Sağlık

Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları açıkladı

Abone Ol

Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, 2023’te Kıbrıs’ta çok sayıda kedi ölümüne neden olduğu tahmin edilen kedi koronavirüsünün, insana bulaşma riskini araştırdı. FCoV-23 viral genom dizisi kullanılarak bilgisayar ortamında 11 farklı yeni alt tip açığa çıkaran araştırmacılar, kedi koronavirüsünün insana bulaş riskinin çok düşük olduğunu açıkladı.

Son bir yılda Kıbrıs’ta pek çok ev ve sokak kedisinin ölümüne neden olduğu tahmin edilen kedi koronavirüsü (FCoV-23), yaygınlığı azalsa da önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Akıldaki soruların başında ise insana bulaşma riski olup olmadığı geliyor. 2024’ün ilk günlerinde, kedi koronavirüsünün tespitinde kullanılmak üzere PCR kiti geliştiren Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları, FCoV-23 viral genom dizisini kullanarak yaptıkları analizle bu sorunun cevabını ortaya çıkardı.

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları Dr. Ahmet Çağlar Özketen ve Dr. Hasan Hüseyin Kazan, FCoV-23’ün insana olası enfeksiyonununu protein seviyesinde, bilgisayar ortamında modelledi. FCoV-23’ün, insandaki hedef proteinlerle etkileşimini inceleyen araştırmacılar, virüste görülebilecek olası mutasyonların bu etkileşimi nasıl değiştirebileceğini ortaya koydu.

Risk çok az

Ada genelinde görülen yeni kedi koronavirüs tipinin (FCoV-23), insanlara bulaşıp bulaşmayacağının tespitinin önemini vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları Dr. Ahmet Çağlar Özketen ve Dr. Hasan Hüseyin Kazan, “FCoV-23’ün protein bağlanma bölgesinin, insan APN proteini ile etkileşiminin açığa çıkarılması gerekliydi. Bilgisayar ortamında yürüttüğümüz modelleme çalışmalarımız, FCoV-23 dizisine sahip proteinin, insan APN proteini ile etkileşmediğini gösterdi” dedi

Mevcut virüsün geçireceği mutasyonların, insana bulaş riski yaratabileceği uyarısında da bulunan araştırmacılar, “Virüsün mevcut genom dizilimi üzerinde 11 farklı yapay mutasyon yaratıldığında, 5 mutasyona sahip bir yapay alt tipin, insan APN’si ile etkileşebileceğini açığa çıkardık. Ancak, viral genomun mutasyon hızının ve 5 farklı kesin mutasyon görülme olasılığının düşük olması, şu an insana bulaş riskinin çok düşük olduğuna işaret etmektedir” açıklaması yaptı.

Şanlıdağ: Soru işaretlerini ortadan kaldırmayı hedefledik

Kendisi de tıbbi mikrobiyoloji uzmanı olan ve yürütülen çalışmaya liderlik eden Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, çalışma ile ilgili açıklama yaptı. Hayvan sağlığı açısından önemli riskler yaratan salgınların, taşıdıkları olası bulaş riski nedeniyle insan sağlığı için de risk yaratabileceğini vurgulan Prof.  Dr. Şanlıdağ, “Araştırmamızla, ada genelinde görülen kedi koronavirüs salgınının insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirleyerek oluşan soru işaretlerini ortadan kaldırmayı hedefledik” dedi. 

“Gerçekleştirdiğimiz modelleme çalışmaları, bilgisayar ortamında simüle edilen olası mutasyonlarla, FCoV-23’nin insana bulaş riskini ortaya koymaktadır; ancak, bu riskin görülme olasılığı, tahmin edilen mutasyon hızı ve fazla sayıda mutasyon birlikteliği nedeniyle, oldukça düşüktür” diyen Prof. Dr. Şanlıdağ, “Viral genomdaki gerçek mutasyon hızının tespiti için, geliştirdiğimiz tarama kiti ile tespit ettiğimiz pozitif vakaların dizilenmesi, önümüzdeki günlerdeki en önemli çalışmalarımız arasında olacaktır. Yine de koronavirüslerin türler arası geçişi gerçeği, öngörülemeyen faktörlerle insana bulaş riskini her zaman barındırmaktadır. Bu nedenle, hayvanlarla etkileşim konusunda dikkatli olunması gerekmektedir” uyarısında bulundu.

Özverel: Pek çok virüsü yakından takip ediyoruz

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel ise Kıbrıs genelinde önemli gündemlerden biri haline gelen kedi koronavirüsünün tespiti için kısa süre önce PCR kiti geliştirdiklerini hatırlatarak, “FCoV-23’ün tespitini 3 saat içerisinde kesin olarak belirleyebilen PCR kitimizin ardından, hastalığın insana bulaşması riskini değerlendiren çalışmamızı da tamamladık” dedi.

Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının tamamladığı çalışmanın, toplumda oluşan endişelere cevap vermenin yan sıra, kedi koronavirüsünün neden olabileceği olası bir salgına hazırlıklı olunması açısından da son derece önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, “Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü olarak, sadece kedi koronavirüsünü değil, canlı sağlığını tehdit edebilecek pek çok virüsü yakından takip etmeye devam ediyoruz” dedi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }