Sağlık

YDÜ Hastanesi’ne üst solunum yolu şikâyetiyle gelen hastaların yüzde 78,3’ü İnfluenza A kaynaklı

Abone Ol

Kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarındaki artış, enfeksiyon hastalıkları ve pediatri servislerinde yoğunluğa neden olurken, bu durumun temel sebepleri arasında influenza A virüsünün yaygınlığı dikkat çekiyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne Aralık ve Ocak aylarında başvuran semptomlu hastalarda yapılan analizler, dolaşımdaki diğer virüslerle birlikte influenza A’nın en baskın viral etken olduğunu ortaya koydu.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetiyle başvuran vakaların yüzde 78,3’ünde influenza A virüsü tespit edildi. İnfluenza A virüsüne ek olarak, sirkülasyonda bulunan respiratuvar sinsityal virüs (RSV) A ve B türlerine toplamda yüzde 11,7 oranında rastlanırken, geriye kalan örneklerin yüzde 5’inde influenza B virüsü, yüzde 1,7’sinde COVID-19’a yol açan SARS-CoV-2, yüzde 3,3’ünde ise birden fazla viral etkenin neden olduğu ko-enfeksiyonlar saptandı.

1 Aralık 2024 ile 16 Ocak 2025 tarihleri arasında kaydedilen verileri değerlendiren Yakın Doğu Üniversitesi Moleküler Mikrobiyoloji Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Buket Baddal, “Laboratuvarımıza ulaşan toplam 138 klinik örnekten 60’ı pozitif saptandı ve pozitiflik oranı yüzde 43,5 olarak belirlendi. Pozitif örnekler arasında ise yüzde 78,3’lük bir oranla, yani 47 örnekle, en baskın etkenin influenza A virüsü olduğunu tespit ettik” ifadelerini kullandı.

PCR testleri ile veri toplama, izleme ve değerlendirme önemli!

Solunum yolu enfeksiyonlarında etkenin belirlenmesi için ateş, öksürük, burun akıntısı, halsizlik, baş, boğaz ve eklem ağrıları gibi klinik belirtileri olan kişilerden ağız ve burundan alınacak sürüntü örneklerinin moleküler PCR testleri ile analiz edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Buket Baddal; “Önemli olan bilimsel verilerin analizi ile salgın izlemi ve sürekli sürveyans sistemi ile salgına yol açan etkenlerin belirlenmesidir” dedi. Sürveyans sistemi yani veri toplama, izleme ve değerlendirme ile salgının en üst seviyeye ulaşacağı dönemin öngörülebileceğine de değinen Doç. Dr. Baddal, sağlık hizmetlerinde buna göre önlemler alınabileceğine dikkat çekti.

Solunum yolu enfeksiyonlarının öncelikle damlacık yoluyla, hava yoluyla veya dolaylı temasla bulaştığını ifade eden Doç. Dr. Buket Baddal: “Kalabalık ve kapalı ortamlarda maske takarak bulaşı önleyebiliriz. Özellikle grip semptomları varsa toplum içerisinde maske kullanmalıyız. Fakat maske kullanımı dışında el hijyeni de çok önem taşıyor. Ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Risk grupları aşılanmalı!

Doç. Dr. Buket Baddal, özellikle risk gruplarının aşılanmasının önemine dikkat çekerek, 65 yaş üstü bireyler, kronik hastalığı olanlar, 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklar, diyabet, astım, KOAH ve kalp yetmezliği gibi hastalıkları bulunanlar, sağlık çalışanları, kreş ve huzurevi personelleri ile hamilelerin grip aşısıyla korunabileceğini belirtti. Aşılama sürecinin, bu gruplarda ağır grip vakalarını, olası komplikasyonları ve gribe bağlı ölümleri önlemede kritik bir rol oynadığını ifade eden Doç. Dr. Baddal, aşılamanın genellikle Eylül ve Ekim aylarında yapıldığını, ancak aşılanmayan kişilerin Mart ayının sonuna kadar bu imkândan faydalanabileceğini söyledi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }