Vurgulanması gerekenler...

Abone Ol

Ünal Üstel koalisyon hükümeti öteden beri yazdığımızca  Ankara ile en üst düzeyde iyi ilişkiler sürdürürken hem bu “samimi ve haddini bilen kaçınılmaz ilişkinin “teşekkürü” mahiyetinde Ankara’nın lütfuna mazhar oldu hem de KKTC’deki kalkınma sürecinde  akmazsa damlayan bir ekonomik hareketlenme yarattı..

Vurgulanması gereken bir ötesi faydası ise “durdurulamayan pahaya karşı  zararı ile yarattığı infiali, az çok izale eden kamu görevlileriyle hak sahiplerine pahalılık oranlarında yapılan ve sürekli katlanan maaş oranındaki  zamlar oldu..  

YANİ Üstel Hükümeti her şeyden önce ülkedeki “yaşam standardını” sefilleştirmeyi  tetikleyecek bir seviyesizlikte tutmadı.. Ancak pahayı önlemesi de mümkün olmadı. Genelde nüvesi sermaye çevrelerinden oluşan UBP hükümeti “kamu görevlilerinden” oluşan orta direği ayakta tutarak hem istikrarın devamını sağladı dolayısıyla hem de siyasi krizlerin yollarını tıkadı!

***

ANCAK KKTC’de hükümet icraatları yönünden genel bir memnuniyetten söz etmek mümkün değildir! Artı  aksatılmayan maaşlar, kişilerin hesaplarına yansıtılan  artı zamlar   ucu ucuna anca sürdürüle bilinen   hayatların idamesinden öte  bir fayda sağlamadı!

KKTC’de büyük projelerin ise  sadece ayak sesleri işitildi. Fakat  asıllarının seyretleri görülmedi!  BUNA  karşılık sonunda Ercan Hava alanının yenilenmesi ile başlayan yeni atılımlar görüldü ama onları da Emrullah Turanlı gibi iş insanlarımızın yarattığı tatsızlıklar gölgeledi!.

NE VARi Kİ olumlu denilecek süreklilik kazanan günlük  ekonomik iyileştirmeler, bu mayfoşi olayları aştı ki son zamanlarda baskıcı ve bunaltıcı yeni sorunlar yaratmıyor.. Bunlara karşın:  

***

BU ÜLKEDE bir basın mensubu olarak fiilen  yerimi aldığımda yıl 1963 idi.. Tutun ki  oluşumunun bir yarısı rastlantılara dayanıyordu! Fakat diğer yarısı bugünlere kadar gelen belki mesleğin tutkulu basın mensuplarında bile ender görülen bir merak ve şevkti!.

O YILLARDA rahmetle andığım toplum liderlerimizden “Dr. Fazıl Küçük ile rahmetlik Denktaş ekolündendim” demeye bile gerek yoktur. Ki gazeteci olanlar bilirler: Olayların içinde  yoğrularak yaşardınız!

NİTEKİM bu uzun süreli geçmişten bugünlere 1974 Barış Harekâtı zaferini de görüp yaşadımdı.. Güney’deki Türk yurttaşlarımızın Kuzey’e göç ettiklerine tanık oldumdu.. Cemaat esamesinden evrilerek devlet olduğumuza tanıklık ettimdi.. Bir okka patates için bile Rum’a muhtaçken sonraları Kuzey’in tüm nimetlerini paylaşma gibilerinden iki bölgeli ekonomiyi de yaşadımdı… DERKEN bugünlere son bir beklenti ile ayak bastımdı: “Hür ve egemen Kıbrıs Türk Devletinin ayni zamanda Güney’deki Rum devleti kadar egemen ve tanınmış bir dünya devleti olması…”

Kıbrıs adasında dünyanın ve uluslararası örgütlerinin tanıyıp kabul edeceği bir Türk devleti olarak yerimizi alabilmek efkârında bitmeyen bir özlemle.. Ki bir gün  “inşallah olacak” diyorum da!... Hazır mıyız? Cevabım hâlâ “hayır;dır!                                                                                                                

***

İŞTE ŞİMDİLERDE bu inatçı ve kene gibi kan emici  siyasi sorunla ilgili düşüncelerimi  silkelerken…  Yerine “gerçek anlamda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini bir yeni dünya devleti olarak koyabilir miyiz” diye heyecanlanıyorum..

Ve “neden olmasın” derken de gözlerimi Üstel hükümetine çeviriyorum.. Ki “hükümetler gelir gider asıl önemli olan “ilkesel ve ulusal mefkûreyi” terk etmeden görev teslimi yapmayı becermektir.

TABİ unutmak mümkün değildir: Arkamızda en az bizim kadar heyecanlı artık hep ileriye doğru yürüyen “anavatan Türkiyemiz” vardır ki çoktan Ortadoğu sınavını vermiş dünyasallığa doğru yürümek ne kelime, koşturmaktadır..

TARİHE ve kadere bu nedenle teşekkür ederim: Kıbrıs Türk halkını var eden Türkiye ile birlikte KKTC  emin adımlarla yürümektedirler geleceğe....

Kİ GEÇEN gün Başbakan Sn. Ünal üstel “başarılara, büyüklüklere, bu adada daha çok var oluşa layık bir Türk devleti olarak koşturur gibi yürümeye hep devam edeceğiz hatırlatmalarındaki sözleriyle geleceğimizi bir kez daha aydınlatırken en büyük temennimizdir budur dedikti içimizden..

Kİ  artık bu gerçeği komşumuz Rum devleti de görmelidir..

Çünkü bugüne kadar dünyada görülmemiştir: Atılan adımlarla kat edilen yollarda geri gidişler ola! Hep ileri hep daha ileri… Bugünün gençlerine yarın kutlu ve mutlu bir vatan bırakmak en büyük başarımız olmalıdır…

 

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }