Hükümet edenler, kamuda ihtiyaç olan yerlere istihdam yapmıyor…
Aslında devlet daire ve kurumlarına istihdam yapılıyor ama yapılması gereken yere değil.
İhtiyaç olmayan yerlere partizanca geçici işçi istihdam ediliyor.
70’lerde yaptılar, 80’lerde yaptılar, 90’larda yaptılar, dünyada ve ülkede çok şey değişti, hatta çağ döndü 20’nci Yüzyıl’dan 21’inci Yüzyıl’a geçtik ama partizanca istihdam son bulmadı.
Maalesef, 2000’lerde de partizanca istihdam yapılıyor…
Parti yönetimlerinde başkanlar, yöneticiler değişiyor, milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar yeni kişiler oluyor ama zihniyet değişmiyor, illaki partizanca istihdam…
Başka bir numara yok, bildikleri tek şey devlet daireleri ve kurumlarına partizanca insan sokmak.
İşin ilginç bir yanı daha var, bu kişiler kamuda ihtiyaç olmayan ya da aciliyeti bulunmayan yerlere istihdam ediliyor.
Amaç, partililerin fazla yorulmadan, ter dökmeden, avanta maaş alacağı bir yer bulmak.
Doğru ya, çalışacak, zorlanacak, sözde ezilecek olduktan sonra devlette iş bulmanın anlamı ne değil mi?
Mantık şu; devlet işi demek, yan gelip yatmak demektir.
Birçok kişide böyle bir zihniyet gelişti, o nedenle ihtiyaç olan yerlere istihdam yapmıyorlar, zaten partizanca istihdam yapılan kişiler bu yerleri istemiyor.
Peki o yerler nereleridir? O yerler işin çok olduğu, yoğunluğun bulunduğu, insanların yorulduğu, kimilerine göre zor yerler…
Çalışmanın, yorulmanın, ter dökmenin “zor” sayıldığı bir zihniyet…
Oraları tercih edilmiyor ve oralara istihdam yapılmıyor.
Ne ilginç değil mi? Ülkenin geldiği durumu görebiliyor musunuz?
Mesela yarın Çağlayan Çocuk Yuvası’nda HÜR-İŞ eylem yapacak.
Neden? Çünkü oraya istihdam yapılmıyor, mevcut personel iş yükü altında eziliyor.
Orada 72 saat kesintisiz çalışmak zorunda kalan personel varmış…
Çocuk yuvasında çalışmak zor, partizanca istihdam edilenler orayı istemiyor, orası için Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla istihdam da açılmıyor.
Başka? Mesela Devlet Üretme Çiftlikleri’ne de istihdam yapılmıyor.
Neden? E kolay mı çiftlikte çalışmak, hayvanlarla uğraşmak, onları yedirmek, tımar etmek, ağılları temizlemek?
Devlet Üretme Çiftlikleri’nde de personele ihtiyaç var, mevcut personel iş yükü altında eziliyor ama kimin umurunda?
Başka? Sendika açıklıyor; Merkezi Cezaevi’nde de personel eksikliği var, dülgere, terziye, berbere, demirciye, su tesisatçısına ihtiyaç varmış…
Karayolları Dairesi’ni biliyorsunuz, personel eksikliği nedeniyle neredeyse misyonunu yitirdi.
Mesela kişiler, Araç Kayıt, Muayene ve Ruhsatlandırma Şubesi’nde çalışmak istemiyor, oradan başka yere geçmek için torpil kullanıyormuş.
Neden? Çünkü orada çok iş var, personelin başını kaşıyacak vakti yok diye.
İşte böyle… İşi çok olan daire ve kurumlar tercih edilmiyor.
Kamunun da ülkenin de geldiği duruma bakar mısınız?
“Devlet daire ve kurumları verimsiz halden kurtulmalı, oraları disipline edilmeli” deniyor.
Bu zihniyetle çok zor… Partizanlığın bu kadar içine işlediği, rahatlık için torpilin yapıldığı, liyakatin kaybolduğu bir kamu zor düzelir.
İhtiyaçlı alanlara istihdam bile yapmayan ama arka kapıdan partizanca geçici personel ve danışman doldurulan zihniyetle kamunun düzelmesi mümkün değil.
Zaten ülken her tarafıyla sapır sapır dökülüyor, devlet daire ve kurumları mı bundan nasibini almayacaktı?