine dikkat çekti.

ÇULHAOĞLU: YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE ADLİ SÜREÇLERDE CİDDİ ZORLUKLARLA KARŞILAŞIYORUZ

Halkın Partisi (HP) Parti Meclisi Üyesi Av. Uğur Çulhaoğlu, yolsuzlukla mücadelenin önündeki en büyük engellerden birinin adli süreçlerde yaşanan sıkıntılar olduğunu vurguladı. Çulhaoğlu, yolsuzluğun bir suç olduğunu belirterek, “Bu suçun soruşturulması, mahkemeye intikal ettirilmesi ve mahkeme sonucunda cezanın verilmesi yolsuzlukla mücadelenin en önemli ayağıdır” dedi.

Yolsuzlukla mücadelenin sadece kamuoyu baskısı ve kontrol mekanizmalarıyla sınırlı olmadığını belirten Çulhaoğlu, özellikle hukuki süreçlere dikkat çekerek bu alandaki sorunları Başsavcılık, Polis ve Yargı olmak üzere üç başlık altında ele aldı.

Anayasanın 158. maddesi uyarınca Başsavcının geniş yetkilere sahip olduğunu belirten Çulhaoğlu, “Başsavcı, kamu yararına uygun gördüğü takdirde herhangi bir suç hakkında dava açabilir veya açmayabilir. Ancak bu yetkinin denetlenmesini öngören bir mekanizma yok” diyerek bu sistemin sağlıklı olmadığını ifade etti.

Başsavcılığın yaşadığı en büyük sorunlardan birinin yetersiz personel ve savcı eksikliği olduğunu vurgulayan Çulhaoğlu, “Yolsuzluk dosyalarının incelenmesi, personel eksikliği nedeniyle uzun sürüyor. Bu durum soruşturma süreçlerini de geciktiriyor. Savcı istihdamlarında belirli kriterler olmaması ve liyakat sisteminin tam olarak uygulanmaması da süreci olumsuz etkiliyor” dedi.

Yolsuzlukla mücadelede özel ceza davalarının açılmasının zorlaştırıldığını belirten Çulhaoğlu, “Yüksek Mahkeme, devlet için önem arz eden suçların münhasıran Başsavcı tarafından kovuşturulması gerektiğini belirterek, özel ceza davalarının önünü kapattı. Eğer bu mekanizma aşılabilirse, yolsuzluk davaları daha hızlı ilerleyebilir” ifadelerini kullandı.

Yolsuzluk suçlarının polis tarafından soruşturulduğunu hatırlatan Çulhaoğlu, polis teşkilatındaki personel eksikliğinin bu süreçleri zorlaştırdığını söyledi. “Polis teşkilatı, yolsuzluk gibi komplike suçları soruşturmak için yeterli sayıda personele sahip değil. Ayrıca, bu suçları soruşturan polis memurlarına ek ödenek verilmemesi de bir başka sorundur” dedi.

Suçları soruşturmanın, polisleri suç örgütleriyle ve güçlü kişi veya gruplarla karşı karşıya getirdiğini belirten Çulhaoğlu, bu durumun da polislerin motivasyonunu ve güvenliğini etkilediğini ifade etti. “Suçluların bağlantıları nedeniyle polisler baskı altında kalabiliyor. Bu tür suçları araştıran polislerin korunması ve teşvik edilmesi gerekir” diye ekledi.

TURGUT ALAS: YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE TOPLUM OLARAK DAHA FAZLA TEPKİ VERMELİYİZ

Halkın Partisi (HP) Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Turgut Alas, yolsuzlukla mücadelenin sadece hukuki değil, aynı zamanda toplumsal bir mücadele olduğunu vurguladı. Yolsuzluğun ülkede giderek artan bir sorun haline geldiğini belirten Alas, “Yolsuzluk, sadece birinin hakkına çökmek değildir. Kaçakçılık, kara para, rüşvet, hakkı gasp etme gibi birçok suç yolsuzluk kavramının içindedir. Maalesef ülkemizde son yıllarda bu tür olayları sık sık yaşıyoruz” dedi.

Yolsuzluğun sadece bireysel bir suç olmadığını, sistematik bir çürümenin sonucu olduğunu belirten Alas, “Denetimi sağlaması ve liyakati koruması gereken kişiler yolsuzluk yapıyorsa, onlardan çözüm beklemek trajikomik olur” ifadelerini kullandı.

Alas, hükümetin yolsuzluğa karşı adım atmamasını eleştirerek, “Devlet başka bir şeydir, hükümet başka bir şeydir. Devletin devamlılığı önemlidir, ancak şu anki hükümete baktığımızda, yolsuzluğun önünü açan bizzat kendileri oluyor. Böyle bir ortamda yolsuzlukla mücadelede devlet mekanizmalarının etkili olması mümkün değil” dedi.

Ziraat mühendisi olduğunu hatırlatan Alas, tarımsal bir benzetmeyle durumu şöyle özetledi: “Öğrencilerime her zaman şunu söylerim: Sağlıklı bir tohum ekerseniz, sağlıklı bir bitki elde edersiniz. Çürük tohum ekerseniz, hastalıklı bir bitki yetişir. Biz bir yerlerde yanlış tohumlar ektik. Artık sağlıklı tohumları bulup ekmeliyiz ki sağlıklı bir memlekete sahip olalım” dedi.

Alas, ülkedeki siyasi sistemin zaman içinde yozlaştığını belirterek, “Siyasi anlamda büyük bir çürümüşlük var. Liyakat yok, denetim yok, hesap soran mekanizmalar işlemiyor” ifadelerini kullandı.

Yolsuzluğa karşı mücadelenin sadece siyasi partilere değil, tüm vatandaşlara düştüğünü belirten Alas, “O zaman çaresiz miyiz? Hayır, çaresiz değiliz. Toplum olarak, muhalefet olarak bu konuları daha çok konuşmalı, daha çok gündeme taşımalıyız. Yolsuzluğu her köyde, her evde anlatmalı, herkesin haberdar olmasını sağlamalıyız. Bu sadece siyasi partilerin değil, memleketini seven her yurttaşın görevidir” dedi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }