Dünyadaki bütün hayvanlar manyetik alanı hisseden mekanizmaya ev sahipliği ediyor olabilir, bu gizemli altıncı hissi kullanarak hareket etmeyen organizmalar bile. Meyve sinekleri üzerinde araştırma yapan bilim insanları yüksek miktarda olduğunda ya da diğer moleküller eşlik ettiğinde manyetik hassaslığa cevap verebilen, bütün yaşayan hücrelerde bulunan bir molekül keşfetti. Yeni araştırmalar manyetik alanı algılamanın hayvanlar aleminde bizim bildiğimizden daha yaygın olduğunu gösteriyor. Eğer araştırmacılar haklıysa, bu, farklı güçlere sahip neredeyse bütün canlılarda olan eski bir özellik olabilir. Bu bütün hayvanların ya da bitkilerin manyetik alanı hissedip takip edebildiği anlamına gelmiyor, ama bizimki de dahil bütün canlı hücrelerin bunu yapabileceğini gösteriyor. Manchester Üniversitesi’nden nörolog Richard Baines ‘‘Görme, işitme, dokunma, tatma ve kokuya kadar dış dünyayı nasıl algıladığımız iyi anlaşılmıştır.’’ şeklinde konuştu. Ama aksine, hangi hayvanın manyetik alanı hissettiği ve nasıl tepki verdiği bilinmiyor. Bu çalışma hayvanların çok aktif ve tartışmalı bir alan olan dış manyetik alanları nasıl algıladığını ve bunlara nasıl tepki verdiğini anlamada önemli ilerleme kaydetti. Manyetik alanı algılama bize sihir gibi geliyor olabilir ancak, vahşi yaşamda bol miktarda balık, amfibiyanlar (çok yaşamlılar), sürüngenler, kuşlar ve diğer memeliler Dünya’nın manyetik alanını hissedebilir ve boşlukta yönlerini belirlemek için kullanıyor. Bu kuvvet aslen bizim türümüz için görünmezdir bu yüzden bilim insanlarının fark etmesi oldukça uzun sürmüştür. Bilim insanları ancak 1960’larda bakterilerin manyetik alanı algılayabildiklerini ve kendilerini o alana doğru yönlendirdiklerini keşfetti. 1970’lerde de, bazı kuşların ve balıkların göç ederken dünyanın manyetik alanını takip ettiğini fark etti. Ancak bugün bile, hayvanların bu inanılmaz navigasyon becerilerini nasıl kazandığı bilinmiyor.