Kıbrıs

Vatandaş tepkili; kaymakamlıklar ‘belediyelere gidin’, belediyeler ‘kaymakamlığa gidin’ diyor

Abone Ol

   Ülkemizde her ilçede devleti temsil eden ve bulundukları bölgenin en büyük mülki idari amirliği olan kaymakamlıklarda vatandaşlarla yeterince ilgilenilmediği iddia ediliyor. 

   Belediyelerin birleştirilmesiyle başlayan ve Belediyeler Yasası’nın revize edilmesiyle tamamlanan Belediyeler Reformu’nun ardından kaymakamlıklar ile belediyeler, bazı işlemlerle ilgili zaman zaman karşı kaşıya kalıyor.

   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan vatandaşlar, işlemlerini halletmek için kaymakamlıklara gittiklerinde, kaymakamlıkların ‘belediyelere gidin’; belediyelerin ise ‘kaymakamlıklara gidin’ dediğine dikkat çekti.

   Bu durumdan şikayetçi olan vatandaşlar, herkesin topu birbirine attığını söyledi.

 

Baybars: Kaymakamlıkların bütçesi artırılmalı

   Eski İçişleri Bakanı, bağımsız milletvekili Ayşegül Baybars, kaymakamlıkların, ilçelerin en büyük mülki amirliği olduğunu belirterek halka hizmet noktasında bütçelerinin artırılması gerektiğini söyledi.

   Geçmiş dönemlerde kaymakamlıkların bütçesinin belli olmadığını ve her kaymakamlığın kendi ihtiyacını “ortak havuzdan” karşıladığına dikkat çeken Baybars, İçişleri Bakanı olduğu dönemde her ilçeye ayrılan bütçeyi ayırmayı başardıklarını ifade etti.

   Kaymakamlıkların çok fazla görev ve sorumluluğunun bulunduğunu dile getiren Baybars, bu bağlamda sadece bütçelerini ayırmanın yeterli olmadığını kaydetti.

“Yıllardır yeterli kaynak ayrılmıyor”

   Baybars, ova yollarının temizliğinin kaymakamlıkların sorumluluğunda olduğunu, ancak her kaymakamlıkta bir tane ekskavatörün bulunduğunu söyledi.

   Kaymakamlıklarda ekipman ve teçhizata ihtiyacı olduğunu belirten Baybars, yıllardır bu durumla ilgili de yeterli kaynak ayrılmadığına dikkat çekti.

   Ayşegül Baybars, kaymakamlıkların işletme izni, müzik izni ve kuyu açma izninin yanı sıra denetim yapma ve inşaat ruhsatı verme gibi sorumluluklarının da olduğunu ifade etti.

   Baybars, vatandaşlara hizmet verme noktasında kaymakamlıkların bütçesi artırılmazsa kaymakamlıkların sadece “törenlerde şehri temsil eden kişi” sıfatının ötesine geçemeyeceğini vurguladı.

“Kaymakamlıklarda yetki karmaşası yok”

   Baybars, belediyeler ile kaymakamlıklar arasında “yetki karmaşası” olmadığını, ancak zaman zaman bazı sıkıntıların yaşanabildiğine dikkat çekti.

   Bu sorunların e-devlet sisteminin kurulmasıyla düzelebileceğini söyleyen Baybars, şöyle devam etti:

   “Aslında kaymakamlıkların görevleri ile belediyelerin görevleri belli… Ama kaymakamlıklar altyapı, teçhizat ve insan gücü açısından yeterli donanıma sahip olmadığı için bazı meseleleri belediyeler üzerinden çözmeye çalışıyor.

   Mesela buna örnek olarak kaymakamlıkların yetkisinde olan ova yollarının temizliği konusunda zaman zaman belediyelerden yardım alınabiliyor. Ama normalde yetkiler belli…

   Biz kendi dönemimizde, toplumu bilinçlendirmek için web sitemizde kaymakamlıkların görevlerini ve kaymakamlıklardan alınacak izinlerin hangileri olduğuna dair bilgilendirmelere yer verdik.

   Aslında herkesin şunu bilmesi gerekiyor; yasalarda yetki karmaşası yok. Bu noktada hem memurlara hizmet içi eğitimle görevlerini sürekli hatırlatarak canlı tutmamız, hem de vatandaşı bilgilendirmek için web sitelerini donanımlı hale getirmeliyiz. Sonuçta artık her şey dijital oldu; insanlar nereye başvuracağını, hangi belgelerin istendiğini duyurmamız lazım.”

 

Uluçay: Kaymakamlıklar güçlendirilmeli…

   Eski İçişleri Bakanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Teberrüken Uluçay, kaymakamlıkların yerel yönetimlerin bir parçası olduğuna dikkat çekti.

   Uluçay, bölgenin mülki amirliği olan kaymakamlıkların içerik olarak yetki ve bütçe anlamında çok fazla desteklenmediğini ifade etti.

   Uluçay, bölgelere dönük gereken hizmetlerin daha kurumsal bir şekle dönüştürülebilmesi için kaymakamlıkların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

    Hem bütçe hem de idari kapasite açısından yerel yönetimlerin bir paçası olan kaymakamlıkların güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu belirten Uluçay, “Nasıl ki belediyeler ve muhtarlar yerel yönetimlerin bir parçası ve doğrudan halka hizmet sunar, aslında kaymakamlıklar da bulundukları bölgede devletin yerel yönetimlere dokunan kısmıdır” diye konuştu.

“Yeterli bütçe oluşturulmalı”

   Bu yüzden kaymakamlıklara yeterli bütçe oluşturulması gerektiğini vurgulayan Uluçay, belirli yetkiler dahilinde bu bütçeyi kullanabilmelerine yönelik çalışmaların da yerel yönetimler reformunun ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.

   Uluçay, ülkede konsensüs sağlanarak adım atılmasının hem kaymakamlıklarda yoğunlaşan işlemleri, hem de idareyi rahatlatacak bir unsur olacağını kaydetti.

Bengihan: Yasalar iç içe geçti

   Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, kaymakamlık ve belediyelerin yetkileriyle ilgili yasaların iç içe geçtiğini vurguladı.

   Bengihan, “belediyeler reformuyla” belediyelere bazı yeni haklar verildiğini; belediyelerin yetki alanı, görev ve sorumlukları ile mali yönden kaynak toplayabilmeleri için bazı düzenlemelerin yapıldığına dikkat çekti.

   Bengihan, kaymakamlıkların bölgenin mülki yönetim amirliği olduğunu, ancak bazı haklarla ilgili “yetki aşımı” yaşandığına dikkat çekti.

“Yetki karmaşası yaşanıyor”

 

   Belediyeler ile kaymakamlıklar arasında “yetki karmaşası” da olduğunu belirten Bengihan, “Vatandaş ne yapacağını bilmiyor. Bir işi olan vatandaşlara kaymakamlıklar, ‘belediyelere gidin’ diyor, belediyeler ise ‘kaymakamlıklara gidin’ diyor… Bu durum sürekli yaşanıyor. Çünkü bazı yasaların sınırları açık ve net bir şekilde belirlenmedi” diye konuştu.

“Bunun sorumlusu iş bilmez hükümetler”

   Yeni yasalarla kaymakamlıkların bazı yetkisinin “sınırları belli olmadan” belediyelere verildiğini belirten Bengihan yetki karmaşasının bu sebeple yaşandığını, bunun sorumlusunun ise “iş bilmeyen hükümetler” olduğunu söyledi.

   Bengihan, hükümetlerin iş bilmezliğinin faturasının halka kesildiğine dikkat çekti.

“Kaymakamlar yeterli bilgi ve tecrübeye sahip değil”

   Geçmişte ilçe müfettişi olarak çalışan yetkili, donanımlı, bilgili ve kurumsal hafızaya sahip kişileri kaymakam olması gerektiğini belirten Bengihan, şöyle devam etti:

   “Şu an kaymakam olan kişiler ‘kötüdür’ demiyorum ama maalesef yeterli bilgi ve tecrübeye sahip değiller. Geçmişte öğretmenlerin bile kaymakam olduğu dönemler yaşandı. Kaymakamlık konusunda bilgi, becerisi ve tecrübesi olmayan kişilerden kaliteli hizmet beklemek kolay olmaz.”

“Mülki Yönetimler Yasası güncellenmeli”

   Bengihan, kaymakamlıkların daha iyi hizmet verebilmesi için Mülki Yönetimler Yasası’nın güncellenmesi gerektiğini söyledi.

   En az 15 yıldır kaymakamlıklara “ilçe müfettişi ilk atama sınavı” yapılmadığını belirten Bengihan, şu an kaymakamlıklarda üçüncü derece ilçe müfettişi olmadığına dikkat çekti.

   Bengihan, şu anki müfettişlerin birinci ya da ikinci derece kıdemli olduğunu ifade ederek “Bu durum bizim kaymakamlıklara hükümetlerin ne kadar önem ve değer verdiğini gösteriyor” dedi.

   Kaymakamlıklara nitelikli ve liyakatli istihdam da yapılmadığını söyleyen Bengihan kamunun geçici işçi, geçici memur ve sözleşmeli gibi kadrolarla partizanca doldurulduğunu kaydetti.

 

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }